ÇevreCOVID-19Küresel Isınma

Çin’de Çevre Üzerinde COVID-19 Etkisi

Çeviren: Gül Pınar Canik   

Düzenleyen: Ümit Sözbilir

Özet: Koronavirüs hastalığı (COVİD-19) dünya halk sağlığı ve güvenliğini ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Şu anda, 200’den fazla ülke ve bölge bu salgından etkilenmiş durumda, bulaşı ve ölümlerin sayısı hala artmaktadır. Büyük bir olay olarak, COVID-19’un başlaması küresel ekonomik gelişmeye büyük zarar verdi ve çevre üzerinde belirli bir etkiye neden oldu. Bu makale, COVİD-19’un çevre üzerindeki devimsel etkisini kapsamlı bir şekilde değerlendiren vaka çalışması olarak Çin’i ele almaktadır. Çözümleme sonuçları, COVID-19’un patlak vermesinin Çin’in kısa süreli olarak hava kalitesini artırdığını ve küresel karbon salımının azaltılmasına önemli katkılarda bulunduğunu göstermektedir. Ancak, uzun süreli olarak, bu gelişmenin devam edeceğine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Çin karantinayı tamamen kaldırdığında ve büyük ölçekli sanayi üretimine devam ettiğinde, enerji kullanımı ve sera gazı (Greenhouse Gas, GHG) salımlarının hastalıktan önceki seviyeyi aşması muhtemeldir. Ayrıca, COVID-19 atmosferdeki azot dioksit (NO2) yoğunluğunu da önemli ölçüde azaltmıştır. Bu düşüş başlangıçta Wuhan yakınlarında meydana geldi ve sonunda tüm ülkeye yayıldı. Yukarıdaki olgular, azalan ekonomik çalışmaların ve trafik kısıtlamalarının doğrudan Çin’in enerji tüketimindeki değişikliklere yol açtığını ve çevrenin kirlilikten daha az etkilendiği göstermektedir. Bu çalışmadaki sonuçlar, katı karantina önlemlerinin yalnızca halkı COVİD-19’ten koruyamayacağını, aynı zamanda çevre üzerinde olumlu bir etki yarattığını desteklemektedir. Bu bulgular, diğer ülkeler için COVID-19’un çevre üzerindeki etkisini değerlendirmek için bir referans sağlayabilir. 

1. GİRİŞ

2019 koronavirüs hastalığının (COVID-19) ortaya çıkışı, dünya halk sağlığı güvenliğine büyük zorluklar getirmiştir. 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) COVID-19’un “küresel bir salgın” oluşturduğunu ve saldırgan bir küresel tepki çağrısında bulunduğunu duyurdu. İstatistiklere göre, 16 Nisan 2020 itibarıyla, COVID-19’un toplam doğrulanmış vaka sayısı 1,99 milyonu aştı ve 200 ülke ve bölge salgından etkilendi. COVID-19’un küresel patlaması ve yayılması, halk sağlığını ciddi şekilde tehdit etmekle kalmaz aynı zamanda küresel ekonomik büyümeyi de büyük ölçüde engeller. Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) Gita Gopinath, COVID-19’un etkisiyle küresel ekonominin 2020’de durgunluk yaşayacağını ve ekonomik büyüme oranının %3 düşeceğini belirtti. Bu sonuç, Ocak 2020’de IMF tarafından yayımlanan Dünya Ekonomik Görünümündeki (World Economic Outlok,WEO) tahminlerden %6,3 daha düşük. COVID-19’un iki ana nedenden dolayı dünya ekonomisini olumsuz etkilediği düşünülüyor. Birincisi, dünya çapında salgının hızla yayılması, finansal kalkınma ve sermaye piyasalarında çalkantıyı tetikleyen ekonomik kalkınma belirsizliğinde doğrudan keskin bir artışa yol açmıştır. İİkincisi, salgının yayılmasını kontrol etmek için, ülkeler insanların hareketlerini ve ulaşımını sıkı bir şekilde kısıtladılar ve ekonomik faaliyetler büyük ölçüde azaldı, bu da ekonomik operasyonlar üzerinde hem tüketim hem de üretim tarafından baskı oluşturuyor. Birçok bilim adamı COVID-19’un ekonomi üzerindeki etkisinin 2008 mali krizinden daha ağır basacağını tahmin ediyor.

Mevcut araştırmalar, kirliliğin ekonomik büyüme ile artacağını ve ekonomik gerilemeyle azalacağını gösteriyor. Peki ekonomik gerilemeye neden olan COVID-19 kirliliği de azaltacak mı? COVID-19’un çevre üzerindeki etkisini sistematik olarak değerlendirmek amacıyla, bu makale Çin’i bir vaka çalışması olarak ele alır ve salgın döneminden başlayarak COVID-19’un temel kontrolüne yayılan büyük çevresel kirletici salımların değişiklikleri hakkında derinlemesine bir tartışma yürütür. Bu çalışma sadece diğer ülkeler için COVID-19’un çevre üzerindeki etkisini değerlendirmek için kuramsal bir kaynak sunmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomi ile kirlilik arasındaki ilişki üzerine kuramsal araştırmaları acil durum-ekonomi-çevre bakış açısından zenginleştirir.

2. ARKA PLAN BİLGİLERİ: ÇİN’DE KORONAVİRÜS HASTALIĞI

Aralık 2019’un sonunda, Çin’in Hubei Eyaleti, Wuhan’da koronavirüsün neden olduğu akciğer yangısı vakaları vardı. Daha sonra, koronavirüs resmen WHO tarafından koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) olarak adlandırıldı ve Hubei Eyaleti ve ülke çapında diğer bölgelere hızla yayıldı (Dünya Sağlık Örgütü, 2020b). 16-24 Ocak tarihleri ​​arasında, bir günde teyit edilen vaka sayısı hızla arttı. Bu Çin Yeni Yılı ile ilgili olabilir. 16 Ocak’tan bu yana, Yeni Yılı kutlamak için ülke çapında büyük bir nüfus göçü COVID-19’un bir dereceye kadar yayılmasını hızlandırdı. Şekil 1, 16 Ocak-5 Nisan tarihleri ​​arasında 2020’de günlük olarak teyit edilen vakaları özetlemektedir.

Şekil 1. Çin’de teyit edilen yeni COVID-19 vakalarında Günlük Değişiklikler. (Kaynak: Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 2020)

Şekil 1’deki verilere göre, şimdiye kadar COVID-19’un Çin’de yayılması temel olarak kontrol edilmiştir. 12 Şubat’ta, Çin’de bildirilen COVID-19 vakalarının sayısı zirveye ulaştı ve aynı gün yaklaşık 15.153 yeni vaka ortaya çıktı. 23 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında Çin’in günlük rapor edilen vakaları hızlandı, bu da COVID-19 ile bulaşı olan nüfusun daha da arttığı anlamına geliyor. 5 ila 11 Şubat arasında, günde teyit edilen vaka sayısı azaldı, bu da karantina önlemlerinin virüsün yayılmasını bastırmakta etkili olduğunu gösterir. Dahası, Çin Bahar Şenliği tatilini genişletti, bu da 2020 Bahar Şenliği sırasında nüfus hareketliliğinin 2019 Bahar Şenliği’nden çok daha düşük olmasına neden oldu. 12 Şubat’tan sonra, teyit edilen günlük vaka sayısı giderek azaldı ve azaldı. Özellikle 14 Şubat’tan sonra, Hubei Eyaletine ek olarak, Çin’in diğer bölgelerindeki yeni teyit edilen vakaların sayısı giderek azalıyor ve günlük yeni hasta sayısı tek haneli seviyeye düştü.

3. KORONAVİRÜSÜN HAVA KİRLİLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

3.1. Ekonomik çalışma ve enerji tüketimindeki düşüş

COVID-19’u bastırmak için Çin bir seyahat kısıtlama emri çıkardı. Çin nüfusunun yaklaşık yarısı (780 milyondan fazla insan) çeşitli seyahat kısıtlamaları yaşıyor. Salgından en fazla etkilenen şehirlerin ve vilayetlerin yerleşim alanları tamamen kapalı ve kimse ne bu bölgelere girebiliyor ne de çıkabiliyor. Çin eyalet hükümetleri bina girişlerindeki kontrol noktalarından dış mekân etkinliklerine kadar hareket konusunda katı kısıtlamalar olduğunu duyurdular. Bu tedbirler, tüm acil olmayan araçlarda trafik kısıtlamalarını ve zorunlu olmayan tüm halka açık alanların kapatılmasını içeriyor. Her şehrin sakinleri, karantina politikası nedeniyle yaşamın gereklerini sadece mahalle alt kurul ve topluluk alt kurulundan almaktadır. Birçok şehir, insanların canlı oldukları veya orada çalışmadığı kanıtlanmadığı sürece şehre girmelerini önlemek için tren istasyonlarını kapattı. Kırsal kesimde köyler araçlarla, çadırlarla ve diğer geçici engellerle ayrılıyor. Ekonomi açısından, çok sayıda işletme üretimi durdurdu. Wuhan’da, salgının yayılmasını engellemek için 23 Ocak 2020’de karantina önlemleri uygulandı. Ayrıca, Wuhan’ın ulaşım ve yerel işletmeleri hastalığın yayılmasını önlemek için kapatıldı. NASA Planet Labs’ın uydu görüntüleri, Şekil 2’de (NASA, 2020b) gösterildiği gibi, karantinadan önce ve sonra (12 Ocak ve 28 Ocak 2020) Wuhan Tren İstasyonu yakınlarındaki trafik ve otoparkların görüntülerini yakaladı . Wuhan Yangtze Nehri Köprüsü, Wuhan’da önemli bir ulaşım merkezidir ve hükümet Wuhan’da karantina uyguladıktan sonra yol boşalmıştır (Şekil 3). Takibindeki iki hafta içinde Çin’de 15 vilayetten (belediyeler ve özerk bölgeler dahil) 80’den fazla şehir kilitlendi ve kentsel yerleşim yerlerinin kapalı yönetimini uygulanmaya başlandı. Araştırmalar, seyahat kısıtlamaları verilmesinin salgının yayılmasını durdurmak için etkili bir yol olduğunu göstermektedir. Bu önlem, Çin anakarasındaki genel salgın ilerlemesini 3-5 gün geciktirdi.

Şekil 2. Wuhan tren istasyonu karantina öncesi (a) ve sonrası (b). (Kaynak: Pasley ve Frias, 2020)

Şekil 3. Wuhan Yangtze Nehri Köprüsü karantina öncesi (a) ve sonrası (b). (Kaynak: Pasley ve Frias, 2020)
Kentsel ulaşım ve sınai çalışmalardaki önemli düşüş nedeniyle, Çin’in enerji tüketimi karantina döneminde önemli ölçüde azaldı. Çin büyük bir kömür tüketicisidir ve kömür kaynağı enerji tüketim yapısına hakimdir. Şekil 4’teki gözlemlenen verilerden, Çin’in kömür tüketimi salgın sırasında düştü. Çoğu durumda, Çin her kış Ay Yeni Yılı boyunca bir hafta boyunca kapanıyor ve sanayilerin büyük bir kısmı çalışmayı durduruyor. Bu tatil genellikle enerji tüketiminde kısa bir düşüşe neden olur. Bahar Şenliği’nden sonraki günlerde, üretimin yeniden başlamasıyla enerji tüketimi tekrar artacaktır.

Şekil 4. COVID-19 döneminde Çin’de kömür tüketimi. (Kaynak: Ghosh, 2020)

2020 Bahar Şenliği, COVID-19’un büyük çaplı salgını nedeniyle bir istisna gibi görünüyor. Önceki yıllarda aynı döneme kıyasla kömür tüketimi önemli ölçüde düşmüştür. 2020 Bahar Şenliği’nden sonra, kömür kullanımındaki düşüş 20 gün daha uzadı, bir toparlanma işareti yoktu. Bunun nedeni, hükümetin COVID-19’u kontrol etmeyi ve daha fazla yayılmasını önlemeyi amaçlayan yıllık izni uzatmak için katı kısıtlamalar benimsemiş olmasıdır ve 10 Şubat’ta resmen çalışmaya devam ettikten sonra, kömür tüketimi talebi hala durgun.
Çin salgının zirvesini yaşamıştır ve şimdi yavaş yavaş iyileşmektedir. 18 Nisan’da Çin Ulusal İstatistik Bürosu, GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla)’nin 2020 yılının ilk çeyreğinde ön muhasebe sonuçlarını açıkladı. Koronavirüs hastalığından etkilenen Çin’in ilk çeyreğinde GSYİH’si, negatif ekonomik büyüme ve düşüş gösteren 20,65 trilyon yuan oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre %5,3 olarak gerçekleşti. Bunlar arasında, ilk kesimin katma değeri %3,2 azalarak 1018,6 milyar yuan; ikinci sanayinin katma değeri %9,6 azalarak 7363,8 milyar yuan; üçüncül sanayinin katma değeri %5,2 azalarak 12,268 milyar yuan olmuştur. Şekil 5 Çin’in ekonomik büyümesinin 2016’dan bu yana uzun vadeli bir eğilim sürdürdüğünü göstermektedir. Bununla birlikte, COVID-19’un patlak vermesi bu yıl ekonomi üzerinde belirli bir olumsuz etki yaptı. Karantina döneminde, hane halkı tüketimi bastırılmış, bu da üç büyük talebin (nihai tüketim harcamaları, toplam sermaye oluşumu ve net mal ve hizmet ihracatı) değişken derecelerde azalmış ve olumsuz ekonomik büyümeye yol açmıştır .

Şekil 5. Üç aylık GSYİH büyümesi 2016-2020. (Kaynak: Çin Ulusal İstatistik Bürosu)

Aslında, Çin yerel tüketici piyasası talep için büyük bir potansiyele sahip ve uzun süredir istikrarlı ve yukarı yönlü bir eğilim sürdürdü. Ayrıca, toparlanma eğilimi mart ayında ortaya çıkmaktadır. Mart ayına girdikten sonra, üretimin devam etmesi adım adım hızlandı, nakliye lojistiği yavaş yavaş toparlandı ve ülke fiyatları istikrarlı hale getirmek ve arzı sağlamak için güçlü önlemler aldı. İstatistiklere göre, salgın sırasında Çin’in sanayi üretimi azalmış olsa da temel ham madde sanayisi ve yüksek teknoloji imalat sanayisi yavaş büyümeyi sürdürdü. İlk çeyrekte, belirtilen büyüklüğün üzerindeki kesimlerin katma değeri yıllık %8,4 azalmıştır. Özellikle, sanayi işletmelerinin mart ayında belirlenen büyüklüğün üzerindeki katma değeri, Ocak-Şubat ayına göre %1,1 azalarak, geçen yıl sanayi üretimi ölçeğinin aynı dönemin seviyesine yakın olduğunu göstermektedir. Öte yandan, kısıtlı seyahat insanların alışveriş merkezlerine gitmesini engelledi ve pazar satışlarını azalttı, ancak internette ihtiyaçların ve fiziksel malların satışı hızla arttı. Yatırım açısından yatırımcıların güveni artıyor ve böylece e-ticaret, profesyonel teknik hizmetler ve anti-salgınla ilgili sanayilere yapılan yatırım önemli ölçüde artıyor.
Karantina döneminde, Çin’in başlıca sanayilerin işletme seviyesi normalden çok daha düşüktü. Salgın sırasında Çin’in sınai çalışmalardaki ve enerji tüketimindeki değişiklikleri göstermek için bir dizi başka sınai gösterge kullanılmaktadır (Şekil 6). Şekil 6a, Çin’in önemli kömür limanlarından biri olan Qinhuangdao’nun kömür üretimini göstermektedir. Şubat ayında dört hafta içinde bu sayı dört yıl içinde en düşük seviyesine geriledi. Benzer şekilde, Çin’in ana rafineri merkezi olan Shandong Eyaletindeki rafineri işletme oranı 2015 sonbaharından bu yana en düşük seviyesine gerilemiştir (Şekil 6). Petrol talebi beklentilerinde keskin bir düşüş olduğunu göstermektedir. Santrallerin ortalama kömür tüketimi dört yıl içinde en düşük seviyesine ulaştı. Buna ek olarak, ekonomik büyümedeki yavaşlama nedeniyle Çin’in sınai üretim çalışmaları, petrol ürünleri, çelik ve diğer metallere yönelik üretimden çok daha fazla potansiyel talepte potansiyel bir düşüşe neden olarak, geleceğe baskı yapacak rekor düzeyde yüksek stok seviyesine yol açıyor.

Şekil 6. Çin’deki sınai çalışma göstergeleri (14 günlük ortalama kullanım, yüzde). (Kaynak: Myllyvirta, 2020)

Birlikte ele alındığında, Çin’deki kilitlenme sırasında kömür ve ham petrol kullanımı azaldı. 2019’daki Bahar Şenliği tatilinden sonraki aynı dönemle (aynı iki hafta içinde) karşılaştırıldığında, CO2 salımları %25 veya daha fazla azaldı. Yukarıdaki veriler, Çin’in aynı dönemde küresel salımların %6’sına eşdeğer yaklaşık 1 milyon ton karbon salımını azalttığı anlamına geliyor. Bu düşüş salgın sırasındaki kilitlenme ile aynı zamana denk geldi. Kısa vadede COVID-19’un Çin’in enerji tüketimi ve sera gazı salımları üzerinde önemli bir olumsuz etkisi olduğu sonucuna varılabilir.

3.2. Çevresel göstergedeki değişiklikler-azot dioksit salımları

NO2, çevre kirliliğinin önemli bir göstergesi olarak uluslararası toplumdan yoğun ilgi gördü. Hem NASA hem de ESA atmosferdeki NO2 derişimini izledi ve bildirdi. Uydular, Çin genelindeki havadaki NO2’nin önemli ölçüde azaldığını ve bunun kısmen COVID-19 ile ilişkili olduğunu tespit ettiler.

3.2.1. Azot dioksit ölçümü

3.2.1.1. Azot dioksit-çevresel gösterge

Çalışmalar, kömürün yanma işlemi sırasında COx, SOx, NOx, parçacık madde (PM) ve ağır metaller dahil olmak üzere büyük miktarda hava kirletici maddesi ürettiğini göstermektedir. Bu kirleticilerin havada ve suda birikmesi ciddi çevre kirliliğine neden olabilir. Örneğin, yüksek derişimli NOx kıyı sularında ve sis besin kirliliğine neden olur atmosferde. NO ve NO2 diğer kimyasallarla tepkimeye girerek ekosisteme zarar veren asit yağmuru oluşturur. Azot dioksit, azot oksitlerin bir göstergesi olarak kabul edilir ve çevre kirliliği seviyelerini değerlendirmek için kullanılır. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü), NO2’yi altı tipik hava kirleticisinden biri olarak listelemektedir.

NO2 insan sağlığına zararlıdır. Soğutulduğunda veya sıkıştırıldığında kırmızımsı kahverengi gaz veya sarımsı kahverengi sıvı olan tahriş edici bir gazdır. Yüksek derişimlerde NO2 içeren solunum havası vücudun solunum sistemini uyarır, bu zehirli gaz vücudun akciğer dokusunu korozyona uğratır. Yüksek derişimlerde NO2’ye kısa süreli maruz kalma, solunum yolu belirtilerine (öksürük, hırıltı veya nefes almada zorluk gibi) neden olabilir ve solunum yolu hastalıklarını şiddetlendirebilir. NO2 esas olarak petrol, kömür, doğal gaz ve diğer yakıtların yanması ve kentsel araçların egzozundan gelir. Dünya genelinde antropojenik kirliliğin yılda yaklaşık 53 milyon ton azot oksit yaydığı tahmin edilmektedir. Bu nedenle, COVID-19 salgınının çevre üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığını bilimsel olarak değerlendirmek için, bu çalışma bir değerlendirme göstergesi olarak havadaki NO2 derişimini kullanır.

3.2.1.2. Uydudan hassas izleme

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), ABD uzay programının formüle edilmesinden ve uygulanmasından ve uzay bilimi araştırmalarının yürütülmesinden sorumlu olan Amerika Birleşik Devletleri Federal Hükümeti’nin idari bir bilimsel araştırma ajansıdır. NASA, COVID-19’un patlak vermesinden önce ve sonra Çin’in NO2 salımlarındaki değişiklikleri toplamak için piyasaya sürülen Aura uydusunda ozon izleme aracını (OMI) kullandı. Avrupa Uzay Ajansı (European Space Agency,ESA), merkezi Paris, Fransa’da bulunan uzayı keşfetmeye adanmış 22 Avrupa ülkesinden oluşan bir hükümetler arası kuruluştur. ESA atmosferdeki hava kirliliğini izlemek ve gözlemlemek için Copernicus Sentinel-5P uydusunu kullanır. Copernicus Sentinel-5P troposfer monitörü (Tropomi) ve diğer araçlar sadece bileşiklerin içeriğini ölçmekle kalmaz aynı zamanda ozon, kükürt dioksit, karbon monoksit ve metan içeriğini de ölçebilir.

3.2.2. Çin’in üzerindeki azot dioksit

ESA’nın Sentinel-5 uydusundaki troposferik monitör, 19 Aralık 2019 ile 15 Mart 2020 arasında Çin’deki troposferdeki NO2 hakkında veri topladı . Şekil 7’de gösterilen haritadaki renk ne kadar koyu olursa, kirletici o kadar yüksek olur içeriği. 23 Ocak zaman bölünmesinin temeli olarak kabul edilir, çünkü Wuhan bugünü karantina uyguladığı için, bu çalışma, şehrin karantinasından önce ve sonra atmosferdeki azot dioksit miktarındaki değişiklikleri (haftalık bir döngüde) gösterir. Genel olarak, Çin’de NO2 şubat ayında bir önceki döneme göre önemli ölçüde düşüktü.

Şekil 7. Çin’de azot dioksit salım seviyelerindeki değişiklikler. (Kaynak: Avrupa Uzay Ajansı, 2020 )

Wuhan’ın 16 Ocak’taki karantina açıklamasından bir hafta önce Kuzey Çin ve Kuzeydoğu Çin’deki NO2 derişimini nispeten yüksek bir seviyedeydi. Bu alanlar ülkenin ağır sanayi bölgeleridir ve yoğun sınai üretim çalışmaları büyük miktarlarda sera gazı ve hava kirletici yayar. 30 Ocak’ta Wuhan’daki karantinadan sonraki bir hafta içinde ülke çapında NO2 salımı önemli ölçüde azaldı. Bu, karantina önlemlerini benimseyen bir dizi başka şehre ve COVID-19’un toplanmasını önlemek ve yayılmasını önlemek için daha fazla işletme ve fabrikayı kapattı. Ana üretim kaynağı olan NO2, sanayi üretim çalışmaları azalmış ve sonra hava kalitesi buna bağlı olarak iyileşmiştir.
Salgın giderek kontrol altına alınırken, Çin hükümeti sanayi işletmelerinin 10 Şubat’tan itibaren üretime devam edeceğini duyurdu. Buna karşılık, şubat ayının sonundan bu yana, Çin’in çeşitli bölgelerindeki kirleticilerin yoğunluğunu belirli bir ölçüde arttı, çünkü fabrikalar yeniden başladı üretim. Bu nedenle, karantina döneminde COVID-19, Çin’in hava kalitesinin iyileştirilmesine önemli katkıda bulunmuştur. Ancak, bu katkı sadece geçicidir. Endüstriyel üretime yeniden başlandığında, salım NO2 miktarı geri gelecektir, bu da beklediğimiz gibi değildir.

3.2.3. Wuhan, Nanjing, Şanghay’da azot dioksit salımları

Genel olarak, Çin’deki NO2 salımlarının azaltılması Bahar Şenliği ile ilgilidir çünkü fabrikalar bu dönemde kapalıdır. Geçmiş gözlemler bu süre zarfında hava kirliliğinin genellikle azaldığını gösterdi. Bahar Şenliği sona erdiğinde, kirlilik derişimi artacaktır. Bununla birlikte, 2020’in başlarında Çin’in havasındaki NO2 salımlarının ani düşüşü sadece tatil etkilerinden veya hava değişikliklerinden kaynaklanmaz. Sentinel-5 öncü ortamındaki TROPOMİ duyacı küresel atmosferin bileşimini her gün benzeri görülmemiş mekânsal çözünürlükle ölçer. Ön analizde NASA araştırmacıları, OMI tarafından ölçülen 2020 NO2 değerini 2005-2019 yıllarında aynı dönemin ortalama değeri ile karşılaştırdı. Sonuçlar, Doğu ve orta Çin’deki NO2 salımlarının aynı dönemde normal seviyeden önemli ölçüde düşük olduğunu göstermektedir. Ek olarak, uydu izleme araçları Çin şehirlerinde (Wuhan, Şangay ve Nanjing) hava kalitesi hakkında önemli bilgiler sağlar. 2-8 yıllık bir süre boyunca üç şehir üzerinde troposferik NO2 zaman serisini göstermektedir.

Şekil 8. Wuhan, Nanjing, Şanghay’daki NO2 salımındaki değişiklikler. (Kaynak: Belçika Kraliyet Uzay Havacılığı Enstitüsü, 2020 )

Wuhan ve Nanjing üzerindeki troposferdeki NO2 derişimini, 2019 sonundaki derişimin (ilk COVID-19 vaka raporu sırasında) hala 2018’dekiyle aynı olduğunu gösteriyor. Geçen yıl Çin Yeni Yılı civarında, Wuhan üzerindeki NO2 derişimi düşmeye başladı. Bununla birlikte, NO2 derişimi Wuhan’dan bu yıl Çin Yeni Yılı’ndan önce çok hızlı bir oranda düştü ve nihayet ulaşılan minimum standart geçen yıla göre yaklaşık %50 azaldı. Aynı zamanda Wuhan, COVID-19’un ortaya çıktığını bildirdi. Normal üretim çalışmaları genellikle Bahar Şenliği’nden 1-2 hafta sonra devam eder ve derişim yavaşça normal seviyelere döner. Ancak bu yılki derişim, COVID-19’un yayılmasını azaltmak için alınan kilitlenme ve diğer önlemler nedeniyle, en azından Bahar Festivali’nden bir ay sonra düşüktü. COVID-19’un troposferik NO2 üzerindeki etkisi bu büyük şehirlerle sınırlı değil, tüm Çin’de görülebilir. 2020’de Bahar Şenliği’nin uzun tatilini izleyen haftada, Çin’in diğer bölgelerindeki ortalama seviye 2019’daki aynı dönemden %30 daha düşük.

COVID-19’un ülke geneline yayılmasını önlemek ve kontrol etmek için, yerel yönetimler dış mekân kısıtlamaları, kapalı yönetim ve seyahat kısıtlamaları gibi tedbirleri kabul ettiler. Şekil 9, NASA’nın Aura uydusundaki ozon monitörü (OMI) tarafından ölçülen atmosferdeki ortalama NO2 derişimini gösterir. Şekil 9’daki harita, Wuhan’ın 2020’de üç periyottaki NO2 değerlerini göstermektedir: 1-20 Ocak (Çin Yeni Yılı’ndan önce), 28 Ocak-9 Şubat (Yeni Yıldan Sonra) ve 10-25 Şubat (Yeni Yılda) ve referans için 2019’daki aynı dönemle karşılaştırma. Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında NO2 salımları önemli ölçüde azaldı. Aynı zamanda azalan NO2 Bahar Şenliği’nin sona ermesinden bu yana NO2 salımı geri kazanılmadı. NASA, NO2 kirliliğindeki azalmanın başlangıçta Wuhan yakınlarında ortaya çıktığını ve sonunda ülke geneline yayıldığını söyledi.

Şekil 9. Wuhan, Çin’de NO2 salınındaki değişiklikler. (Kaynak: NASA, 2020a)

Troposferdeki NO2 hava kirliliğinin önemli bir göstergesidir. Atmosferdeki NO2 içeriğindeki değişiklikleri gözlemlemek hava kalitesindeki iyileşmeyi doğru bir şekilde yakalayabilir. İzleme sonuçları COVID-19’un halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini, ancak salımların azaltılmasına kısa vadeli katkısının önemli olduğunu göstermektedir. Çünkü Çin, COVID-19’a karşı savaşırken tüm ülke kapalıyken katı kısıtlamalar benimsedi. Bu kısıtlamalar sadece iç ekonomik büyümeyi yavaşlatmakla kalmadı, aynı zamanda sera gazı salımlarını da etkili bir şekilde azalttı. Ancak bu düşüş sadece kısa vadelidir ve uzun vadede bir toparlanma kaçınılmazdır. Bu nedenle, ekonomiyi geri yüklerken çevre korumasının nasıl dikkate alınacağı, politika belirleyicilerin karar verirken tam olarak düşünmeleri gereken bir konudur.

3.3. Diğer kilit hava kirleticilerindeki değişiklikler

Çin’in çoğu bölgesinde hava kalitesinin salgın sırasında önemli ölçüde iyileştiğine dair kanıtlar var. Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı, ülke genelinde 337 büyük şehirde hava kirleticilerini izledi ve değerlendirdi. Son üç aydır yüzey suyu ve ortam hava kalitesi hakkındaki ulusal raporu yayımladılar.
Şekil 10, bu şehirlerin ilk çeyrekte hava kalitesi değerlendirme sonuçlarını göstermektedir. Ocak-Mart ayları arasında, bu 337 idari bölge ve yukarıdaki şehirlerin ortalama hava kalitesi oranı yıllık %6,6 artışla %83,5 olmuştur. Buna ek olarak, 120 şehrin ortam hava kalitesi de bir önceki yılın aynı dönemine göre 24’lük artışla standarda ulaştı. Daha somut olarak, Pekin’in mart ayında mükemmel günlerinin oranı geçen yıla oranla %19,3 artışla %90,3 seviyesine geldi; Yangtze Nehri Deltası bölgesindeki 41 şehir için mart ayında mükemmel günlerin ortalama oranı yıllık %12,6 artışla %96,8 oldu.

Şekil 10. 2020 yılının ilk çeyreğinde ülke genelinde 337 şehrin hava kalitesi. (Kaynak: Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı, 2020)

Şekil 11, salgın durum sırasında altı tipik hava kirletici salımlarını listeler. Bunlardan beşinin salımlarının azaldığı ve hava kalitesinin giderek arttığı şekilden görülebilir. Aralarından, PM2,5 derişimi yıllık %14,3 azalarak 46 μg/m³ seviyesine; NO2 derişimi bir önceki yıla göre %25’lik bir azalma ile 24 μg/m³; CO derişimi bir önceki yıla göre %6,2 azalma ile 1,5 mg/m³, PM10 derişimi bir önceki yıla göre %20,5 azalmayla 66 mg/m³; SO2 derişimi geçen yıla oranla %21,4 azalma ile 11 μg/m³ seviyesine düştü; son olarak O³ derişimi geçen yıla oranla değişmeyip 105 μg/m ³ seviyesinde kaldı.

Şekil 11. 2020 yılının ilk çeyreğinde büyük kirleticilerin derişimi ve yıllık değişim. (Kaynak: Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı, 2020)

4. SONUÇ

Bu çalışma COVID-19’un Çin ortamı üzerindeki kısa vadeli etkisini zaman ve mekân açısından kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Bu çalışmanın ana sonuçları aşağıdaki gibidir.

1-) COVID-19’un patlak vermesi, Çin’in hava kalitesini kısa vadede iyileştirdi ve küresel karbon salımlarının azaltılmasına önemli ölçüde katkıda bulundu. Zaman ekseninden bakıldığında, COVID-19’un patlak vermesi sırasında Çin’in enerji tüketimi keskin bir şekilde düştü, özellikle toplam kömür tüketimi. COVID-19, CO2 gibi sera gazı salımlarını etkili bir şekilde bastırdı. Bununla birlikte, gözlemlenen veriler bu yararlı etkinin sadece karantina sırasında meydana geldiğini göstermektedir. Çin’deki bazı bölgeler karantinayı kaldırdıkça ve işletmeler üretime devam ettikçe, insanlar ve mallar büyük çapta akmaya başladı. Öte yandan, azalan enerji tüketimi artış eğilimi göstermektedir ve trafik sıkışıklığı yavaş yavaş karantina seviyesine dönmektedir. Bundan, Çin karantinayı tamamen kaldırıp üretime devam ettiğinde, enerji kullanımının ve sera gazı salımlarının salgından önceki seviyeyi aşması muhtemeldir.

2-) COVID-19 önemli ölçüde NO2 derişimini atmosferde azalttı. Bu azalma başlangıçta Wuhan yakınlarında meydana geldi ve sonunda tüm ülkeye yayıldı. Mekansal bir bakış açısından bakıldığında, çevre kirleticilerinin azalması başlangıçta şiddetli salgınlara sahip bölgelerde ortaya çıkmıştır çünkü öncelikle katı kısıtlamalar uyguladılar. Daha sonra, giderek daha fazla bölge karantina önlemleri aldı ve trafik kontrolü uyguladılar. Sonuç olarak, ülke genelindeki hava kalitesi önemli ölçüde iyileşti. Bu fenomen ekonomi ile çevre kirliliği arasında yakın bir ilişki olduğu görülmektedir. Ekonomik çalışmalardaki ve trafik kısıtlamalarındaki azalma, Çin’in enerji tüketimindeki değişiklikleri doğrudan etkiler ve çevre kirliliğinin oluşumunu etkin bir şekilde azaltır.

3-) Bu çalışma, aşırı olaylar doğrultusunda ekonomik ve çevresel kirlilik üzerine kuramsal araştırmaları zenginleştirmektedir. 2020’deki COVID-19 salgını aşırı bir olay ve küresel bir acil halk sağlığı olayıdır. Salgın sırasında ekonomik büyüme ve çevre kirliliği arasındaki ilişkinin sistematik analizi, COVID-19’un çevre üzerindeki etkisini değerlendirmek için sadece diğer ülkeler için bir kaynak sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ekonomi ve kirlilik arasındaki ilişki üzerine kuramsal araştırmaları da zenginleştirir ve bir acil durum-ekonomi-çevre bakış açısıdır.


Kaynak: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0048969720324323

Gül Pınar CANİK

Gebze Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği 1.sınıf öğrencisiyim. Ekoloji, enerji, iklim, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konularıyla ilgileniyor ve araştırmalar yapıyorum.

Bir Yorum

  1. Çok güzel başarılı bir çeviri olmuş, çevre ile gündemi barındıran yazı olması ilgimi çekti ve hepsini okuma fırsatım oldu. Teşekkür ederim bu yazıyı bizler ulaştırdığın için BİLİMTRENİ

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu