Mizah Anlayışınız Akıl Sağlığınız Hakkında Ne Söylüyor?
Yazan: Alex Orlando
Çeviren: Sevde Ot
Düzenleyen: Esranur Maral
Özet: Araştırmalara göre mizah 4 şekilde ortaya çıkıyor. Bunların hangisine eğilimli olduğunuz psikolojik sağlığınıza açılan bir pencere görevi görebilir.
Sizi en çok ne güldürür? Gülmekten dolayı ölmekten, nefes alamamaktan, gülerken tükürük saçmaktan bahsediyoruz. Bazı insanlar için arkadaşlarının alaycı bir şekilde neredeyse kaldırıma nasıl çakıldıklarını anlatmaları bahsettiğimiz gülme tepkilerine neden olabilir. Bazıları ise düşmanca bir yaklaşım takınıp başkalarına karşı hakaret içeren şakalara gülebilir. Sonra hemen hemen herkesin komik bulacağı bir avukatın sanal mahkeme yargılaması sırasında farkında olmadan yavru kedi gibi göründüğü talihsiz video akla gelebilir.
Belki şu, “Komedi özneldir.” atasözünü duymuşsunuzdur. Yani insanlar farklı şeyleri komik bulabilir. On yıllar boyunca psikologlar ve diğer araştırmacılar mizah türlerinin çeşitli yönleri hakkında çalışmalar yaptılar. Bu araştırmanın büyük bir kısmı mizah anlayışımızın bireyler olarak bize neler söyleyebileceği ve özellikle akıl sağlığımız hakkında neler öne sürebilecekleri üzerine odaklanıyor.
Mizah Tarzları ve Akıl Sağlığı
Şu iyi bir şekilde anlaşıldı ki mizah hem akıl hem de fiziksel sağlığımız üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Gülmek en iyi ilaçtır fikri, İncil zamanlarından beri hep var olmuştur. Sigmund Freud, 1905 tarihli Espriler ve Bilinçdışı İlişkileri (Jokes and Their Relation to the Unconscious) adlı kitabında mizahın kaygıyı zevke dönüştürebilen ruhun savunma mekanizmalarının en yükseği olduğunu savunmuştur.
Son zamanlarda, bilim insanları pozitif mizahın endişe ve depresyon belirtilerine karşı bir koruma oluşturabileceğini öne sürdü ve hatta psikolojik çöküşe karşı bir merhem bile olabilir.
Yine de tüm mizah türleri -ve dolayısıyla bunların psikolojik sağlığınız üzerindeki etkileri- aynı değildir.
Psikolog Rod Martin ve meslektaşları, 2003’te hangi tip mizahın zihinsel sağlığı nasıl etkilediğini ve hangi formların etkin olarak zararlı olabileceğini daha iyi ayırt etmek için “Mizah Tarzları Ölçeği (Humor Styles Questionnaire)” geliştirdiler. Bu değerlendirme, mizahı dört farklı tarza ayırarak insanların mizahı günlük yaşantılarında nasıl kullandıklarını ölçüyor.
Katılımcı mizah (Affiliative humor), evrensel olarak komik kabul edilebilecek şeyler hakkındaki şakalara atıfta bulunur. Genellikle ilişkileri kolaylaştırmak ya da başkalarını güldürmek için kullanılır. Daha önce bir iş arkadaşınızla gülünç bir şaka paylaştıysanız veya arkadaşlarınız arasında alay ettiyseniz katılımcı mizahı kullanmış oldunuz.
Kendini geliştiren mizah (Self-enhancing humor), kendine ve hayatın saçmalıklarına gülebilme yeteneğini içerir. Genellikle stresle ya da zorluklarla başa çıkma ve sonucunda daha iyi hissetmenin bir yolu olarak kullanılır. Özel bir akşam yemeğinde masa örtüsünün her yerine kırmızı şarap döktüğünüzü pozitif bir şekilde anlatmak kesinlikle geçerli olacaktır.
Saldırgan mizah (Aggressive humor), başkalarının pahasına gülmektir. Sıklıkla iğneleyici söz, alay etme, dalga geçme ve eleştiri içerir. Jeff Ross gibi komedyenleri veya son dönem Don Rickles’ı (TV’de Frank Sinatra ve diğer ünlüleri kızartmasıyla bilinir.) düşünün.
Kendini yıkıcı mizah (Self Defeating humor), akranlar tarafından onaylanmak için kendini aşağılama sanatıdır. Başka bir ifadeyle kendini şaka malzemesi yapmak. Örneğin, bu tarz bir mizahı zorbalar tarafından hedef alınan biri kullanabilir özellikle de başkaları tarafından yapılmadan önce kendisiyle alay etmeyi etkili bir şekilde önceden kendisine dayatan biri.
Sizin kendinize has mizah anlayışınız muhtemelen bu 4 tarzın bir harmanıdır ama birçok insan belirli bir yöne eğilimlidir (Hangi tipe yöneldiğinizi kendiniz bile görebilirsiniz.). Her tarzın da akıl sağlığı söz konusu olduğunda kendi avantajları ve dezavantajları vardır.
Western Ontario Üniversitesinde psikoloji alanında araştırmacı olan Julie Aitken Schermer; kendine odaklı, uyarlanabilir ve pozitif olan mizahın -kendini geliştirme olarak da bilinen- belirli bir psikolojik nimet olabileceğini ve bu tür bir mizahla uğraşan insanların olumlu veya komik deneyimleri hakkında düşünerek kendilerini neşelendirebileceklerini söylüyor. Bunun ötesinde, kendini geliştiren mizahı kullanan kişilerin depresyon, yalnızlık ve başkalarıyla kötü ilişki belirtileri gösterme olasılığı daha düşüktür.
Bunun aksine hem saldırgan hem de kendini yıkıcı mizah tarzları sorunların habercisi olabilir. Schermer, bu kişilerin kendilerine zarar verme olasılığının daha yüksek olduğunu gördüklerini ve kişisel olarak yalnızlık ve önemsizlik duygularıyla da bağlantılı olduğundan kendi kendini yıkıcı mizahın en endişe verici tarz olduğunu iddia ediyor. Ancak saldırgan mizah tarzına sahip olanlar, akranlarıyla alay etmek için grup dinamiklerine güvendiklerinden yalnızlığı pek yaşamayabilirler.
Kendinize Gülmeyi Öğrenmek
Daha olumsuz şekilde çarpık mizah tarzlarını tercih etme eğiliminde olsanız bile umutsuzluğa kapılmak için bir neden yoktur. Schermer, insanların olumlu ve kendini geliştiren bir mizah tarzını geliştirmek için basitçe bu alan hakkında bir şeyler öğrenerek çalışabileceklerini söylüyor. Ardından, kendi hayatınızdaki olaylar hakkında nasıl düşündüğünüzü düşünebilirsiniz. Bir olayı zihninizde defalarca tekrarlarsanız olumsuz unsurlara odaklanıp derin mi düşünürsünüz yoksa durumun komik yönlerini mi hatırlarsınız?
Schermer, kendini geliştiren mizahı ilerletmek için hayatın daha hafif ve daha komik yönlerine odaklanılmasını öneriyor. Bireyin farkında olmasını ve akıllarına gelen kötü anılara yoğunlaşmaktan kaçınmaları gerektiğini ekliyor. Yazar Kurt Vonnegut’un bir zamanlar yazdığı gibi, “Kahkaha ve gözyaşlarının ikisi de hayal kırıklığına ve yorgunluğa verilen tepkilerdir. Daha sonra yapılacak daha az temizlik olduğu için şahsen ben gülmeyi tercih ederim.”