Türkiye’de LGBTIQ+ Bireylerin Hukuki Konumu
Yazan: Ömer Samet Kırdar & Kübra Nur Canbay
Düzenleyen: Ümit Sözbilir, Oğuzhan Kütük & Ceren Mısır
Özet: Türkiye’de eş cinsel ve LGBTIQ+ bireylerin hakları var mıdır? Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarında bu kişiler korunuyor mu?
Giriş
Dünya’nın çeşitli ülkelerinde ve Türkiye’de LGBTIQ+ bireylerin cinsel yönelimleri ve sahip oldukları ya da olmaları gereken haklar hakkında çeşitli görüşler hem toplumun hem de siyasetin sıklıkla gündemindedir. Onur Ayı’nda daha da alevlenen tartışmaların eşliğinde Türkiye’deki LGBTIQ+ bireylerin yasal olarak sahip olduğu hak ve özgürlükler ya da yasal kısıtlamalar da oldukça gündem konusudur.
Türkiye’de LGBTIQ+ Olmak Yasal mıdır?
LGBTIQ+ topluluklarının yok sayılmasını belli coğrafyalar ya da belli dini inançların varlığı özelinde sınırlandırmak mümkün değildir. Suudi Arabistan, Yemen, İran, Pakistan, Maldivler gibi ülkeler LGTBIQ+ bireyleri yönelimleri nedeniyle yasal yaptırımlara maruz bırakır. Örneğin Maldivler’de eş cinsellik bir suçtur [2] ve eş cinsel bireyler, kamçı, 8 yıla kadar hapis cezası gibi yasal yaptırımlara maruz kalır. [3] Hatta Suudi Arabistan ve İran’da cezalar idam cezasına kadar yükselebilmektedir [4]. Türkiye Cumhuriyeti Kanunları’nda ise LQBTIQ+ bireyler özelinde sahip oldukları yönelimler nedeniyle yasal olarak herhangi bir yaptırım ya da yasaklayıcı bir kanun yoktur.
Eş Cinsel İlişkilerin Tanınması ve Eş Cinsellerin Evliliği
Ülkemizde eş cinsel evlilikler yasa önünde geçerli değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik yalnızca kadın ve erkek arasında gerçekleşebilir. Türk Medeni Kanunu’nun ikinci ayrımının evlenme ehliyeti ve engellerini düzenleyen başlığında 124. maddede “Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez.” demek suretiyle evliliğin yalnızca kadın ve erkek arasında olabileceğini öngörmüştür. [5]
“İKİNCİ AYIRIM
EVLENME EHLİYETİ VE ENGELLERİ
A. Ehliyetin koşulları
I. Yaş Madde 124- Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez.”
Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun dördüncü ayrımında batıl olan evlenmeler düzenlemiş olup eş cinsel evlenmelere herhangi bir gönderim yapılmadan kanun bu kişilere müdahalede bulunmamış fakat yukarıda anılan madde ile de kısıtlamaya tabi tutmuştur. [5]
“DÖRDÜNCÜ AYIRIM
BATIL OLAN EVLENMELER
A. Mutlak butlan
I. Sebepleri Madde 145- Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:
1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.”
Eş Cinsellerin Evlat Edinmesi
Türkiye’de eş cinsellerin evlat edinmesine dair herhangi bir yasal düzenleme söz konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik gerçekleştirmiş çiftler birlikte, kadın veya erkek bekar bireyler ise tek başlarına evlat edinebilir. [5]
DÖRDÜNCÜ AYIRIM
EVLÂT EDİNME
“II. Birlikte evlât edinme
Madde 306- Eşler ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler.
Eşlerin en az 5 yıldan beri evli olmaları veya 30 yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir.
Eşlerden biri, en az 2 yıldan beri evli olmaları veya kendisinin 30 yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir.”
Şeklindeki düzenlemesi ile evlat edinmenin sadece evli kişiler arasında olabileceğini öngörmüştür. Yasalarımız eş cinsel bireyler arasındaki evliliği tanımadığı için yasal olarak eş cinsel bireylerin evlat edinmesi de mümkün değildir.
“III. Tek başına evlât edinme
Madde 307- Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir.
30 yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya 2 yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla 2 yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde tek başına evlât edinebilir.”
Türk Medeni Kanunu’na göre kişi tek başına evlat edinebilir. Ayrıca evli çiftlerden herhangi birisi; 2 yıldan beri kayıp veya 2 yıldır eşinden ayrı yaşıyorsa, ayırt etme gücünden yoksunsa kişi yine tek başına evlat edinebilir. Tek başına evlat edinmede kişilerin cinsel yönelimi yasal olarak herhangi bir engel teşkil etmez.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde (Ordu) LGBTIQ+ Bireyler ve Yasaklar
Askerlik hizmeti, T.C. Anayasasının 72’nci maddesi gereğince her Türk’ün hakkı ve ödevidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her erkek eğer gerekli şartları sağlıyorsa askerlik hizmeti yapmak mecburiyetindedir [6]. Askerlik hizmeti 7179 sayılı Asker Alma Kanununca düzenlenmiştir ve bu kanun hükümlerine göre yedek subay, yedek astsubay, erbaş ve er olarak yerine getirilir. [7]. Türk Silahlı Kuvvetlerinde, vatandaşlık görevi olan askerlik hizmeti yalnızca erkek vatandaşlar nezdinde gerçekleşebilmektedir. Kadın vatandaşlar için böyle bir hizmet söz konusu değildir [8]. Meslek edinme bakımından ise kadın personel alımları mevcuttur. [9]
Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği, Türk Silahlı Kuvvetleri (2015) md 17-D/3. göre ise LGBTIQ+ bireyler için cinsel bozukluk tabiri kullanılmakta ve askerliğe elverişsiz oldukları için askerlik görevinden muaf tutulmaktadırlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri kişilerin askere alınması için uygun olup olmadığını incelerken 1968 tarihli Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nı (DSM II) kullanmaktadır. DSM II’ye göre eş cinsellik bir “psikoseksüel bozukluk” olarak tanımlanmaktadır ve bu “duruma sahip olanlar “çürük” addedilmektedir. [10] Ancak 1993 yılında Dünya Sağlık Örgütü, eş cinselliği psikolojik bozukluklar kategorisinden çıkardı. Ayrıca 2014 yılından bu yana DSM 5 kullanılmaktadır [11]. Tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil cinsel bir yönelim olduğunu kabul etti. [12]
Bunun dışında kişinin feminen davranışlara veya görünüme sahip olması, cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmesi yine askerlik için elverişli değildir raporu almasıyla sonuçlanacaktır. [13]
Cinsiyet Kimliği ile İlgili Yasalar
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her birey Türk Medeni Kanun’u Birinci Kitap Kişiler Hukuku Birinci Kısım Gerçek Kişiler İkinci Bölümü Kişisel Durum Sicili Madde 40’a göre şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilecektir. [5] Söz konusu cinsiyet değişiklikleri ancak zorunluluk halinde yapılabilecek olup keyfi operasyonlara müsaade edilmemektedir.
“2. Cinsiyet değişikliğinde
Madde 40- Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin on sekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu (…) bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.
Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.”
Türkiye’de Ayrımcılık Karşıtı Yasal Düzenlemeler
Türkiye Cumhuriyeti’nde LGBTIQ+ bireylere yönelik herhangi bir özel yasa bulunmasa da gerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gerekse Türk Ceza Kanunu kapsamında ayrımcılık yasağı düzenlenmiştir. Ayrımcılık yasakları kişilerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapamayacağını kapsamaktadır. [14] Öncelikle 1961 Anayasası’ndan başlayarak anayasalarda ve pek çok yasada ayrımcılığın yasaklanması ile ilgili düzenlemeler vardır [15].
“X. Kanun önünde eşitlik
Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.”
Denilmek sureti ile ayrımcılık Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 10’da ayrımcılık açıkça yasaklamıştır. Bununla birlikte Türk Ceza Kanunu bağlamında da ayrımcılık yasağı açıkça madde 3’te belirtilmiştir.
“Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
Madde 3 – Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.”
Bir diğer madde ise nefret ve ayrımcılık yasağıdır. Bu yasa gereği kişilerin dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle bir kişinin bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, belli bir hizmetten yararlanmasını, işe alınmasını, olağan ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasını öngörmüştür.
Nefret ve ayırımcılık
“Madde 122- (Değişik: 2/3/2014-6529/15 md.)
(1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;
a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini,
b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını,
c) Bir kişinin işe alınmasını,
d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Yine Türk Ceza Kanunu 216. maddede ayrımcılık ile bağlantılı olarak toplumda oluşabilecek kin ve düşmanlığın önüne geçmek için düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ırkçı veya başka biçimde ortaya çıkabilecek çeşitli hakaret içeren veya şiddete yönelik ifade ve hareketler, kamu düzeni için tehlike doğurduğu veya açık ve mevcut bir tehlikenin ortaya çıktığı durumlarda cezalandırılmaktadır. [15]
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
“Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Sonuç
Bireyler varoluşları itibarıyla insani şartlarda, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermeden özgürce yaşama hakkına sahiptir. Toplumların ve devletlerin huzurlu bir yaşama sahip olmasının yolu dil, din, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımı yapmadan vatandaşlarına kanunlar önünde eşit hak ve özgürlükler tanımasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’na göre kanun önünde her birey eşit hak ve özgürlüklere sahiptir, ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz bırakılamaz. Ancak bir yasa kadar onun uygulanabilirliğini sağlamak da büyük önem taşır. Yasa koyucular bu yasaların uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür. Ayrıca yakın zamanda Türkiye’nin ayrıldığı İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeler kadınlar, çocuklar ve LGBTIQ+ bireyler başta olmak üzere her birey için önem taşır. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her LGBTIQ+ bireyin nefrete, ayrımcılığa, ötekileştirmeye maruz kalmadan huzur ve güven içinde yaşam sürmesi yasal hakkıdır. Toplumun her bireyinin her türlü ayrımcılığın karşısında durması, insan haklarını savunması ve göz önünde bulundurması daha yaşanabilir bir düzeni beraberinde getirir. LGBTIQ+ hakları, insan haklarıdır.
Onur Ayı ile ilgili sitemizde yazılan yazıyı okumak için lütfen tıklayınız.
LGBTIQ+ bireylerle ilgili yaptığımız video yayınlarını izlemek için aşağıdaki bağlantıları takip edebilirsiniz.
Prof. Dr. Sinan Canan ile Eş Cinsellik Normal midir?
Uzman Doktor Müjdegül Karaca ile Aseksüellik ve Diğer Cinsel Yönelimler