Bu Lav Tüpleri Kaşiflerin Mars’ta Yaşamaları için En Güvenli Yer Olabilir
Çeviren: Ümit Sözbilir
Düzenleyen: Tunahan İkiz
Mars yüzeyi radyasyon yönünden yoğun bir bölgedir. Ancak orada bulunan lav tüpleri güvenlik sağlayabilir.
Mars’ta kamp yapmak için güvenli bir yer yok. Ancak bir araştırmacı ekibi gelecekteki Mars kaşiflerinin mümkün olan en iyi saklanma yerinin neresi olabileceğini belirledi: alçakta bulunan Hellas Planitia’daki lav tüpleri -antik meteor darbeleri tarafından Kızıl Gezegenin yüzeyine fırlatılan bir darbe havzası.
Mars’ın her bölgesi sizi öldürebilir. Yüzeyi kurak, oksijene aç bırakıyor ve her gün acımasız, filtrelenmemiş güneş radyasyonu çekiyor. Gelecekteki Marslı kaşifler, yola çıktıklarında hayatlarını tehlikeye atacaklar. NASA, dünyanın ötesinde oksijen, gıda ve su taşıma konusunda onlarca yıllık deneyime sahiptir. Fakat bu son öldürücü şeyin yani radyasyonun üstesinden gelmek daha zor bir problem.
Yeryüzünde, manyetosfer olarak bilinen güçlü bir manyetik kalkan bizi uzayın sert radyasyonundan korur. Onsuz, sürekli bir elektromanyetik ışın akışı hücrelerimize ve DNA’mıza zarar verir, sağlığımız için korkunç sonuçlar doğurur. Daha yavaş hareket eden güneş rüzgârı veya göreli kozmik ışınlar olarak uzayda yol alan iyonize parçacıklar bu riske katkıda bulunur. Yeni çalışmanın araştırmacılarının makalelerinde belirttiği üzere manyetosferden çıkan insanların (Apollo astronotları) deneyimlerinden, bu parçacıklara birkaç gün maruz kalmanın bile baş ağrılarını, ışık parlamalarını ve kataraktları tetikleyebileceğini biliyoruz. Ayrıca, her zaman bir güneş patlaması veya kozmik ışın patlamasının bir Mars yaşam ortamını ani, ölümcül bir doza maruz bırakma riski vardır.
NASA, bir uzay aracına veya yaşam ortamına koyabileceğiniz çok fazla kalkan olduğunu söylüyor ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotların bile Dünya’da deneyimleyeceklerinden çok daha yüksek kanser riski olduğunu kabul ediyor. Ancak yeni makalede, bu araştırmacı ekibi, Hellas Planitia lav tüplerinin Marslı kaşiflerin kamp yapabilecekleri en güvenli yerler arasında olabileceğini savunuyor.
Hellas Planitia’nın kendi başına birkaç koruyucu avantajı var: NASA sondaları, Mars’taki en yoğun radyasyon ortamlarının kutuplarda olduğunu göstermiştir. Ancak Hellas Planitia ekvatora daha yakındır ve çarpma havzası olarak düşünüldüğünde diğer yerlere kıyasla daha alçakta yer alıyor. Bu da Mars atmosferinin yukarı kısımlarda daha ince olduğu anlamına gelir. Araştırmacılar, Mars’ın daha yüksek rakımlı bölgelerinden yaklaşık %50 daha az radyasyonun havza tabanına ulaştığını yazdı. Kaşifler, Mars’ta başka bir yerde 547 μSv[1]/gün ile karşılaştırıldığında, havzada günde yaklaşık 342 μSv/gün değerinde bir radyasyon dozunun mümkün olduğunu düşünüyor. Bu çok daha küçük bir doz, ancak yine de genellikle güvenli kabul edilen dozdan çok daha yüksek.
Richard Kerr’ın 2013 yılında Science dergisinin haber bölümüne yazdığı gibi, uzun süreli ölümcül radyasyon dozlarına bu şekilde maruz kalmanın kesin etkileri tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak 342 μSv/gün, NASA’nın maruz kalmayı sadece birkaç ayla sınırladığı ISS’de astronotların her gün yaşadıklarında ortalama olarak maruz kaldıkları dozdan %25 daha yüksektir. Marslı kaşifler yıllarını kızıl gezegende geçirebilirler. Araştırmacılar, yıllarca böyle yüksek bir doza maruz kalmanın ilgili herkes için ciddi bir tehlike oluşturabileceğini söyledi. (ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu‘na göre maksimum güvenli radyasyon dozu, yılda 620 millirem veya 6200 μSv’dir. Mars’ta günde 342 μSv seviyesindeki radyasyon ile, Marslı kaşifler sadece 19 gün içinde maksimum güvenli radyasyon dozuna maruz kalacaklar.)
Hellas’ın kuzeydoğu tarafı boyunca, lav tüplerinin bölgenin etrafında oluşmasına izin veren Hadriacus Mons adlı eski bir volkanik dağ var. Dağ, magma ve yeraltı suyu arasındaki temastan kaynaklanan bir patlamanın sonucunda oluşmuştur.
Dünya’da, yer altındaki akışkan lavlar yüzeye çıkarken zeminde oyuklar oluşturabilir ve buradan çıkan erimiş kaya tahliye edildikten sonra sert duvarlar, zeminler ve tavanlarla boş tüneller meydana getirir. Bir krater çukuru ise, lav boşluğunun ve yanardağının patlamasından ziyade, boş veya oyuk bir boşluğun üzerinde yatan yüzeyin çökmesi veya batmasıyla şekillenen dairesel veya eliptik çöküntü havzasıdır. İki yöntem ile bunları tespit etmek uzay aracı görüntüleri ile mümkündür. İlk yöntem, çökmüş lav tüplerinin kalıntıları olduğuna inanılan oluklardan bilgi edinmektir. İkinci yöntem, lav tüplerine giriş olarak varsayılan koyu, neredeyse yuvarlak olan “tepe pencerelerinin” yerini saptamaktır.
Mars’ın yörüngesindeki sondalardan alınan görüntülerle arama yapan araştırmacılar, böyle birkaç krater çukur zincirleri ve Hadriacus Mons çevresindeki Mars kabuğuna gömülen eski lav akıntılarının diğer kanıtlarını belirlediler. Bu alçak dağın etrafındaki birden çok alanın gelecekteki keşifler için cazip adaylar olabileceğini yazdılar ve benzetimler, daha düşük kütle çekiminin olduğu Mars’ta, oyulmuş tüplerin Dünya’da bulunanlardan çok daha büyük olacağını gösteriyor.
Bu ipuçlarının Hellas Planitia’da gerçek lav tüplerinin varlığına işaret ettiği varsayılarak, araştırmacılar radyasyon kalkanı olarak lav tüpleri fikrini test etmek için Güneybatı Amerika’daki benzer yerleri ziyaret ettiler. Dünya yüzeyindeki kozmik radyasyon Mars’tan çok daha düşük olmasına rağmen, bu parçacıkların bazıları gezegenimizin yüzeyine ulaşabilir. Araştırmacılar, Kaliforniya’daki Mojave Aiken tüpü, Arizona’nın Lava Nehri Mağarası ve New Mexico’nun Big Skylight, Dev Buz Mağarası ve Kavşak Mağarası’nın içindeki ve dışındaki radyasyon ölçümlerini karşılaştırarak önemli bir radyasyon kalkanı etkisi buldular. Sonuçlarını Mars’a göre tahmin ederek, insanların Hellas lav tüpünde yaşayabilmeleri için yaklaşık olarak günde 61,64 μSv radyasyon dozunu deneyimlemeleri gerektiğini hesapladılar. Bu yine de yüksek bir değer, ancak Mars’ın yüzeyindeki bir yaşam ortamında yaşadığınız zaman alacağınız değerden ziyade dişlerinizin röntgenini günde birkaç kez çektiğiniz zaman alacağınız değere çok daha yakın.
Araştırmacılar, tüplerde yaşamın başka potansiyel avantajları olduğunu yazdı. Tüpleri tespit edip kendi yaşayabileceğimiz şekilde düzenleyebiliriz. Böylece oralarda yaşam yerleri kurabilir tozlardan fırtınalardan, mikrometeoritlerden ya da atmosferin ince olmasından kaynaklı sıcaklık dalgalanmalarından ve tehlikeli maddelerden korunabiliriz.
Bu kaşifler Kızıl Gezegen hakkında daha fazla şey öğrenebilirler. Araştırmacılar, “Ayrıca aday lav tüpleri, Mars jeolojisi ve jeomorfolojisinin doğrudan gözlemlenmesi ve incelenmesi için önemli yerler olarak hizmet edebilir.” deyip şunları da ekledi: “Bu lav tüpleri Mars’ın doğal tarihinde erken mikrobiyal yaşamın gelişimi için herhangi bir kanıt ortaya çıkarmak için de potansiyeldir.”
[1] Sievert: Işınlanan maddenin 1 kg’ına 1 joule’lük x ve gama ışını ile aynı biyolojik etkiyi meydana getiren radyasyon miktarıdır. Burada mikro sievert kullanılmıştır.
Kaynak: https://www.livescience.com/radiation-mars-safe-lava-tubes.html