FelsefeHukukÖzgün İçerikSosyal Bilimler

Serbest Ticaretin Tarihi ve Yapısı

Yazar: Sudenur Koyuncu

Düzenleyen: Alper Topal

Özet:

Son yüz yılın en yaygın ve çok konuşulan konularından biri olan serbest ticaretin tarihi gelişimden bahsederken bu gelişimi iki kola ayırmak doğru olacaktır.  1947 yılında ABD ve onun başlıca ekonomik partnerleri Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nı imzalayarak ticaretin önündeki bariyerleri karşılıklı avantaj sağlayacak ve uluslararası ticarette ayrımcı muameleyi ortadan kaldıracak bir biçimde aşmayı amaçladılar. Anlaşma, gümrük tarifelerinde kademeli düşüş yaratarak ticaretin liberalleşmesini önemli ölçüde destekledi ve ilgili müzakereler için uygun bir forum örneği oldu. Urugay Müzakereleri’nde Dünya Ticaret Örgütü kuruldu ve örgüt, bir uluslararası organizasyon olarak anlaşmanın yerine geçti ve anlaşmayı değişime uğrattı. Bu anlaşma ve bu örgüt kapsamında gelişen ticaret liberalleşme doğrultusunda çoğunlukla başarılı olsa da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında, mevcut rejimden eşit derecede fayda sağlama konusunda tarih boyunca bir uzlaşma sağlayamadı. Ticaretin liberalleşmesinin diğer kolu ise bölgesel anlaşmalardır. Bu tür anlaşmaların üzerinde her zaman daha kolay uzlaşmaya gidilebilmesi ve uygulanmasının diğer küresel anlaşmalara göre daha kolay olması sebebiyle bölgesel anlaşmalar ülkeler tarafından oldukça tercih edilmektedir.

1. Giriş

İkinci Dünya Savaşı öncesi dönem, ticaret kurallarının çoğunlukla İngiltere, ABD ve Almanya gibi güçlü devletler tarafından belirlendiği bir dönemdi. Dolayısıyla ticaret kuralları çoğunlukla güçlü devletlerin çıkarlarını yansıtıyordu ve bu kurallar her zaman barışçıl yollarla belirlenmiyordu. Mevcut olan düzenin İkinci Dünya Savaşı ile sonuçlanması müttefik devletler olan İngiltere ve ABD’nin daha liberal bir ekonomik düzen yaratmaya girişmesine neden oldu. Bu yeni düzen ile iki savaş arasındaki dönemde ortaya çıkan ekonomik sorunların önüne geçilmesi ve savaş sonrasında yavaşlayan dünya ekonomisinin yeniden canlandırılması umuldu.

2. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kapsamında Liberalleşen Ticaret

2.1. GATT 1947

GATT’ın doğuşu. Yaklaşık 50 ülkeden oluşan bir BM hazırlık komitesi, bir uluslararası ticaret örgütü oluşturmak için Cenevre’de toplandı. (1947) (Kaynak: DTÖ)

İkinci Dünya Savaşı sonrası politik ekonomi düzeninin metni 1944’te ABD’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods ilçesinde gerçekleşen Bretton Woods Konferansı’nda hazırlandı. Bu yeni liberal ekonomik düzeni destekleyecek bir ticaret rejimi yaratmak için ABD önderliğinde Uluslararası Ticaret Organizasyonu (International Trade Organisation, ITO) kuruldu. 1947’de ise ABD ve onun başlıca ekonomik partnerleri Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nı (General Agreement on Tariffs and Trade, GATT) imzaladılar. Bir uluslararası anlaşma ve aynı zamanda organizasyon olan GATT, uluslararası ticaretin liberalleşmesininin başlıca sorumlusu oldu. [1] GATT aslında ticaret müzakereleri konusunda ITO’ya alternatif bir yapı olarak dönemin ABD Başkanı Harry Truman tarafından geliştirildi. Bunun sebebi ITO’nun hiçbir zaman ABD Kongresi tarafından korumacı çıkarlar sebebiyle onaylanmaması, dolayısıyla yürürlüğe girmemesiydi. [2]

2.1.1. GATT’ın Amacı

Ticaretin önündeki bariyerleri, başta gümrük tarifelerindeki1 önemli düşüş olmak üzere, karşılıklı avantaj sağlayacak ve uluslararası ticarette ayrımcı muameleyi ortadan kaldıracak bir biçimde aşmak GATT’ın amaçlarındandır. GATT ile ITO arasındaki en önemli fark ise: GATT üye ülkelerin ticaret ayrıcalıklarının değiş-tokuşunu sürekli olarak müzakere ettikleri bir forumdur ve kural koyucu özelliği yoktur, ITO’nun amacı ise dünya ticaretini düzenlemekti. [2]

2.1.2. GATT’ın Sahip Olduğu İlkeler

GATT ile alakalı en önemli konulardan biri anlaşmanın sahip olduğu ilkelerdir. Karşılıklılık (reciprocity) ilkesi ile ticaret ayrıcalıklarının genel bir denge ve ortak fayda esasıyla kararlaştırılması benimsenir. Diğer önemli bir ilke olan ayrımsızlık (non-discrimination) için anlaşmada iki terim karşımıza çıkmaktadır: En çok kayrılan ülke kuralı (most favoured nation treatment) ve ulusal muamele kuralı (national treatment). En çok kayrılan ülke kuralına göre bir üye ülke herhangi bir ülkeye tanıdığı elverişli bir rejimi koşulsuz olarak tüm üye ülkelere uygulamak zorundadır. Bu kuralın uygulanmasına istisna durumlar olarak bölgesel ticaret anlaşmaları ve gelişme yolundaki ülkelere sağlanabilecek fazladan ayrıcalıklar gibi konulara da anlaşmada yer verilmiştir. Ulusal muamele kuralına göre ise iç pazara ilişkin düzenleme ve uygulamalar yönünden ithal ve yerli mallar arasında ayrım yapılmamalıdır. Bu kural yalnız bir mal, hizmet ve fikri mülkiyet pazara girdikten sonra uygulandığı için ithal mal üzerinden gümrük vergisi alınması ve yerli mal üzerinden buna karşılık gelen bir vergi alınmaması bu kurala aykırı değildir. [1] [3]

2.1.3. GATT’ın Yarattığı Etki

GATT gümrük tarifelerinde kademeli düşüş yaratarak ticaretin liberalleşmesini önemli ölçüde destekledi ve ilgili müzakereler için uygun bir forum örneği oldu. Bugün dünya ticaret hacmi, GATT’ın ilk günlerinde kaydedilen seviyenin kabaca 43 katıdır (1950’den 2021’e kadar %4.300 büyüme). [4] Aşağıdaki grafikte dünya ticaretinin 1950-2021 arasındaki gelişimi gösterilmektedir.

Ticaret hacmi, ihracat ve ithalatın ortalaması olarak hesaplanır. Grafikte 1950 yılı 100 baz puan olarak alınmıştır. [4]

GATT’ın başarılı olduğunu belirtmenin yanında şu da bilinmelidir ki GATT kendi içinde birçok eksiklik ve yetersizlik barındırmaktaydı. Öncelikle, GATT’ın İkinci Dünya Savaşı sonrasında imzalandığı sırada, uluslararası ticarete malların ticareti hakimdi ve GATT malların ticaretini konu almaktaydı. Sonrasında ise servisler (telekomünikasyon, bankacılık, ulaşım, danışmanlık vb.) ve fikri mülkiyetler (tasarım, buluşlar vb.) malların ticaretinden daha fazla önem kazandı. [5] Diğer bir önemli eksiklik ise anlaşmanın tarım ve tekstil ürünlerini hariç tutmasıydı. ABD’nin tarım sektöründeki korumacı politikalardan vazgeçmemek konusundaki ısrarı bunun en büyük nedenidir.

2.2. “İhracat iyi, ithalat kötüdür.”, G77, Avrupa Birliği

GATT tarifeleri indirme konusunda oldukça başarılı olurken ihracatın iyi, ithalatın kötü olduğu anlayışını benimseyen merkantilizm yükselişe geçti. 1973’te gerçekleşen OPEC petrol krizi2 ekonomik duraksama yarattı, kapitalizmin altın çağı sona erdi ve ticaretin büyüme hızı yavaşladı. Devletler “stratejik ticaret politikası” adı altında dengeleyeci vergiler, ihracat sübvansiyonu gibi tarife dışı uygulamarla (non tariff measures) ihracatı artırmaya ve ithalatı azaltmaya çalıştılar. Bu durumlar ve daha fazlası hakkında görüşmek için üye ülkeler 1973-80 yılları arasında Tokyo Müzakereleri’nde bir araya geldi. İlk kez Avrupa dışına çıkılan bu müzakerelerde gümrük tarifelerinde önemli düşüş yapıldı. Sadece bazı üyeler tarafından tarife dışı engeller konusunda bir dizi anlaşma imzalandı ve bu üyeler “Tokyo round codes” diye adlandırıldı. [6] Ayrıca, endüstriyel ülkeler bu turdaki müzakerelerde gelişmekte olan ülkelerin (Less Developed Countries, LDC) ihracatlarına özel muamele gösterilmesi taleplerini de daha büyük bir dikkatle ele aldılar. Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi ile incelendiğinde, endüstriyel ürünlerin fiyatlarının hızlı yükselişi daha ilkel mallar ihraç eden gelişmekte olan ülkelerin liberalleşen ticaretten gerçek anlamda yararlanmasını mümkün kılmıyordu. 1964 yılında, gelişmekte olan 77 Birleşmiş Milletler üyesi devlet, Grup 77’yi (G77) kurdu. G77’nin amacı ortak ekonomik çıkarlarını ifade etmek ve desteklemek; Birleşmiş Milletler sistemi içindeki tüm önemli uluslararası ekonomik konularda ortak müzakere kapasitelerini artırmaktı. [7] Ancak zamanın küresel politik güç dağılımı göz önünde bulundurulduğunda, gelişmekte olan ülkelerin talepleri gerçekleşen müzakereler sonunda GATT’ın politikasında temel bir değişiklik yaratmadı ve yeni bir uluslararası ekonomik düzen talep eden G77’nin talepleri sonuçsuz kaldı. Endüstriyel ülkelerin gelişmekte olan ülkelere tavsiyesi ise var olan uluslararası ekonomik sistemi değiştirmektense gümrük tarifelerini indirerek ve ekonomilerini doğrudan yabancı yatırıma açarak sistemle daha fazla bütünleşmeleriydi çünkü ticaret, büyümenin asıl kaynağıydı.

Mevcut ekonomik sistemde bulunan sorunlar olan (özellikle 70’lerden sonra ortaya çıkan) korumacı ticaret uygulamalarının ve gelişmekte olan ülkelerin taleplerinin yanında diğer bir konu ise 1957’de kurulan şimdiki adı Avrupa Birliği olan Avrupa Ekonomik Topluluğuydu (European Economic Communtiy, EEC). Bu bölgesel birliğin kurulması özellikle ABD tarafından küresel ticaret sistemine karşı bir tehdit olarak görüldü. Dolayısıyla, tüm bu mevcut sorunların üzerine ABD’nin değişim için baskısı da eklendi ve bu baskı, küresel ticaret sistemini güçlendirmek amacıyla yeni bir müzakere turuna gidilmesinde en güçlü faktör oldu.

2.3. Uruguay Müzakereleri ve Dünya Ticaret Örgütü

Arthur Dunkel (ortada), GATT Genel Direktörü, 1980 – 1993. (Kaynak: DTÖ)

Uruguay Müzakereleri 1984-94 yılları arasında gerçekleşti ve esas programın neredeyse iki katı olan yedi yıl sürdü. O zamanlarda gelişmekte olan ülkeler GATT sisteminde çoğunluğa ulaşmıştı ve müzakereler ilk kez gelişmekte olan bir ülkede gerçekleşti. [8] Müzakereler sonunda 123 ülke katılmıştı ve neredeyse tüm ticaret ürünlerini kapsadığı için Uruguay Müzakereleri gerçekleşen en geniş müzakerelerdir. Urugay Müzakereleri’nin en önemli olayı Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulması ve örgütün bir uluslarası organizasyon olarak GATT’ın yerine geçmesidir. Bununla beraber, GATT, DTÖ’nün mal ticaretine yönelik şemsiye anlaşması olarak hâlâ mevcuttur ancak anlaşma müzakereler süresince değişime uğradı. Dolayısıyla GATT 1947 ve GATT 1994 ticari hukukçulara göre iki ayrı anlaşmadır. [9] Müzakerelerde GATT’ın güncellenmesine ek olarak, Hizmet Ticaret Genel Anlaşması (General Agreement on Trade in Services, GATS) ve Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması da (Agreement on Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights, TRIPS)  imzalandı ve hassas bir konu olan tarım ve tekstil ürünleri konusu da kapsayıcı olarak ele alındı. Böylece geçmişteki müzakerelerin de ötesine gidildi ve sadece malların ticareti kapsamından çıkılmış olundu. Ancak, alınan kararların yüksek teknolojili ve servis alanında yükselen bir devlet olan ABD’nin çıkarlarına yönelik olması ve özellikle gelişmekte olan ülkelere yarar sağlayacak olan tarım ve tekstil ürünlerinin gümrük vergilerinin düşürülmesi konusunda karar alınmaması düşündürücür.

Dünya Ticaret Örgütü, tarihi Centre William Rappard binasında yer almaktadır. (Kaynak: DTÖ)

2.3.1. Dünya Ticaret Örgütü’nün Amacı

Merkezi Cenevre’de olan DTÖ’nün öncelikli amacı bu anlaşmaları ve alınan kararları uygulamaktır. Üyelerine ticareti kullanarak yaşam standardını yükseltmeyi, iş fırsatları yaratmayı ve gelişmekte olan ülkelere ticaret kapasitelerini yükseltmeyi vadeder. Örgüt ayrıca üyelerin ticaret sorunlarını tartışmalarını ve çözmelerini sağlamak için bir forum olarak da çalışır. GATT’tan farklı olarak, DTÖ ticaret tartışmalarında hüküm verir. [10] Tüm bu olanların ışığında, DTÖ’nün kuruluşu GATT’ın kendisinden sonra dünya ticaret kuralları konusunda en temel reformdur. Örgütün şu anda dünya ticaretinin %98’ini temsil eden 164 üyesi vardır. [11] Anlaşıldığı üzere, DTÖ’nün kuruluşuyla beraber ticaret tartışmalarının daha karışık, teknik ve politik olduğu söylenebilir.

2.4. Doha Müzakereleri

2001 yılının Kasım ayında Çin, Doha’da düzenlenen müzakerelerde DTÖ’nün 143. üyesi oldu. (Kaynak: DTÖ)

1999 sonlarında Seattle’da yapılması planlanan müzakereler “Battle of Seattle” diye anılan küreselleşme karşıtı gösteriler sebebiyle iptal oldu. Gösterilerin amacı işçi hakları, sürdürülebilir ekonomiler, çevresel ve sosyal konulardı. [12] DTÖ müzakereleri ancak 2001 yılında, gösterilerden çok uzak mesafede, Katar’ın başkenti Doha’da yapıldı. Müzakerelerin en başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin Uruguay müzakerelerinde alınan kararlardan önemli bir fayda alamama şikayetleri gündeme oturdu. Bu şikayetlerin mevcudiyetinde, gelişmekte olan ülkelere ithafen, Doha müzakereleri yarı resmi olarak “Doha Kalkınma Gündemi (Doha Development Agenda)” ismiyle de anılmaktadır.  Dolayısıyla, bu görüşmenin en önemli amaçlarından biri gelişmekte olan ülkelerin tarım sektöründeki taleplerine cevap verebilmekti. Bunun yanında, tarım dışı sektörde ise gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelerden daha açık bir market sağlamaları konusunda ısrarcı oldular. [13] 14 yıl sonunda, 2015’te, müzakereler uzun süren anlaşmazlıklar dolayısıyla başarısızlığa uğradı ve sona erdi. Bunun en büyük sebeplerinden biri gerçek anlamda libarelleşebilecek ticaretin faydalarının ve zararlarının dağılımıydı. Gelişmiş devletler az gelişmiş ülkelere özel muamele uygulanmasından yanaydı fakat Çin, Brezilya, Hindistan gibi dünyadaki güç dengesini tehdit eden gelişmekte olan ülkelere kolaylık sağlanmasından yana değildi. Özellikle Çin zaten dünya pazarında büyük bir yarış yaratmaktaydı. Müzakerelerin başarısızlığa uğramasındaki diğer önemli bir faktör ise müzakerelerden tek ve genel bir anlaşma ile çıkılma isteğiydi.

