AstronomiBiyolojiÇevreYer Bilimleri

Ağaç Halkaları, Süpernovalar Hakkında Bilgi Verebilir

Yazan: Daniel Strain

Çeviren: Ümit Sözbilir   

Düzenleyen: Çağla Ayaz

Özet: Yeni araştırmalara göre Dünya’dan binlerce ışık yılı uzaklıkta meydana gelen devasa enerji patlamaları gezegenimizin biyolojisinde ve jeolojisinde izler bırakmış olabilir.

Colorado Boulder Üniversitesi Yer Bilimcisi Robert Brakenridge’in yeni araştırmasına göre Dünya’dan binlerce ışık yılı uzaklıkta meydana gelen büyük enerji patlamaları gezegenimizin biyolojisi ve jeolojisinde izler bırakmış olabilir.

Bu ay International Journal of Astrobiology‘de yayımlanan çalışma, bilinen evrendeki en şiddetli olaylardan bazıları olan süpernovaların etkilerini araştırıyor. Sadece birkaç aylık bir süre içinde, bu patlamalardan yalnızca bir tanesi, tüm yaşamı boyunca Güneş’in yapacağı kadar enerji açığa çıkarabilir. Aynı zamanda gerçekten parlaklar.

Colorado Boulder Üniversitesindeki Arktik ve Alp Araştırma Enstitüsünde (INSTAAR) kıdemli bir araştırma görevlisi olan Brakenridge, “Diğer gök adalarda her zaman süpernovalar görüyoruz.” dedi. “Teleskopla bakıldığında gök ada biraz puslu bir noktadır. Sonra birdenbire bir yıldız belirir ve gök adanın geri kalanı kadar parlak olabilir.”

Çok yakındaki bir süpernova, insan uygarlığını Dünya’nın yüzeyinden silebilir. Brakenridge, gezegenimizi tehlikeli radyasyonla yıkayan ve koruyucu ozon tabakasına zarar veren bu patlamaların daha uzaktan bile olsa bir bedeli olabileceğini söyledi.

Bu olası etkileri incelemek için Brakenridge bu uzak, kozmik patlamaların parmak izlerini gezegenin ağaç halkası kayıtlarında araştırdı. Bulguları, nispeten yakın süpernovaların teorik olarak son 40.000 yılda Dünya’nın iklimindeki en az dört kesintinin nedeni olabileceğini gösteriyor.

Sonuçlar kesin olmaktan uzaktır ancak Dünya’daki yaşamın istikrarı söz konusu olduğunda, uzayda olanların her zaman uzayda kalmayacağına dair kışkırtıcı ipuçları sunuyorlar.

Brakenridge, “Bunlar şiddetli olaylar ve potansiyel etkileri ağaç halkası kayıtlarıyla eşleşiyor gibi görünüyor.” dedi.

Radyokarbon Sivri Uçlar

Araştırması, meraklı bir atom vakasına dayanıyor. Brakenridge, aynı zamanda radyokarbon olarak da bilinen karbon-14’ün, Dünya’da sadece küçük miktarlarda oluşan bir karbon izotopu olduğunu açıkladı. O da buralardan değil. Radyokarbon, uzaydan gelen kozmik ışınlar gezegenimizin atmosferini neredeyse sabit bir şekilde bombaladığında oluşur.

Brakenridge, “Genel olarak her yıl sabit bir miktar vardır.” dedi. “Ağaçlar karbondioksit toplar ve bu karbonun bir kısmı radyokarbon olacaktır.”

Ancak bazen, ağaçların topladığı radyokarbon miktarı sabit değildir. Bilim insanları, bu izotopun ağaç halkaları içindeki derişiminin aniden ve görünürde dünyevi bir sebep olmaksızın yükseldiği bir avuç vaka keşfettiler. Pek çok bilim insanı bu birkaç yıllık artışların, Güneş patlamaları veya güneş yüzeyinden büyük enerji püskürmelerinden kaynaklanabileceğini varsaydı.

Brakenridge ve bir avuç başka araştırmacı, gök adamızdan çok daha uzaktaki olayların bunun sebebi olacağını düşündü.

Brakenridge, “Bir açıklama için yalvaran karasal olaylar görüyoruz.” dedi. “Gerçekten sadece iki olasılık var: Bir güneş patlaması veya bir süpernova. Süpernova hipotezinin çok çabuk reddedildiğini düşünüyorum.”

Bir süpernovadan gelen şok dalgasının yarattığı saatte kabaca 17 milyon km hızla genişleyen bir gaz kabarcığı. (Kaynak: NASA)

Betelgeuse’a Dikkat Edin

Yazar, bilim insanlarının muazzam miktarda gama radyasyonu üreten diğer gök adalarda süpernovalar kaydettiğini belirtti ki aynı tür radyasyon Dünya’da radyokarbon atomlarının oluşumunu tetikleyebiliyor. Bu izotoplar kendi başlarına tehlikeli olmasalar da seviyelerindeki bir artış, uzaktaki bir süpernovadan gelen enerjinin gezegenimize doğru yüzlerce ila binlerce ışık yılı gittiğini gösterebilir.

Bu hipotezi test etmek için Brakenridge geçmişe döndü. Son 40.000 yılda Dünya’ya nispeten yakın bir yerde meydana gelen süpernovaların bir listesini oluşturdu. Bilim insanları, geride bıraktıkları bulutsuları gözlemleyerek bu olayları inceleyebilirler. Daha sonra bu gök adasal havai fişeklerin tahminî yaşlarını yerdeki ağaç halkası kayıtlarıyla karşılaştırdı.

Araştırılan en yakın sekiz süpernovadan hepsinin Dünya’daki radyokarbon kaydındaki açıklanamayan sivri uçlarla ilişkili göründüğünü buldu. Bunlardan dördünün özellikle gelecek vaat eden adaylar olduğunu düşünüyor. Vela takımyıldızındaki eski bir yıldızın durumunu ele alalım. Bir zamanlar Dünya’dan yaklaşık 815 ışık yılı uzaklıkta bulunan bu gök cismi, yaklaşık 13.000 yıl önce süpernovaya dönüştü. Bundan kısa bir süre sonra, radyokarbon seviyeleri Dünya’da yaklaşık %3 arttı ki bu gerçekten şaşırtıcı bir artış.

Bu vakada bulgular, burnumuzun dibinde veya yıldıza yakın bir yerde değil. Bilim insanları, süpernovaların tarihini belirlemekte hâlâ güçlük çekiyorlar, bu da Vela patlamasının zamanlamasını 1.500 yıla varan olası bir hata ile belirsiz hale getiriyor. Bu tür bir bozulmanın o sırada Dünya’da bulunan bitkiler ve hayvanlar üzerindeki etkilerinin ne olabileceği de net değil. Ancak Brakenridge, sorunun çok daha fazla araştırmaya değer olduğuna inanıyor.

“Beni devam ettiren şey, karasal kayıtlara baktığımda ve ‘Tanrım, tahmin edilen ve modellenen etkiler orada görünüyor.’ dememdi.”

İnsanlığın bu etkileri yakın zamanda kendi başına görmek zorunda kalmayacağını umuyor. Bazı gök bilimciler, Orion takımyıldızındaki kırmızı dev bir yıldız olan Betelgeuse’un çökmenin ve süpernovanın eşiğinde olabileceğine dair işaretler bulduklarını düşünüyorlar ve Dünya’dan sadece 642,5 ışık yılı uzaklıkta, Vela’dan çok daha yakın.

Brakenridge sözlerini şöyle tamamladı: “Yaşanacak şeyin bu olmamasını umabiliriz çünkü Betelgeuse gerçekten yakın.”

Yoluyla
Strain, D. (2020, November 11). Tree rings may hold clues to earthly impacts of distant supernovas. University of Colorado Boulder.

Ümit Sözbilir

Sorgulamayı seven bir doktora adayı, yüksek enerji fizikçisi, astronomi sevdalısı, çevre fizikçisi, kitap kurdu, bilmeden konuşmayan. https://www.cern.ch/usozbili

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu