Yazar: Selim Eren Gedik Düzenleyen: Ümit Sözbilir
İnternette kimi deniz canlılarının, avcı kuşların ve bazı özel insanların sıradan insan gözünün göremeyeceği renkler gördüğü haberini okumuşsunuzdur. Görme olayının beynimizin vücudun her yanına gönderdiği duyu nöronlarından, gözlerimize çarpan ışığın yarattığı elektriksel iletilerle gerçekleştiğini biliyoruz. Şimdi David Eagleman’ın kitabından bir bölümü alıntılayacağım.
Mystique (Rebecca Romijn – Jennifer Lawrence) X Men Serisinden bkz.
”Yakın geçmişte Gerald Jacobs ve Jeremy Natlians adlı araştırmacılar bir insan fotopigmentini (belirli dalga boylarındaki ışığı soğurabilen bir retina proteini) kodlayan geni alarak renk körü farelerin genlerine eklediler.Ortaya ne çıktı dersiniz? Renkli görüş. Bu fareler şimdi renkleri birbirinden ayırabiliyor. Onlara, mavi düğmeye bastıklarında ödül kazandıkları, kırmızı düğmeye bastıklarındaysa bir şey kazanmadıkları bir görev veriyorsunuz. Her denemede düğmelerin konumunu gelişigüzel değiştiriyorsunuz. Genetik olarak değiştirilmiş fareler mavi düğmeyi seçmeyi öğrenecekler, renk körü olarak kalmış fareler için düğmeler birbirinden ayırt edilemez olduğundan, onlar da seçimlerini gelişigüzel biçimde yapacaklardır. Yeni farelerin beyinleri, gözlerinin konuştuğu bu yeni lehçeyi dinlemeyi öğrenmiştir artık. İnsanlar için geçerli olan benzeri bir durum da, karşımıza evrimin doğal laboratuvarından çıkar. İnsan dişilerinin en az %15’i, onlara fazladan (dördüncü) bir renk ışık algılayıcı(fotoreseptörü) kazandıran bir genetik mutasyon taşır ve bu sayede yalnızca üç tip renk ışık algılayıcıya sahip olan çoğumuz için aynı görünen renkleri birbirinden ayırt edebilir.Renk cetveli içinde bize aynı görünen iki renk, onlar için alenen farklı olabilir. (Moda tartışmalarının yüzde kaçının bu mutasyondan kaynaklandığıysa bilinmemektedir)”
Bir ”insan dişisi” ile renk tartışmasına girdiğinizde (kadın bile olsanız) emniyetli olmanızı öneririm, sonuçta bu mutasyona sahip arkadaşlarınız sizden adeta farklı renklerde bulunan bir dünyada yaşamaktalar.
Kaynakça: Incognito-David Eagleman
