Soyu Tükenen Kuşları Geri Getiren Arşiv
Yazan: Hannah Hunter
Çeviren: Beyza Hacıoğlu
Düzenleyen: Ümit Sözbilir & Alper Topal
Özet: Teknolojik gelişmelerle birlikte soyu tükenmiş hayvanlara artık eski fotoğraflara ve resimlere ek olarak yeni bir yol ile daha ulaşabiliyoruz. Geliştirilen dijital bir arşiv sayesinde başta kuşlar olmak üzere birçok hayvan türünün sesi, fotoğrafı ve videosu erişimimize her an açık durumda bulunuyor. Zamanla büyümeye devam eden bu arşiv çeşitli bilimsel araştırmalara da katkı sağlıyor.
Soyu tükenmiş olan hayvanlardan bahsedildiğinde birçoğumuzun aklına iskeletler, 19. yy. resimlemeleri (illüstrasyonları) veya eski siyah-beyaz fotoğraflar gelir. Şimdiye kadar onları sadece bu şekilde düşünebilirdik ancak artık teknolojik yenilikler sayesinde soyu tükenmiş türlere ulaşmak için yeni yollar oluşturuldu. Artık birkaç “tık” ile onların seslerini dinleyebiliyoruz.
ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi, 23 tane soyu tükenmiş olduğu düşünülen türün soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan tür listesinden çıkarılmasını 2021 yılının eylül ayında önerdi. Bu türler arasında 11 kuş türü, çok nadir görülen su canlıları, bir meyve yarasası ve bir Hawaii bitkisi bulunmaktaydı.
Soyu tükendiği düşünülen kuşlardan 6 tanesinin [Bachman bülbülü, fildişi gagalı ağaçkakan, Hawaii’de ve Pasifik Adası’nda yaşayan dört adet tür: Zosterop kuşu (Zosterops conspicillatus), Kauai, büyük Kauai kuşu (kāmaʻo), ve Po’o-uli (siyah yüzlü bal sürüngen)] sesi kuşlar gözlemlenebildikleri sırada kaydedilmişti. Kuş seslerini kaydedebilen teknoloji yaklaşık bir asır önce geliştirildi. Bundan dolayı bu türler, sesleri korunabilmiş ve günümüzde soyu tükenmiş olan ilk türlerden bazıları olma özelliğini taşıyor.
Sessiz Olmayan Bir Bahar
Kaydedilen seslere, arşivinde vahşi yaşama ait 1 milyondan fazla ses bulunduran Cornell Ornitoloji Laboratuvarının Macaulay Kütüphanesi internet sitesinden1 ulaşabilmek mümkün. Arşiv, 2020 yılı itibarıyla tüm kuş türlerinin %89’unun sesini, fotoğrafını ve videosunu içeriyor. Sitede bulunan sesler arasında bilim insanları, uzman ve amatör ses kaydediciler tarafından kaydedilen güncel seslerin yanı sıra 1929 yılına kadar uzanan tarihî kayıtlar da bulunuyor.
Bilim insanları, kuş seslerinin evrimini ve hayvanların davranışlarını anlamak için kaydedilen sesleri kullanıyor. Kayıtlar herkese açık olarak yayımlanıyor. Macaulay Kütüphanesi Müdürü Mike Webster, bu kayıtları zaman kapsülü olarak görüyor; kayıtların, dünyanın eskiden nasıl seslere sahip olduğunu duymamıza ve güncel seslerimizi gelecek için saklamamıza olanak sağladığını düşünüyor. Webster’a göre kütüphanedeki tüm kayıtlar çok değerli ancak soyu tükenmiş türlerin sesleri Rembrandt veya Van Gogh gibi yeri doldurulamayacak eşsiz sanat eserlerine benziyor.
Soyu tükenen hayvan sesleri bölümünün ne yazık ki büyümesi bekleniyor. Kuşlar, içinde bulunduğumuz ekolojik krizden çok etkilendi. Sadece Kanada ve ABD’de; doğal yaşam alanı kaybı, zehirli böcek ilaçları ve serbest hâlde bulunan evcil kediler gibi bazı tehditler kuş popülasyonlarını 1970’ten beri yaklaşık 3 milyar azalttı.
Rachel Carson’ın 1962 yılında yazdığı “Sessiz Bahar” isimli kitabı, insanların pestisitleri2 yaygın kullanımı gibi yıkıcı davranışları sonucu kuş cıvıltısı olmayan bir baharın yaşanacağını öne sürerek bir nesil Amerikalı çevreciye ilham verdi. Soyu tükenen kuşların ses kayıtları, bize neyi kaybettiğimizi duyurarak Carson’ın tahminini destekliyor.
Tanrı Kuşu
Fildişi gagalı ağaçkakan ya da kısaca fildişi gaga, nadir bulunması ve dikkat çekici görüntüsü nedeniyle “Tanrı Kuşu” veya “Kutsal Kâse Kuşu” olarak da bilinir. Güneydoğu ABD’de bulunuyordu, Küba’da da bazı alt türleri vardı, ancak 1800’lerden itibaren yok olduğu varsayılan türler arasına girip çıktı. Yok oluşlarının ana nedeni olarak Amerikan İç Savaşı’ndan sonra hızla büyüyen ormansızlaştırma politikası ve müze koleksiyoncuları tarafından kuşların öldürülmesi sayılabilir.
Fildişi gagalı ağaçkakan türü, ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi listesindeki en tartışmalı türdür. Bazı insanlar, bu türün Güneydoğu ABD ormanlarında hâlâ var olduğuna inanıyor. Evrensel olarak kabul edilen son gözlem 1944 yılında yapılmıştı ancak 2000’lerde Cornell Ornitoloji Laboratuvarından bilim insanları da olmak üzere birçok kişinin gözlemi bildirildi.
1935 yılında, günümüzdeki “soyu tükenen kuşlar”ın (1935 yılında henüz soyları tükenmeden önce) seslerini ve görüntülerini kaydetmek için ülke çapında bir ses kayıt gezisine çıkan Cornell kuş bilimcileri tarafından Louisiana’da fildişi gagaların ses kayıtları toplandı. Yıllar geçtikçe, biri 1968’de ve birkaçı da 2006’da olmak üzere bazı fildişi gaga seslerinin kaydedildiği öne sürüldü ancak sadece 1935 kayıt serisi kuş bilimciler tarafından kabul edildi. Fildişi gagaları hâlâ arayanlar için 1935 kayıtları -özellikle internette ücretsiz erişime açık olduğu için- önemli bir yardımcıdır.
Kuş bilimciler, gözlemlerinden önce kayıt için kulaklarını eğitiyorlar. Bazıları, ses kayıtlarını hayatta kalan fildişi gagalarının cevap verebileceği umuduyla kuşların olası yaşam alanlarında oynatıyor. Bilim insanları, fildişi gaga soyunun tükenmediğini öne sürebilmek için bu kuşlara ait olabileceğini düşündükleri günümüze ait ses kayıtlarını 1935 yılı ses kayıtlarıyla karşılaştırdı.
Akıldan Çıkmayan Ses, Tek Kişilik Düet3
Kauai, Hawaii adası Kauai’ye özgü küçük ve koyu renkli bir kuştur. Karmaşık, flüt benzeri “o-o” şarkısıyla bilinir. ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi listesinde yer alan 11 Hawaii ve Pasifik Adası türünden biridir.
Hawaii, şeker kamışı ve diğer para kazanmak için üretilen mahsulleri dikmek için adanın doğal yaşam alanını bozan Avrupalı ve ABD’li sömürgeciler yüzünden çevresel bir kayıp yaşadı. Ayrıca yırtıcı hayvanlar, sıtma taşıyan sivrisinekler ve 1992 yılındaki Iniki Kasırgası; kuşların ölümüne sebep oldu.
Kuş Bilimci Jim Jacobi, 1986 yılında bir erkek Kauai’nin eşi olmadan tek kişilik bir düet yaptığını kaydetti. Bu kuşun, türünün son örneği olup olmadığını bilemeyiz ancak öyle değilmiş gibi dinlemek çok zor.
Bir Kauai şarkısının yeniden düzenlenmiş hâli, 2009 yılında Robert Davis tarafından YouTube’a yüklendi4. Şarkıya eşlik eden bir yankı eklendi ve açıklamasında “ticari sömürünün acı sesi” ifadesi kullanıldı. Kuşların yok olmaları sebebiyle oluşturulan, akıldan çıkmayan acı seslerinin birleşimi ile meydana gelen bu kayıt; 1,5 milyon kez görüntülendi.
Dünyayı Kurtaran Sesler
Ses kayıtları hayvanlar için bir dil gibidir. Eşsiz iç dünyalarını ve kişiliklerini yansıtır. Bizlere bu canlıların paha biçilemez olduğunu ve onları korumamız gerektiğini hatırlatır. Umalım ki soyu tükenmiş kuşların seslerini dinlemek, kaybettiklerimiz için yas tutmamıza ve hâlâ bizimle olanların şarkılarını söylemeleri için çaba göstermemize yardımcı olsun.
1 https://www.macaulaylibrary.org
2 Pestisit; zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır.
3 İki ses ya da iki çalgı için düzenlenmiş müzik parçası.