Çeviren: Mert Günçiner Düzenleyen: Çağla Ayaz
Özet: Roma İmparatorluğundan kalma antik şehir herhangi bir kazıya gereksinim duyulmadan gün yüzüne çıkarıldı.
Arkeologlar ilk defa, yer radarı (GPR)[1] yöntemini kullanarak Roma İmparatorluğuna ait bir şehrin haritalandırmasını yapmayı başardı. Falerii Novi adındaki bu şehir bugün İtalya’da bulunuyor. Yer radarı yönteminin sunduğu ileri imkânlar aracılığıyla gömülü kalmış çeşitli detaylar herhangi bir kazı yapılmadan gün yüzüne çıkarılabiliyor. Antik yerleşkeler üzerine yapılan çalışmalar söz konusu olduğunda bu teknoloji bir devrim niteliğinde olabilir.
Cambridge Üniversitesi ve Gent Üniversitesinden araştırmacılar Roma kültüründe yaygın olan hamamlardan bir örnek başta olmak üzere çarşı, tapınak ve daha önce benzeri görülmemiş anıtlardan oluşan çeşitli yapılar keşfetti. Bununla birlikte, koca şehir su borularından oluşan bir ağa sahipti. Arkeologlar yerin altındaki farklı derinlikleri inceleyerek bu şehrin yüzyıllar boyunca nasıl bir değişim gösterdiğini irdeleyebiliyor.
Antiquity dergisinde yayımlanan bu araştırma GPR teknolojisinin son yıllardaki gelişimi sayesinde büyük alanlarda yapılan çalışmalardan, daha yüksek çözünürlüklü bulgular elde edilebileceğini gösteriyor. Çoğu antik şehrin hem günümüz yapılarının alt katmanlarında yer alması hem de büyük yer kaplamaları sebebiyle kazı çalışmalarına elverişli olmamalarını hesaba katarsak bu teknoloji en çok antik şehirler üzerine yapılacak çalışmalarda kullanılacak.
GPR bildiğimiz radar gibi çalışıyor. Gönderilen radyo dalgaları cisimler üzerinden sekiyor ve elde edilen yankılar sayesinde her derinlikte çeşitli görüntüler oluşturuluyor. Arkeologlar GPR cihazlarını arazi araçlarının arkasına bağlayarak Pompeii şehrinin yarısından biraz daha az yer kaplayan Falerii Novi’de şehir duvarlarının içerisinde kalan 30.5 hektarlık bir alanı, her 12.5 santimetrede bir veri alacak şekilde incelediler.
İlk olarak MÖ 241 yılında ele geçirilmiş ve Orta Çağ’da MS 700 yılına kadar hayatta kalabilmiş Falerii Novi şehri, Roma’nın 50 kilometre kuzeyinde yer alıyor. GPR cihazından elde edilen veriler sayesinde bu şehir üzerinde günümüzde yapılmış etkiler bile gözlemlenebiliyor. Örneğin, bu şehre ait taşların çalındığını gösteren bir kanıt bulundu.
Bu araştırma aynı zamanda Roma şehirlerini temel alan bazı şehir tasarımlarımızın geçerliliğini sorguluyor. Yıllar boyu üzerine detaylı çalışmalar yapılmış Pompei gibi şehirlerin aksine Falerii Novi’nin şehir taslağı tek tip olmaktan daha uzaktı. Araştırma ekibi tarafından keşfedilen tapınağın, pazarların ve hamamların mimari yapısına ve içerdiği detaylara küçük bir kentten beklenmeyecek derecede önem verilmişti.
GPR ile şehir duvarlarının dışına çıkmadan güney bölgesinde yapılan araştırmalar, dikdörtgen şeklinde büyük yapıda bir binayı ve bu binaya bağlanmış bir dizi su borusunun bir kemerli köprüye ulaştığını keşfetti. Şehir apartmanları arasında dolaşan bu borular fevkalade biçimde Falerii Novi’nin büyük bölümü boyunca gözle görülebilirdi. Genelde bu boruların gözlemlenmesi sadece sokak aralarında mümkün olur. Araştırma ekibine göre halka açık ve şehirde önemli bir yer tutan bir hamamın açık hava havuzu, bu su borularının yaygınlığının sebebi olabilir.
Bir diğer ilginç bulgu ise şehrin kuzey kapısının yakınlarında bulunan iki sütun dizisinin oluşturduğu koridorda karşı karşıya konumlanmış iki tane yapı. Kesin bir kanıt olmasa da araştırmacılara göre bu yapılar baştan çıkarıcı bir şehir manzarasına eşlik eden, etkileyici anıtlara aitti.
Araştırmanın yazarı, Cambridge Üniversitesi Klasikler Fakültesi profesörü Martin Millett şöyle diyor: “Falerii Novi’nin bu kadar detaylı incelenebilmesini ve GPR teknolojisinin sunduğu imkânları düşünürsek bu tarz araştırmalar arkeologların yerleşim yerleri üzerine yaptıkları araştırmaları yeni bir boyuta taşıyacak.”
Millett ve ekibi GPR teknolojisini önceden İtalya’da bulunan ve daha küçük ölçekte yer kaplayan Interamna Lirenas[2] ve Kuzey Yorkshire’da bulunan Alborough şehirlerini incelerken kullanmıştı. Bu çalışmadan sonra daha da büyük alanları kapsayan araştırmaların gerçekleşebilmesini umuyorlar.
Millet şöyle devam ediyor: “GPR teknolojisinin Türkiye’deki Miletos, Yunanistan’daki Nicopolis ya da Libya’daki Cyrene gibi büyük şehir alanlarının incelenmesinde kullanılmasının artık mümkün gibi gözükmesi heyecan verici bir şey. Roma’daki antik şehir hayatıyla ilgili öğreneceğimiz daha çok şey var ve bu teknoloji sayesinde karşılaşmayı ummadığımız daha birçok şeyle önümüzdeki yıllarda karşılaşabiliriz.”
Yüksek çözünürlüklü haritalandırmalar sayesinde servet niteliğinde veri elde edilebiliyor fakat bunu başarmak o kadar kolay olmuyor. Elle yapılan geleneksel veri analizleri ne yazık ki çok zaman alıyor. Tek bir hektarın tamamıyla belgelendirilmesi 20 saat sürüyor. Falerii Novi’nin incelenmesi belli bir süre alacak gibi duruyor ama araştırmacılar hâlihazırda kendi kendine çalışabilecek ve bu işlemi hızlandırabilecek bazı uygulamalar geliştirmeye çalışıyor.
Falerii Novi tarihsel kayıtlarda son derece detaylı şekilde yer alıyor ve bu bölgenin çevresinde günümüz binaları yer almıyor. Manyetometre[3] gibi bölgede herhangi bir tahribata neden olmayan çeşitli cihazlar ve analiz teknikleri bu alan üzerinde kullanılmak için denenmişti ancak şimdi GPR ile birlikte daha detaylı bir resminin oluşturulması mümkün oldu.
[1] Yeraltı araştırmalarında kullanılan jeofizik bilimi tabanlı bir ölçüm cihazı. (Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/GPR)
[2] İtalya’da bulunan Roma İmparatorluğuna ait antik bir koloni. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar 2010’da başlamıştı.
(Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Interamna_Lirenas)
[3] Manyetik alan yoğunluğunu tespit eden bir cihaz. Yer altında bulunan ve bir manyetik alan oluşturan çeşitli maddeleri algılayabilmesi sayesinde çeşitli alanlarda kullanılır.
(Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Manyetometre)