Yazan: Jeff Mulhollem
Çeviren: Sena Behram
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: Dünya üzerinde 2030 yılına kadar 100 milyon insanı etkileyeceği öngörülen karaciğer yağlanması ve buna bağlı sıkıntılardan doğacak rahatsızlıklar artarak devam ediyor ve bu konuda bir sağlık planlaması geliştirilmesi gerek. Doç. Dr. Lambert ve ekibi birkaç ay boyunca yüksek yağlı bir diyetle beslenen, düzenli olarak tekerlek üzerinde koşturulan ve bunun yanında yeşil çay özütü tüketen fareleri inceledi. Bu farelerin kontrol grubu farelerin karaciğerlerinde görülenlere oranla karaciğerlerindeki yağ birikiminin ne ölçüde olduğuna bakıldı. Bunun yanı sıra sadece tekerlek üstünde koşan veya sadece yeşil çay tüketen farelerin karaciğer yağlanması oranı da incelenerek yeşil çay ve egzersiz ikilisinin birbirini etkileyip etkilemediği üzerine farelerde yürütülen bir çalışma oluştu. Lambert bunun yeni sağlık planlamalarına yön verebileceğini söylese de hâlâ insanlar üzerinde denenmiş bir çalışma bulunmadığı için beslenme planına bu çalışmanın sonuçlarına göre yön verecek kişilere dikkatli olmaları uyarısını yapıyor. “Bu ikiliyi birleştirmenin insan sağlığına olumlu etkileri olabilir fakat henüz elimizde klinik bir veri yok.” diye de ekliyor.
Pensilvanya Eyalet Üniversitesinin son çalışmalarında insanlar için olası sağlık yöntemlerine parmak basan araştırmacıların dediklerine göre, yeşil çay özütü tüketmek ile egzersiz yapmak birleşince yüksek yağlı bir beslenme programıyla beslenen farelerde obeziteye bağlı karaciğer yağlanmasına bağlı hastalıkların önemli bir kısmını %75 oranında düşürüyor.
Beslenme bilimi alanındaki Doçent Joshua Lambert bu sonucun kayda değer olduğunu açıkladı çünkü alkolden bağımsız karaciğer yağlanması dünya genelinde önemli ve daha da kötüye gitmesi beklenen bir problem. Çok yaygın bazı obezite ve tip 2 diyabet gibi bazı çok yaygın hastalıkların karaciğer yağlanması için de tehlike oluşturması sebebiyle karaciğer yağlanmasının 2030 tarihine kadar 100 milyon insana sıkıntı oluşturabilecek durumlar yaratabileceği öngörülüyor.
Mevcut durumda bu hastalık için geçerliliği kabul edilmiş bir tedavi bulunmuyor. Yapılan çalışmada, 16 hafta boyunca yüksek yağlı bir diyetle beslenen, düzenli şekilde bir tekerlek üzerinde koşan ve bununla beraber yeşil çay özütü tüketen fareler incelendi. Bu farelerin kontrol grubu farelerin karaciğerlerinde görülenlere göre karaciğerlerindeki yağ birikiminin sadece dörtte birine sahip olduğu bulundu. Yalnızca yeşil çay özütü verilen veya sadece egzersiz yaptırılan farelerin ise karaciğerinde aşağı yukarı kontrol grubunun yarısı kadar daha fazla yağa sahip olduğu görüldü.
Farelerin karaciğer dokularının incelendiği çalışmaya ek olarak, yakın zamanda Nutritional Biochemistry Dergisinde yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar ayrıca farelerin dışkısındaki protein ve yağ miktarını da ölçtüler. Yeşil çay özütü tüketip aynı zamanda egzersiz yapan farelerin dışkısında daha fazla yağ ve protein seviyesi bulundu.
Lambert “Çalışma sonuçlandıktan sonra bu farelerin karaciğerlerini inceleyerek ve araştırma sırasında dışkılarını tarayarak gördük ki yeşil çay özütü tüketip aynı zamanda egzersiz yapan fareler besin maddesini farklı şekilde alıp işlemden geçiriyor. Buna göre vücutları besinleri farklı şekilde işliyor.” şeklinde açıklama yaptı.
“Biz yeşil çayın içindeki polifenollerin ince bağırsaktan salgılanan sindirim enzimleriyle tepkimeye girerek besinlerdeki karbonhidrat, yağ ve proteinin yıkımını engellediğini düşünüyoruz.” diye de ekledi ve sözlerine devam etti “Böylelikle eğer fare beslenme programındaki yağların bir kısmını sindiremezse bu yağlar ve yağlara bağlı oluşan kaloriler farenin sindirim sistemini direkt geçer ve bunların bir kısmı hayvanın dışkısıyla yolun sonuna gelir.”
Lambert, bu kayda değer olabilir diyerek açıkladı. Yeşil çay özütü tüketip aynı zamanda egzersiz yapan farelerin yeni mitokondri oluşumlarıyla bağlantılı olarak gen ifadesi daha fazla çıkmıştır. Lambert bu gen ifadesinin önemli olduğunu söyledi çünkü bu ifade araştırmacılara, yeşil çayın içindeki polifenollerin çalışma sistemini ve spor yapmanın bununla beraber karaciğerdeki yağ depoların nasıl azalttığını anlamaya yardımcı olan işaretleyiciler sağlıyor.
Lambert, “Enerji metabolizmasıyla ilgili olduğunu bildiğimiz ve enerji yararlanımında önemli bir görevi olan genlerin ifadesini ölçtük.” diyerek açıkladı. “Yeşil çay tüketimi ve egzersizi beraber uygulamış bir farenin gen ifadesinde, yeşil çay tüketip egzersiz yapmadan önce oraya olmayan gen ifadesinde bir artış gördük.”
Lambert, yeşil çay özütünün egzersizle tüketilince karaciğerdeki yağ miktarını düşürmesinin birbirlerinin etki gücünü artıran bir birleşim olup olmadığını anlamak için daha fazla araştırma gerekiyor. Bu ikili beraber daha fazla etki gösteriyor da olabilir basitçe ilave olunan bir etki de olabilir, diye ekledi. Lambert’in College of Agricultural Science’ta bulunan araştırma grubu 12 yıldır yeşil çay, kakao, avokado ve diğer kaynaklardaki polifenollerin -sıklıkla antioksidanlar olarak adlandırılırlar- etkisini çalışıyor.
Konuyla ilgili daha eski araştırmalarda, Lambert ve çalışma arkadaşları yeşil çay özütü tüketip aynı zamanda egzersiz yapan farelerde vücut kütlesini hızlıca düştüğünü ve farelerin kalp sağlığında gelişme gözlendiğini göstermişlerdi. Fakat insanlar üzerinde denenen, yeşil çay özütünün egzersiz ile beraber tüketiminin insan sağlığı üzerindeki yararlarını ve tehlikelerini inceleyen bir çalışma yürütülmemiştir. Bu sebeple de Lambert bu sağlık yöntemini kendi kendisine denemeye karar vermiş kişileri tedbirli davranması için uyarıyor.
“İnsanların daha çok fiziksel hareket yapması, yüksek kalorili içeceklerin yerine kafeinsiz, hiç kalori içermeyen diyet yeşil çayı hayatına katması akıllıca bir hareket olur.” diyor ve ekliyor, “Bu ikiliyi birleştirmenin insan sağlığına olumlu etkisi olabilir fakat henüz elimizde klinik bir veri yok.”
Beslenme bilimleri anabilim dalı mezunları olan Weslie Khooi, Benjamin Chrisfield ve Sudathip Sae-tan da bu araştırmaya dahil olmuşlardır.