3. Dünya Ticaret Örgütü Dışında Liberalleşen Ticaret

DTÖ bünyesindeki ticaret tüm dünya ticaretini kapsamayı arzularken bunun dışında gerçekleşen, DTÖ üyesi olan ve olmayan ülkeler arası bölgesel ticari anlaşmalar (Regional trade agreement, RTA) da vardır. DTÖ üyeleri için bölgesel ticari anlaşmalara GATT’ın 24. ve GATS’ın 5. maddesi kapsamında izin vermektedir. Bölgesel ticari anlaşmaları üye devletler imzalandıktan sonra fakat uygulamadan önce DTÖ’ne bildirmelidirler. Peki ülkeler neden bölgesel anlaşmalara gitmektedir? Sadece ticari anlamda değil, bölgesel anlaşmalar üzerinde her zaman daha kolay anlaşmaya gidilir ve uygulanması diğer küresel anlaşmalara göre daha kolaydır. Bunun iki önemli sebebi anlaşma taraflarının sayıca daha az olmasıdır ve bölgesel anlaşmalar çoğu zaman politik, coğrafi ve diğer bir dizi özellikler bakımından birbirine benzer devletler tarafından yapılır. Ayrıca, bölgesel ticari anlaşmalar ekonomik bütünleşmeyi güçlendirdiğinden dolayı bazı uzmanlar tarafından muhtemel küresel serbest ticaretin oluşumuna giden bir basamak olarak görülür. Günümüzde birçok bölgesel ticari anlaşma bulunmaktadır. Örnek olarak Avrupa Birliği, NAFTA ve ASEAN’ı sayabiliriz.

Aşağıdaki grafik halihazırda yürürlükte olan bölgesel ticari anlaşmaların sayısını görselleştirmektedir. 1994’te DTÖ’nün kuruluşu hesaba katıldığında 1992’den sonra bölgesel ticari anlaşma sayısındaki ciddi artış dikkate değer ve sorgulatıcıdır.

http://rtais.wto.org/UI/charts.aspx

Açıklama: Bölgesel ticari anlaşmaların bildirimleri (notifications): mallar (goods), hizmetler (services) ve bir bölgesel ticari anlaşmaya katılım (accesions) ayrı ayrı sayılır. Kümülatif (cumulative) çizgiler halihazırda yürürlükte bölgesel ticari anlaşmaların/bildirimlerin sayısını gösterir. (Kaynak:DTÖ)


1 Tarife, uluslararası ticarete konu olan bütün mallara uygulanan vergileri belirleyen listeleri de kapsayan geniş kapsamlı bir tanımdır. Gümrük vergileri, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihte yürürlükte olan gümrük tarifesine göre hesaplanır. (https://oaib.org.tr/tr/bilgi-merkezi-sikca-sorulan-sorular-gumruk-tarifesi-nedir.html)

2 16 Ekim 1973 tarihinde Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) petrol üretimini düşürüp, Batılı ülkelere özellikle de ABD ve Hollanda’ya petrol taşıyan sevkiyatlara ambargo koydu.

Yoluyla
Balaam, D. N., & Dillman, B. (2018). Introduction to International Political Economy. (7th ed.). Routledge. Chapter 7Gilpin, R., & Gilpin, J. M. (2001). Global Political economy: Understanding the International Economic Order. Princeton University Press.
Referanslar
[1] The General Agreement on Tariffs and Trade (GATT 1947). (1947, October 30). World Trade Organization.[2] Barnor, C., Adu-Twumwaah, D., & Osei, P. H. (2015). The Role and Functions of the International Trade Organization (ITO) and the World Trade Organization (WTO): The Major Differences and Similarities. International Journal of Sciences: Basic and Applied Research (IJSBAR), 24(6), 92–101.[3] Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ). (2022, February 18). Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı.[4] Evolution of trade under the WTO: handy statistics. (n.d). World Trade Organization. [5] WTO and GATT – are they the same?. (n.d.). Institute for Agriculture and Trade Policy. [6] The Tokyo Round. (n.d.). World Trade Organization.[7] About the Group of 77. (n.d.). The Group of 77.[8] The Uruguay Round. (n.d.). World Trade Organization.[9] Understanding The WTO: The Uruguay Round. (n.d). World Trade Organization.[10] Understanding The WTO: Who we are. (n.d). World Trade Organization.[11] Understanding The WTO: What we stand for. (n.d.). World Trade Organization.[12] World Trade Organization Protests in Seattle. (n.d.). Seattle Municipal Archives. [13] The Doha Round. (n.d.). World Trade Organization.

Sudenur Koyuncu

Uluslararası ilişkiler, sosyal veri bilimi/hesaplamalı sosyal bilimler, metal müzik, anime
Başa dön tuşu