Bilim TarihiÖzgün İçerik

Bilim Tarihçiliğinin Zirvesi: Prof. Dr. M. Fuat Sezgin

Yazan ve Derleyen: Oraj Algın Düzenleyen: Şule Selçuk

Bilimin tarihsel gelişimi içerisinde birçok toplum çeşitli zamanlarda bilimin gelişimine katkı sunmuştur. Bu toplumlardan bazıları gerçekten de bilimsel anlamda bir devrim yaratmayı başarmışken bazıları ise bu mertebeye erişememiştir. İşte bilimsel anlamda devrim sayılabilecek çalışmalara imza atan toplumların başı çekenlerinden birisi de 8. ve 17. yüzyıllar arası Arap-İslam toplumudur. Bugün bile karanlık çağ olarak isimlendirilen Orta Çağ dünyasında bilimin meşalesini elinde taşıyan İslam toplumu, söz konusu çağın ”karanlık” olarak isimlendirilmesinin önündeki en büyük engeldir. Ancak bu çağın bu kadar uzun zamandır ”karanlık” olarak nitelendirilmesinin nedeni yaklaşık 20. yüzyılın başlarına kadar Arap-İslam toplumunun Orta Çağ’da bilime yaptığı katkıların göz ardı edilmiş olmasıdır.

Özellikle İslam bilim tarihi ile ilgilenen oryantalistler bu konuyu gün yüzüne çıkarmaya çalışmışlardır. İşte bu oryantalistlerden en büyük başarıya ulaşan ”Yitik Hazinenin Kaşifi” unvanıyla tanınan Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin’dir.

Fuat Sezgin, 24 Ekim 1924’te Bitlis’te dört çocuklu bir ailenin 3. çocuğu olarak doğdu. Annesi Cemile Hanım, Babası Mehmet Efendi’ydi. İlkokul ve ortaokulu Doğubayazıt’ta, liseyi Erzurum’da okudu. Üniversite eğitimi için İstanbul’a taşındı. Onun hayali mühendis olmaktı. Matematiği son derece iyiydi. Bir gün İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okuyan bir arkadaşının teşvikiyle bir konferansa katıldı. Konuşmacı döneminin en büyük oryantalistlerinden kabul edilen Alman bilim insanı Hellmut Ritter idi. Ritter konferansında el-Biruni, Harezmi, İbn. Yusuf gibi önde gelen Müslüman bilim insanlarının çalışmalarından bahsediyor, onların Avrupalı bilim insanlarının seviyesinde olduklarını hatta yer yer onlardan daha ileri olduklarından bahsediyordu. Fuat Hoca konferansta dinlediklerinin/öğrendiklerinin onda bir şok etkisi yarattığını ve mühendislik ile matematiği bırakarak ömrünü İslam bilim tarihine adamaya karar verdiğini defalarca dile getirmiştir. Bundan sonra İstanbul Üniversitesi’ne zorlu bir süreçten sonra kayıt yaptırarak Hellmut Ritter’in öğrencisi oldu.

Lisans eğitimi sırasında 2. Dünya Savaşı patlak vermişti. Türkiye her ne kadar fiilen savaşa dahil değilse de savaşın etkilerini hissediyordu. Avrupa’da Hitler önderliğindeki Almanlar Bulgaristan’a kadar dayanmıştı. Türk Hükümeti bu hengame içerisinde üniversitelerin 6 aylık tatil yapmasına karar vermişti. Bu 6 aylık tatilde Fuat Sezgin gecesini gündüzüne katarak Arapça çalıştı ve tatilden ileri derece Arapça bilerek döndü. Hocası Ritter, o zamana kadar Arapça’yı bu kadar hızlı öğrenen birisine rastlamadığını söylemişti. Bunu zaman içerisinde İbranice, Süryanice, Latince, Almanca gibi onlarca dil takip etti. Fuat Sezgin hakkında bazı kaynaklar 24, bazı kaynaklar ise 27 dil bildiğini söyler. Ancak Fuat Hoca’ya kaç dil bildiği sorulduğunda sayısını kendisinin bile bilmediğini söylüyordu.

Fuat Sezgin, İslam araştırmalarının popüler eseri olan Carl Brockelman’ın ”Arap Edebiyat Tarihi” (Geshichte der Arabischen Literatur) isimli eserinde bu konuda birçok eksik olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden bu konuyla ilgili yeni bir eser hazırlamaya karar verdi ve 1950’li yılların başından itibaren araştırmasıyla ilgili malzeme toplamaya başladı. Bir yandan ise 1951’de “Mecazü’l-Kur’an” isimli çalışmasıyla doktor, 1954’de ise “Buhari’nin Kaynakları” isimli çalışmasıyla doçent oldu. Şimdi sıra dünyadaki söz konusu konuyla ilgili tüm tarihi el yazmalarını içine alan ve kimyadan denizciliğe, mineralojiden astronomiye, tıptan fiziğe her şeyiyle Müslümanların bilim tarihindeki önemini gün yüzüne çıkartacak olan ” Arap-İslam Bilimler Tarihi “(Geschichte des Arabischen Schrifttums ) isimli 17 ciltlik dev eserine gelmişti.

1960 Mayısında Türkiye’de mevcut Demokrat Parti iktidarına bir darbe yapılmıştı ve bunun neticesinde iktidarla alakaları olan 147 profesörün üniversiteden atılmasına karar verilmişti. Fuat Hoca abisi Refet Sezgin’in Demokrat Partili olması sebebiyle siyasetle hiç ilgisi olmamasına rağmen üniversiteden atılan ve ileride 147’likler olarak isimlendirilen profesör grubunun da içindeydi. Bunun üzerine içinde kıyafetleri ve hazırlayacağı eserle ilgili fişleri bulunan iki bavul ile Almanya’ya gitti ve Frankfurt Goethe Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. Dev eserinin ilk cildini 1967 yılında tamamladı ve hasta yatağında olan hocası Helmut Ritter’e yetiştirdi. Ardından bunu eserin diğer ciltleri takip etti.

Fuat Sezgin hakkında Avrupa’da bu kadar geniş kapsamlı bir eseri tek bir insanın yazamayacağı hatta daha ileri giderek bir Türk’ün yazamayacağına kadar varan çeşitli eleştiriler yapıldı. Nitekim Fuat Hocayla eş zamanlı bir eser hazırlayan Avrupalı bir heyet, Fuat Sezgin’in kendilerinden daha iyi bir eser ortaya çıkarıyor oluşu neticesinde bu işten vazgeçti.

Fuat Hocanın dev eserinin ilk cildi 1968 yılında “İslam Bilimlerine Dair En Mükemmel Eser” seçildi ve bu bağlamda Kral Faysal ödülüne layık görüldü. Bu başarı Fuat Sezgin’in Arap dünyasının devlet adamlarıyla tanışmasına sebep oldu. Fuat Hocanın çalıştığı üniversitede bir enstitü kurma hayali vardı. 1982 yılında Frankfurt Goethe Üniversitesinde Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü’nü (Institut für Geschicte der Arabisch-İslamichen Wissenchaften) kurdu. İleride bu enstitü bünyesindeki çalışmalarla beraber İslam bilimini gün yüzüne çıkartmak adına çok önemli başarılara imza atacaktı.

Dünyadaki İlk İslam Bilim Tarihi Müzesi

Fuat Sezgin Hoca İslam bilim tarihini insanlığa daha iyi tanıtabilmek için Müslüman bilim insanlarının icat ettikleri bilimsel aletleri orijinal el yazmalarına göre birebir modelini yaparak bir müzede sergilemeye karar vermişti. Başlarda 20-30 alet modeli hedefini gerçekleştirmeye çalışırken bu sayı zamanla 800’ü buldu. İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin ilkini Frankfurt Goethe Üniversitesi bünyesinde Almanya’da açtı. Müzenin ünü kısa sürede tüm dünyaya yayıldı ve başka ülkelerden de teklifler gelmeye başladı. Bu ülkelerden birisi de Türkiye idi. Fuat Hoca 2008 yılında Gülhane Parkındaki kendisine tahsis edilen binaya dönemin hükümetinin destekleriyle 2. müzesini açtı. Gülhane Parkı.’nda bulunan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Almanya’daki ilk müzeye göre nispeten daha küçük olsa da Türkiye’deki bu konuyla ilgili boşluğu önemli ölçüde doldurmaktadır. Bu müzede Müslüman bilim insanları tarafından icat edilmiş gül suyu damıtma makinelerinden usturlaplara, haritalardan ameliyat aletlerine kadar birçok bilimsel aletin birebir modeli sergilenmektedir.

Gülhane Parkındaki Müze

Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin’in asıl amacı zaman içerisinde ün kazanarak Avrupa biliminin gerisinde kalmış ve çeşitli yollarla Avrupa’ya ulaştıktan sonra Rönesans’ın başlamasında asıl itici güç olan İslam bilimini gün yüzüne çıkartarak Müslümanlara nasıl bir tarihin mirasçıları olduklarını göstermekti. Fuat Hoca tarih içerisinde Avrupa’da çizilen haritalar ile Müslüman haritalarını tek tek kıyaslayarak Avrupalıların haritalarının hangi bölümlerini Müslüman haritalarından esinlenerek çizdikleri, Müslümanların Kristof Kolomb öncesinde Amerika Kıtası’na ulaşıp bunu kayıt altına aldıkları, günümüz modern bilimlerinin hangilerinin temellerinin İslam bilimlerine dayandığı gibi binlerce konu üzerinde araştırmalar yaptı. Bu araştırmalar neticesinde ortaya çıkan eserlerini cilt olarak yan yana koyduğumuz zaman yaklaşık 1400 ciltlik devasa bir çalışma ortaya çıkıyor.

94 yıllık hayatında hafta sonları da dahil günde 17 saate varan çalışma temposuyla bilim tarihçiliğinde gelinebilecek en yüksek noktayı teşkil eden Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin 30 Haziran 2018 tarihinde vefat etti. Mezarı tüm ömrünü adadığı çalışmalarını içinde barındıran Gülhane Parkı’ndaki müzesinin bahçesinde bulunmaktadır. Ölümünden sonra Türkiye Hükümeti 2019 yılını Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin yılı olarak ilan etmiştir. 2019 yılı içerisinde Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde Fuat Hocanın hayatı ve bilim tarihine yaptığı sayısız katkılar hakkında sempozyumlar düzenlenmektedir.

Yitik Hazinenin Kaşifi Gün Yüzüne Çıkarttığı el-Me’mun Haritasının Küresel Versiyonu İle Birlikte.

Kaynaklar:

Nevzat Bayhan, Bilimler Tarihi’nde Zirve İsim Prof. Dr. Fuat Sezgin, Yefa Yayınları, İstanbul

Mehmet Fuat Sezgin, Bilim Tarihi Sohbetleri, Timaş Yayınları, İstanbul, 2018

Mehmet Fuat Sezgin, İslam Bilim Tarihi Üzerine Konferanslar, Timaş Yayınları, İstanbul, 2018

Görsellerin Kaynakları:

http://www.scienceinislam.com/galleries/fuat-sezgin/

http://www.ibtav.org

http://www.istanbulkulturturizm.gov.tr/TR-165625/islam-bilim-ve-teknoloji-tarihi-muzesi.html

OrajAlgin

Merhaba. Ben Akdeniz Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisiyim. Bilimin insanlığın tek bilgi kaynağı olduğuna inanıyorum. Bu yüzden hayalim bir gün tarihçi olup zamanın akışına karşı koyan tarih bilimi başta olmak üzere tüm bilimlerin gelişmesi ve ilerlemesi için çalışmak. Gelecek Bilimde'de Tarih kategorisi altında yazılar yazıyorum.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu