Mağarada İzolasyon
Yazan: Ceren Mısır
Düzenleyen: Esranur Maral
Özet: COVID-19 pandemisi ile adını sıkça duyar olduğumuz izolasyon kavramı, 20. yüzyılın sonlarında İtalyan Sosyolog Maurizio Montalbini için araştırma konusu idi. Güneş ışığından mahrum ve insanlardan uzak bir şekilde mağaralarda zaman geçirmiş ve izolasyonun hem insan psikolojisine hem de fizyolojisine etkilerini araştırmıştır. Aynı deneyleri farklı deneklerle de denemiştir. Birtakım deneyler sonucunda izolasyonun beden sağlığını da zihin sağlığını da olumsuz etkilediği sonucuna ulaşmıştır.
Geçtiğimiz 2 yılın büyük bir kısmını evlerimizde izole olarak geçirdik. Bu izolasyon sürecinin ilk evreleri her ne kadar güzel gelmiş olsa da zamanla insanlar hem fiziksel hem de zihinsel olarak olumsuz etkilenmeye başladılar. Örneğin virüse karşı daha kırılgan olan yaşlılar dışarı çıkamadılar. Bu durum da onların yürüyüşten mahrum kalmalarına ve böylece fiziksel sorunlar yaşamalarına sebep oldu. Bir diğer sorun ise evden çalışmaya başlayanlarda ve çevrim içi eğitime geçen öğrencilerde gözlemlendi. İnsanlar sürekli evde kalmanın psikolojilerini kötü etkilediğini rapor ederken bazı alanlardaki çalışmalar da bu durumu destekler niteliktedir. Örneğin yapılan çalışmalar göstermiştir ki pandemi sürecinde izole olmak kişilerde depresyona yatkınlığı artırmaktadır [1][2].
İzolasyon kavramı COVID-19 pandemisi öncesinde de araştırmalara konu olmuştur. İtalyan Sosyolog Maurizio Montalbini izolasyon hakkında çalışan araştırmacılardan biridir. Montalbini’nin yaptığı deneylerle ilgili net bilgiler bulmak oldukça zor ancak deneyleriyle ilgili yazılmış birçok haber yazısı ve deney sonuçlarının değerlendirildiği makaleler bulmak mümkündür. Bu yazıda da haber yazılarından elde edilen bilgilere ve değerlendirme makalelerinde bahsedilen konulara yer verilecektir.
2019 yılında henüz 56 yaşındayken aramızdan ayrılan Maurizio Montalbini, izolasyonun insan psikolojisi ve fizyolojisi üzerindeki etkisini merak etmiştir. Bu etkileri gözlemleyebilmek için farklı mağaralarda toplamda yaklaşık 32 ayını geçirmiştir [3]. Ayrıca kendi dışında da deneklere yer verdiği deneyler gerçekleştirmiştir. Bu deneylerin bazılarına NASA sponsor olurken dünya çapında önemli üniversitelerden de deneylere katkı veren bilim insanları olmuştur [3][4]. Deneyler sonucunda birçok bilgi elde edilmiş ve elde edilen sonuçlar uzay çalışmaları başta olmak üzere birçok alana katkıda bulunmuştur. Örneğin deneyler sonucunda uzun süreli izolasyonun kilo kaybına neden olduğu fark edilmiştir1. Ayrıca izolasyon durumunun zaman algısında değişimlere sebep olduğu bulunmuştur. Uyku düzeninde ve regl döngülerinde sapmalara sebep olabileceği de yapılan deneyler sonucunda tespit edilmiştir [3].
Maurizio Montalbini deneylerine ilk olarak 1987 yılında başlamıştır. Henüz 34 yaşında olan sosyolog kendisini İtalya’da bulunan Frasassi Mağarasına kapatmış ve yeraltında 210 gün geçirmiştir. Bu süreçte gün ışığından ve insanlardan uzakta kalan Montalbini, mağarada en uzun süreyi geçiren kişi rekorunu kırmıştır [4].
İzolasyonun insanlar üzerindeki etkisini araştırmaya başlamadan önce uyuşturucu bağımlılarıyla çalışan Montalbini, yalnızlıkla savaşmanın yanlış olduğunu ve yalnızlıkla arkadaş olunması gerektiğini düşünmektedir. 79 gün kaldığını düşündüğü ancak 210 gün kaldığı mağaradan çıktıktan sonra yalnız kalmayı başardığını, sevgiyi, inancı ve idealleri bu süreçte içinde yaşadığını dile getirmiştir [3].
Tek başına geçirdiği 210 günden yaklaşık bir sene sonra 3 kadın 11 erkekten olmak üzere 14 kişilik uluslararası mağaracılardan oluşan bir grupla yeraltına girmiştir. Yeraltında 14 kişiyle 48 gün geçirmiştir. 48 günlük bu deneyim ise onlara grup olarak yeraltında en uzun süre kalma rekorunu getirmiştir [3].
Montalbini bir deneyinde ise henüz 27 yaşında olan İtalyan İç Mimar Stefania Follini isimli kadını denek olarak kullanmıştır. 20 gönüllü arasından içsel farkındalığı ve zihinsel disiplini ile dikkat çeken Follini deneye katılması için Montalbini tarafından seçilmiştir [5]. 130 gün boyunca New Mexico’daki Kayıp Mağara olarak da bilinen Lost Cave adlı mağarada kalan Follini, en uzun süre mağarada kalan kadın unvanına sahiptir [4][6].
NASA’nın ve İtalyan bilim insanlarının da rol aldığı deneyin amacı, astronotların farklı stres etkenleri ile fiziksel ve zihinsel olarak nasıl başa çıktıklarını anlamaya yardımcı olacak bulgular elde etmektir [7]. Ayrıca uyku düzeni, biyolojik ritim, bağışıklık sistemi ve dikkat süresi bozuklukları ile ilgili verilerin toplanması da amaçlanmaktadır [5].
Gönüllü olarak katıldığı deney sırasında Follini de Montalbini’nin 210 gün mağaradan kalması sırasında hissettiği gibi zamanın yavaşladığını hissetmiştir. 24 saatlik yaşam döngüsünü istemeden terk eden Follini, 10 saat uykudan sonra 33 saat uyanık kaldığı bir günlük döngüye girmiştir. Bunun sonucunda da zamanın daha yavaş geçtiğini düşünmüştür [4].
Deney sırasında gece ya da gündüz olduğunu belirten herhangi bir ipucu yoktur. Follini öncelikle 24 saatlik bir dilimde yaşamını sürdürmüştür. Ancak ilerleyen zamanlarda bu durum değişmiştir. 1 günlük süresini 28 saate çıkarmıştır. Deneyin ilerleyen zamanlarında ise 1 günlük sürenin 48 saate kadar uzadığı görülmüştür. Yaklaşık 10 saat kadar uyuyup 20 saatten fazla uyanık kaldığı gözlemlenmiştir.
İzolasyonu boyunca yanında bir adet gitar ve bilgileri girmesi için bir adet bilgisayar vardı. Bilgisayar aracılığıyla bilim insanlarının istediği verileri onlara aktarmıştır [5][7]. Kan basıncı, kalp ritmi, vücut sıcaklığı, beyin dalgalarının düzeni gibi veriler düzenli olarak mağaraya yerleştirilen kameralar, mikrofonlar ve bilgisayar aracılığıyla kaydedilmiştir. Ayrıca Follini’den periyodik olarak hormonal değişikliklerine bakmak için kan ve idrar örnekleri de istenmiştir. Bu verilerin de mağaraya sarkıtılan bir teneke içerisine konması istenmiştir [5].
Mağara içerisinde görüp arkadaşım dediği Giuseppe ve Nicoletta adlarını verdiği iki adet fare dışında birkaç kurbağa ile çekirge de Follini’ye bu uzun süreçte eşlik etmiştir. Follini deneyden sonra mağarada geçen zamanında kasvetli hissettiğini, etrafında onu mutlu edecek insanlar olmadığını dile getirmiştir [6]. Deney sürecinde 1 günlük süresinin uzaması öğünlerinin arasının açılmasına ve dağınık bir örüntü izlemesine neden olmuştur. Bunun sonucunda da yaklaşık 8 kilo vermiştir. Mağarada genellikle fasulye ve pirinçle beslenmiştir. Taze yiyecek tüketememiştir. Güneş ışığı alamaması ve öğünlerinin verimsizliği sebebiyle D vitamini değerinde düşüş yaşanmıştır. Bağışıklık sisteminde de değişiklikler gözlemlenmiştir [7]. Belli bir süre sonra regl olmamaya da başlamıştır. Hem yeterince veri toplanması hem yazın gelmesiyle tehlikeli olabilecek yılanların kış uykusundan uyanması hem de Follini’nin çok uzun süre uyumaya başlaması sebebiyle 130 günün sonunda mağaradan çıkmasına karar verilmiştir [5]. 13 Ocak 1989 tarihinde başlayan deney 22 Mayıs 1989 günü Follini’nin mağaradan çıkması ile son bulmuştur.
Mağarada judo yaptığı da bilinen Follini’nin bu süreçte fiziksel sağlığı oldukça olumsuz etkilenmiştir ancak yeryüzüne çıktıktan sonra yapılan testler sonucunda doktorlar kondisyonunun mağarada geçirdiği süreye rağmen gayet iyi olduğunu dile getirmiştir. [5][6]
Follini bilindiği gibi 130 gün boyunca mağarada kalmıştır. 22 Mayıs günü yeryüzüne çıktığında tarihi tahmin etmesi istenmiştir. Follini tarihin 14 ya da 15 Mart olabileceğini söylemiştir. Yaklaşık 4 ay mağarada kalmasına rağmen 2 ay kaldığını düşünmektedir. Bu da zaman algısının Montalbini’de olduğu gibi değiştiğini göstermektedir [5].
Stefania Follini’nin katıldığı bu deney medyanın oldukça dikkatini çekmiştir. Mağaradan çıktıktan sonra birçok medya kuruluşuyla röportajlar düzenlemiştir. Montalbini bu sayede ünlenmiştir.
Montalbini, 210 gün süren ve rekor kırmasını sağlayan ilk mağara deneyiminden yaklaşık 5 yıl sonra -6 Aralık 1993’te- tekrar kendini mağarada izole etmeye karar vermiştir. Pesaro Mağarasına giren Montalbini tam 1 yıl sonra 5 Aralık 1994 günü mağaradan çıkmıştır. İkinci deneyinde de Montalbini zamanı oldukça yavaş algılamış ve mağaradan çıktığında haziran ayında olduklarını düşünmüştür. Zaman algısında değişime ek olarak Montalbini’nin bağışıklık sisteminin tehlikeli derecede zayıfladığı da gözlemlenmiştir [4]. Son olarak Montalbini ölmeden 3 yıl önce gerçekleştirdiği son deneyinde 235 gün boyunca İtalya’daki Soğuk Mağara olarak da bilinen Grotta Fredda adlı mağarada kalmıştır.
Günümüzdeki pandemi kaynaklı zorunlu izolasyonun aksine gerçekleştirilen deneylerin hepsi de gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bu sebeple mağara deneyleri ile günümüz izolasyonunun etkilerini karşılaştırmak doğru olmayacaktır ancak pandemi sürecinde izolasyondaki birçok insanda da mağara deneylerinde elde edilen verilere benzerlik gösteren durumlar gözlemlenmiştir. Birçok insanda uyku düzeninde bozulmalar ve kasvetli hissetme hâli görülmüştür [10].
Günümüzden yaklaşık 35 yıl önce Maurizio Montalbini tarafından başlatılan deneyler zinciri sonucunda izolasyonun insan fizyolojisine ve psikolojisine etkisi hakkında birçok yeni bilgi elde edilmiştir. Bu bilgilere ek olarak uzay çalışmalarına da katkıda bulunulmuştur. Her ne kadar deneylerin içeriği ile ilgili net bilgilere erişimimiz olmasa da Montalbini’nin deneyleri izolasyon alanında çok önemli veriler elde edilmesini sağlamıştır.
1 Ancak COVID-19 sebebiyle yaşanan sosyal izolasyonlar sırasında kilo alımı yaşandığı gözlemlenmiştir [8].