Astronomi

Yeni Bir Titreşen Yıldız Çeşidi Keşfedildi

Yazan: Zhao Guo & Sam Sholtis

Çeviren: Mert Günçiner                

Düzenleyen: Ümit Sözbilir

Özet: Bilim insanlarının yeni bulgusu astronomların tek-taraflı titreştirici modeline bir ipucu sağladı.

Parlaklığı sadece tek bir yarım küresinden salınan yeni bir tip titreşen yıldız çeşidi keşfedildi. Bu ilginç olay NASA’nın TESS teleskobu kullanılarak keşfedildi. Uluslararası bir astronom ekibinin çalışmalarına göre ikili yıldız sisteminde yer alan bu yıldızın salınım ışınları, yıldız sisteminde yer alan ikinci bir yıldızın çekim kuvveti tarafından saptırılıyor.(Kaynak: Gabriel Pérez Díaz, IAC)

University Park ve Penn State üniversitelerinden araştırmacılar parlaklığının büyük bir çoğunluğu periyodik bir şekilde tek bir yarım küresinden salınan yeni bir titreşen yıldız tipi keşfetti. Çeşitli ülkelerden katılan astronomların katkılarıyla yapılan bu keşif 9 Mart tarihli Nature Astronomy dergisinde yayımlandı. İkili yıldız sisteminde yer alan bu yıldızın sıra dışı tek taraflı titreşme davranışının sebebi bu salınımları saptıran, kendine yakın mesafede bulunan başka bir yıldızın kütle çekim kuvveti yüzünden oluyor. Bu keşfe sağlanan ipuçları bilim insanları tarafından sunuldu.

Penn State Üniversitesinde doktora sonrası araştırmalarını astronomi ve astrofizik üzerine yürüten Zhao Guo şöyle diyor: ‘’Titreşen yıldızların varlığı astronomi camiasında uzunca bir süredir biliniyordu. Genç ve yaşlı yıldızların yüzeylerinde gerçekleşen ritmik titreşmeler hem uzun hem kısa periyotlarda olabilir, titreşim güçleri farklılık gösterebilir ve farklı nedenlere sahip olabilir. Ancak bu zamana kadar bildiğimiz bütün yıldızların ortak noktası, yapılan salınımların yıldızların tüm yüzeylerinden görülebilir olmasıydı.’’

NASA’nın TESS teleskobu sayesinde elde edilen çok sayıda veriyi inceleyen bilim insanları, bu olağan dışı davranışı ilk kez gözlemlemeyi başardılar. Çalışmaları sırasında alışılmadık bir bulgu ile karşılaşan amatör astronomlar, bu keşiflerini daha uzman astronomlara ileterek bu çalışmaya katkıda bulundular. Bilim insanları, ikili yıldız sisteminde bulunan bu iki yıldızın birbirine çok yakın olduklarını hatta her iki gün sonunda birbirleri etraflarındaki yörüngelerini tamamladıklarını fark etti. Aşağıdaki resimde de görülebileceği üzere bu kadar yakın mesafede bulunmalarından dolayı eş yıldızının kütle çekimi yüzünden büyük olan yıldızın şekli bir gözyaşı damlası şeklini almış.

Parlaklığı sadece bir yüzeyi tarafından salınan, yeni tip bir titreşen yıldızın görseli. Bu olağan dışı davranış ilk olarak NASA’nın TESS teleskobunun sağladığı veriler ışığında çalışmalarını yürüten bilim insanları tarafından keşfedildi. Bu yıldız ikili bir yıldız sisteminde yer alıyor ve yaptığı salınımlar yakınındaki yıldızın kütle çekim kuvveti tarafından saptırılıyor. (Kaynak: Gabriel Pérez Díaz, IAC)

Polonya’da bulunan Nicolaus Copernicus Astronomical Center kurumunda bu araştırmada başyazar olarak görev alan Profesör Gerald Handler şöyle diyor: “TESS uydusundan elde edilen muazzam veriler sayesinde artık yıldızların parlaklıklarındaki değişimleri hem kütle çekim kuvvetleri tarafından saptırılabilme özelliklerini hem de yaptıkları titreşimlerini baz alarak inceleyebiliriz.”

Titreşen yıldızın sahip olduğu bu olağan dışı davranışı gözlemleyen araştırma ekipleri yaptıkları ileri araştırmalarda, titreşimlerin gücünün büyük ölçüde yıldızın gözlemlenme açısına ve ikili yıldız sisteminde yıldızın yer aldığı konumuna bağlı olduğunu buldu. Buna ek olarak, titreşim gücünün de aynı zamanda ikili yıldızın periyoduna bağlı olarak değişim gösterdiği gözlemlendi.

Tek taraflı titreşen yıldız modelinin doğrulanmasını sağlayan yöntemi Guo şöyle açıklıyor: “Birbirine yakın konumlarda bulunan ikili yıldız sistemlerindeki yıldızlar gözyaşına benzer bir şekil alabilirler. Buna bağlı olarak, teleskoplardan farklı zamanlarda yıldızların farklı kesitleri gözlemlenir. Titreşimlerin sadece yıldızın bir yarım küresinde olmasına yönelik fikrimiz bu olgu gözetildiği zaman doğrulanmış oldu. Çünkü teleskobumuz yıldızın aynı yarım küresine baktığı zamanlar aldığımız parlaklık değerleri çok ufak dalgalanmalar harici tamamen aynıydı.”

Yıldız titreşimlerinin yakınlarda bulunan başka bir yıldız tarafından etkilenebileceğine yönelik fikir kuramsal olarak ilk defa 1940’larda ortaya atılmıştı. Aynı zamanda titreşimlerin eksenlerinin gelgit kuvvetleri tarafından hareket ettirilebileceği fikri de 30 sene önce tahmin edilmişti. Ancak bugüne kadar bu fikirleri doğrulayan bir kanıt sunulamadı.

Birleşik Krallık’ta yer alan Central Lancashire Üniversitesinde bu çalışmaya yazar olarak katkıda bulunan Profesör Don Kurtz yıllar sonra gelen bu keşfi şöyle açıklıyor: “1980’lerden beri buna benzer sistemlerin var olabileceğini tahmin ediyorduk. Ancak şu an kesin olarak emin olmuş durumdayız.’’

Şu ana kadar bulunan tek titreşimli yıldız bu çalışmada gözlemlenmiş olsa da bilim insanlarına göre gökyüzünde keşfedilmeyi bekleyen buna benzer birçok yıldız var.

Massachusetts Institute of Technology kurumunda fahri doktor olarak görev alan ve bu çalışmada yazarlık yapan Saul Rappaport şuna değiniyor: “Titreşimleri hariç bu yıldız sistemlerini özel kılan başka bir şey yok gibi gözüküyor. Bu yüzden TESS teleskobunun verilerinden daha çok bilgi çıkarmalıyız.’’

Yoluyla
https://news.psu.edu/story/611308/2020/03/09/research/new-type-pulsating-star-discovered

Mert Günçiner

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisi, bilimsever.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu