Yazan: Tyler Thrasher ve Terry Mudge
Çeviren: Feraye Delibaş
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: Hayatımızı güzelleştiren ve dünyanın harikalarını gözler önüne seren renkler ile ilgili çok fazla yanlış bilgi bulunmaktadır. Bu yazıda ana renkler, gökkuşağı, insanların ve hayvanların dünyayı nasıl gördükleri ve renklerle ilgili bazı kavramların kullanımıyla ilgili yanlış bilinen efsaneler düzeltilmektedir.
Bu yazının aslı Sasquatch Books izniyle “100 Renkte Evren: Bilim ve Doğadan İlginç ve Müthiş Renkler” [1] kitabından alıntılanarak yazılmıştır.
Efsane: Ana Renkler Kırmızı, Sarı ve Mavidir
Okullarda sanat kurslarında ve boya karıştırma diyagramlarında öğretilen bu efsane her zaman tam olarak doğru değildir. Işık kavramı açısından renklerin ana unsurları günümüzde yaygın olan bu efsanenin aksine kırmızı, yeşil ve mavidir. Renkli baskı ve fotoğrafa gelindiğinde, boyalar ve mürekkepler bir diğer ana renk setinin (galibarda, camgöbeği ve sarı)1 kısmen ışığı soğurabilmesi için üst üste bindirilmesini gerektiren ve görünür ışığın sadece birazının gözlemlenmesine izin veren çıkarımsal renk karışımı ile çalışır. Toplamsal renk modeli, renk tayflarının üst üste binmesi yani ışıkların toplanmasıyla oluştuğu için bu şekilde adlandırılmaktadır. Ana renkler, diğer renklerin karışımıyla oluşturulamazlar. Kırmızı, yeşil ve mavi ana renklerinden oluşan toplamsal renk modeli tayf2 renkleriyle oluşturulur. Televizyon ve bilgisayar ekranlarında gördüğümüz renkler bu şekilde meydana gelmektedir. Ayrıca fotoğraf makinesiyle elde edilen bir fotoğraf da toplamsal ana renklerinden (kırmızı, yeşil, mavi) oluşur. Çıkarımsal renk modeline geldiğimizde, pigmentler, ışığın azaltılması yani karışımdan ışığın çıkarılması sayesinde renk kazanır. Bu sebep ile çıkarımsal renk ismi verilmiştir. Renkli yazıcılarda da kullanılan çıkarımsal renk modelinin ana renkleri kırmızı, mavi ve sarıdır.[3] Bu ana renkler karıştırıldığında siyah rengi oluşur. Bu renkler birbirleriyle farklı oranlarda karıştırıldığında milyarlarca renk elde edilebilmektedir. [4] Çıkarımsal renk modeli renkli yazıcılarda kullanılmaktadır.
Efsane: Gökkuşağı Her Rengi İçerir
Bir gökkuşağı veya görünür ışık tayfı güzel bir ışık dizisi içerse de insanlar tarafından tanımlanan ve sınıflandırılan tüm renkleri içermez. Örneğin, pembe, kahverengi ve beyaz bu tayfta bulunmaz. Çünkü onlar dalga boylarının veya gözlerimizde ve beynimizdeki karmaşık etkileşimlerinden kaynaklanırlar. Pembe ve galibarda renkleri kırmızı ve mavi dalga boyları üst üste bindiğinde algılanır. Gökkuşağında üst üste binmiş renkler yoktur. Orada olsa bile kırmızı ve mavi görünür tayfın farklı taraflarında olurdu. Birçok örtüşmenin mavi ve kırmızının buluşması gerçekleşmeden önce olması gerekirdi ve bu noktada karmakarışık bir gökkuşağı olurdu. Gökkuşağında gerçek mor bulamamanızın sebebi de budur. Gördüğümüz morumsu renkler ve şeritler, birincil veya hatta ikincil gökkuşağını çevreleyen fazladan belli belirsiz şeritler olan ve fazladan halkalar3 olarak adlandırılan şeyden kaynaklanır. Bunların ışık etkileşimleri morun yanılsamasına sebep olur fakat morun görünür tayfta kendi ayrı dalga boyuna sahip olmadığı gerçeğini değiştirmez. Işıkta elde ettiğimiz mora en yakın renk kendi dalga boyuna sahip tayfsal menekşe iken mor, değişen oranlarda kırmızı ve mavi arasındaki karışımların bir aralığıdır.
Efsane: Siyah ve Beyaz Renk Değildir
Bu sıklıkla tartışma yaratmaktadır. Işığa göre; beyaz, ışığın eş zamanlı olarak algılanan tüm dalga boylarının bir karışımıdır ve doğru siyah tonu ışığın, rengin ve görsel bilginin hiç olmamasıdır. Pigmentlere gelince, renk ne kadar beyaz ve soluksa izleyiciye o kadar fazla ışık geri yansır. Renk ne kadar koyu ve siyahsa yüzey veya ortam tarafından o kadar fazla ışık soğrulur. Eğer herhangi kaplı bir obje bir renge sahipse bu renk kaplamanın yapısından kaçmayı başarabilen dalga boylarından oluşur. Fakat burada sanatçılar, dekoratörler ve giyim şirketlerinin (ya da dürüst olmak gerekirse, pazeni4 ve Americano kahvesi olan herhangi birisi) kabul ettiği baş ağrıtan siyah ve beyazlar hesaba katılmıyor. Eğer bize inanmıyorsanız, bir hırdavat mağazasının boya bölümünün yakınında durun ve sonraki çiftin beyaz dolaplarının “sıcak” mı “soğuk” mu istedikleri üzerine olan tartışmasını seyredin. Bu farklılıkların bazısı ortalama bir gözlemcinin umursamayacağı kadar küçüktür ancak yakından bakarsanız ve ince detay için zaman ayırırsanız mürekkep mavisi siyah ve sonsuz gece moru arasında oldukça büyük bir fark bulabilirsiniz. Ya da birinin sadece “karanlık bir odada siyah” olduğunu iddia edeceği kadar düz ve yansımasız olan koyu bir arduvaz arasında epey bir fark olduğunu görebilirsiniz.
Efsane: Herkes Renkleri Aynı Şekilde Görür
Renk algısı bireyler arasında renk körlüğü, yaş ve hatta kültürel şartlar sebebiyle önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Herkesin aynı görsel deneyime sahip olduğunu varsaymak yanlıştır ve iki insanın aynı renk/görsel olgusunu deneyimleyemeyeceğini anlamak için genellikle epey bir karşılaştırma yapmak gerekir.
“Hepimizin aynı rengi gördüğünü nasıl kanıtlayabiliriz?” sorusu duşta akla gelen klasik bir düşüncedir. İnsan gözünün anatomisini karşılaştırarak ve kıyaslayarak, çeşitli örneklerin ortasını bularak ve bu gözlerin farklı ışık ve renklere nasıl tepki verdiğini anlayarak kanıtlayabiliriz. Renk görme eksiklikleri (renk körlüğü) dışında ortalama bir renk algısı olduğunu güvenilir bir şekilde söyleyebiliriz.
Renk görme eksikliği herhangi üç renk ile uyum sağlayamayan renk görüşü olarak tanımlanabilir ve bireylerin koni hücrelerinin anormal bir şekilde çalışmasının sonucudur. Renk görme eksikliği genetik olabilir veya hastalık, hasar, yaşlanma veya kimyasallara maruz kalma sonucu meydana gelebilir. Renk görme eksiklikleri arasındaki farklar, üç koni hücresinden sadece birisinin düzgün çalışmamasından akromatopsi olarak adlandırılan rengin tamamen görsel olarak olmaması arasında değişebilir. Tek bir koninin etkilenmesi, mavi ve yeşil, sarı ve gri ya da mavi ve mor gibi renkler arasında bir görsel karışıklıkla sonuçlanabilir.
Efsane: Hayvanlar Siyah ve Beyaz görür
Bazı hayvanların insanların gördüğü renk aralığında görmediği doğruyken hayvanların sadece siyah ve beyaz gördüğünü söylemek doğru değildir. Mesela köpekler dünyayı mavi ve sarı tonlarında görür. Peygamberdevesi karidesi ve kuşlar gibi bazı hayvanlar insanların tamamen göremediği renkli bir dünya algılayabilirler. Arılar ve diğer birçok böcek 300 nanometre ve 650 nanometre aralığındaki dalga boylarını görebilir.[1] Bu, onların ultraviyole ışığı algılayabildikleri anlamına gelir. Algıdaki bu farklılık, böcek dostlarımızın, bahçelerimizde hayal bile edemeyeceğimiz şekillerde görsel olarak gezindiği anlamına gelir. Yapraklarında UV-reaktif desenleri olan çiçekler, arılar için yolda ışık görebilir ve keskin kontrastla böcekleri çekebilir. Örneğin, bir sarı karahindibayı ele alalım. Bu çiçek, insanlara göre katı, desensiz bir çiçektir ama sadece bitkiye itimat etmeyen aynı zamanda hayatını devam ettirmesine yardımcı olan yaşam formları için çok renkli ve canlı bir hedef tahtasıdır.
Efsane: Renk, ton, gölge ve tonlama terimleri birbirinin yerine kullanılabilir.
Renkleri ve özelliklerini tanımlayabilmenin birçok yolu vardır. Renklerin ve diğer renk kavramlarının doğru bir şekilde tanımlanmasına dayanan mesleklerin olması da bu duruma yardımcı olmamaktadır. Bu uygulamaların varlığı; renklerin tanımına, ortalama bir insanın sıklıkla anlayamayacağı bir karmaşıklık ekler. Burada, her bir kavramın anlamını açıklığa kavuşturuyoruz.
Ton, değer ve doygunluk gibi diğer bileşenlerin eklendiği temel renktir. Ton, saf renk ve pigmenttir. Mesela sakinleştirici turkuaz rengi bir ton değildir fakat turkuaz renginin tonu camgöbeği ailesine aittir, diğer bir deyişle masmavidir. Turkuaz rengi ile başlayarak, doygunsuzlaştırma, ışık ve gölge gibi ek değerler de bu rengi oluşturmak için devreye girer. Aynı durum, bir renk tonu olmayan ancak kökeni galibarda ve camgöbeği tonlarını içeren pembe için de geçerlidir. Doygunsuzlaştırma ve gölgeleme pembe renginin hangi biçimde kullanılacağı, boyanacağı veya çıkartılacağını belirlemek için devreye girer.
Gölge, bir renk tonunun üzerine inşa edilir. Basitçe, bir renk veya tona görünümünü kolaylaştırmak için saf siyah renk eklenmesidir. Rengi, kendi kategorisi veya ailesi aynı kalır, sadece koyulaşır.
Tonlama, gölgenin tam tersidir. Görünümü ve yansıtıcılığını aydınlatma amacıyla saf beyaz rengin eklendiği bir renk veya tondur. Genellikle daha düşük doygunluk ve yoğunluk seviyelerine sahip olan tonların daha açık ve yumuşak versiyonları olmaları sebebiyle pastel renkler genellikle renk tonları olarak kabul edilir.
1 CMY: Cyan, magenta, yellow.
2 Tayf; renklerin, seslerin, elektromanyetik dalgaların ya da diğer fiziksel gerçeklerin, belli bir değer kümesi ile sınırlanmadan birbiri ardına süreklilik içinde sonsuz oyun durumudur. [2]
3 Ana gökkuşağı içinde görülen renk bantlarıdır. Işık dalgalarının oluşturduğu girişim desenlerinin sonucudur. [5]
4 Kalın dokumalı, sık ve yumuşak, pamuklu bir bez türüdür.[6]