ArkeolojiÇevreKüresel IsınmaÖzgün İçerikTarihYer Bilimleri

İznik Gölünde Ortaya Çıkan Bazilikanın Gizemi

Yazan: Oğuzhan Çamcı

Düzenleyen: Ümit Sözbilir & Alper Topal

Özet: Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlığın yasak din olduğu zamanlarda şehit edilen Aziz Neophytos için yapılan mezarın olduğu yere daha sonra, Hristiyanlığın imparatorluk dini olarak kabul edilmesiyle, bir kilise inşa edilmiştir. Bu sıradan bir kilise değildir. Ayrıca I. Konsülün yapıldığı kilise olduğu da düşünülmektedir. Yazıtlarda geçen böylesine önemli bir yapının zaman içinde ortadan kaybolması ve gerçek hayatta yapının izlerine ulaşılamaması 2013 yılında yapılan çalışmalara kadar büyük bir soru işareti olmuştur. Göl suları altında keşfedilen yapının bu ölçütlere sahip olduğu fark edildi. Bu yazıda, yapının göl suları altında nasıl kaldığı incelenecektir.

İznik, eski adıyla Nicaea, farklı medeniyetlerin uğrak noktası olmuştur (Gör. 1). Her medeniyetten iz taşıması İznik’in önemini bir kat daha arttırmaktadır. İznik, Hristiyanların inanç merkezlerinden biri olmuştur. 3. Kutsal Şehir olarak adlandırılan İznik1, Hz. İsa’nın doğuşunu da simgeler [1]. Bunun için MS  325 yılının incelenmesi gerekir. O dönemde Hristiyanlık dininin ileri gelenleri İznik’te bir araya gelerek Hristiyanlığın temel ilkeleri üzerinde karara varmaya çalışmıştır. Bu 1. Konsül ya da I. Ekümenik Konsülü olarak bilinmektedir ve bu konsüle bizzat İmparator Büyük Konstantin de katılmıştır. Bu durum şu konuda önem arz etmektedir: Bahsedilen tarihten 12 yıl öncesine kadar Hristiyanlık Roma İmparatorluğu’nda yasak din konumundaydı. Bu dönemde Hristiyanlık inancına sahip insanlar işkencelere maruz kalmış ya da bu uğurda şehit edilmiştir [2].

bazilika
Görsel 1: (Dikdörtgen) İznik Gölü ve (beşgenler) diğer sitelerin konumları [10]

313 Milano Fermanı ile Hristiyanlık imparatorluk içerisinde serbest hâle gelmiştir ki bunun akabinde sarayın ileri gelenlerinin desteğiyle imparatorluk sınırları içerisinden bazilika planlı kiliseler inşa edilmeye başlanmıştır. Eserlerin yapılacağı alanlar ise özenle seçilmiştir.  Bu yerler genellikle Hristiyanlığın yasak olarak görüldüğü zamanlarda şehit edilen kişilerin mezarlarına yakın olarak seçilmiştir [2].

İnançlarından vazgeçmeyenlerden biri ise Aziz Neophytos’tu. Hristiyan bir aileden gelen Neophytos küçük yaşlardan itibaren mucizeler gösterdiğine inanılır. Nicaea’ya geldiğinde ise kimliğini açık etmiş ve Roma askerlerine yakalanmıştır. Askerler tarafından bir süre işkence görmüştür ama mucizeleri burada da devam etmiş ve gördüğü zulüm karşında ölmemiştir. En sonunda ise Roma askerleri Aziz Neophytos’u şehir surlarının dışında mızrak ve kılıç darbeleriyle parçalayarak 304 ya da 305 yılında şehit etmiştir (Gör. 2) [2].

Görsel 2: Aziz Neophytos’un işkence ve şehit edilişini gösteren minyatür (St. Neophytos, Baltimore, Walters Art Gallery Ms. W. 521, fol. 200r) [2]

Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu içerisinde serbest hâle gelmesiyle kiliseler inşa edilmeye başlanmıştır. Bu kiliselerden biri de Aziz Neophytos için İznik kentindeki mezarının olduğu yerde inşa edilmiştir. Konsülle ilgili bilgiler 727-729 yıllarında ilçeyi ziyaret eden Willibald’ın [4] yazdığı yazıtlardan biliniyordu ancak görünürde bu bilgileri karşılayan bir yapı bulunmuyordu. Bu durum, 2013’te UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Geçici Listesi için yapılan çalışmalara kadar sürmüştü [2]. Kilisenin kalıntıları havadan yapılan fotoğraf çekimi sırasında gölün 2-3 metre derinliğinde, kıyıya 50 metre uzaklıkta bulunmuştur (Gör. 3) [4].

Görsel 3: İznik Gölü kıyısının drone ile çekilen görüntüsü [4]

Keşiften sonra araştırmacılar, kilisenin nasıl suyun altında kalmış olabileceğini bulmaya yoğunlaşmıştır. İznik’in KAF’ın (Kuzey Anadolu Fay Hattı) kollarından birinin üzerinde kurulmasından dolayı tarih boyunca bir dizi depremden yüksek derecede etkilenmiştir. Bu da akıllara kilisenin depremler sonucunda su altında kalabileceğini getirmiştir. Bir başka varsayım ise iklim değişikliği sebebiyle gerçekleşen göl seviyesindeki değişimlerin buna neden olmuş olabileceğidir (Gör. 4) [5]. Bu kapsamda yazarların ilgisini çeken depremler MS715, MS740 ve MS1065 depremleri olmuştur [4] [5] [6]. MS715 depremi aletsel dönemin öncesinde yaşandığı için bu tarzdaki depremlerin bilgilerine; döneminde yazılan yazıtlara, devlet dairelerinin kayıtlarına, varsa destanlara ve o zamandan bu zamana kadar gelmiş yapılardaki biçim bozukluklarına bakarak ulaşabiliyoruz. Ulaşılan bu bilgiler kimi zaman çıkarımlara dayanmaktadır. Bunun yanı sıra paleosismoloji yöntemlerini uygulayarak o depreme ait kayıtlara ulaşmaya çalışılabilir. Bu açıdan bakıldığında MS715 depreminin şiddeti IX olarak belirtilmiştir [5]. Şunun gözden kaçırılmaması gerekir: Şiddet, deprem oluştuktan sonra etrafına verdiği zararla belirlenir. Bu durumda, oluşan herhangi bir depremde evler büyük hasar görüyorsa, ölü ve yaralı çok ise depremin şiddeti yüksek olarak belirlenir (VIII-X.I). Büyüklük ise magnitüd (magnitude)2 olarak hesaplanır ve çıkan enerji temel olarak alınır. Örnek verilecek olursa 7,5 (ML)2 büyüklüğündeki bir deprem ele alınsın. Depremin sonucunda çoğu binaların, anıtların, köprülerin, yolların yıkıldığı veya büyük zarar gördüğü; alt yapı unsurlarının büyük hasar aldığı bir durumda şiddet olarak IX belirtilebilir. Aynı büyüklükteki farklı bir deprem düşünülsün. Bu varsayımsal depremde hiçbir bina zarar görmez, deprem çevre il ve ilçelerden hissedilir, insanlar depremi hissedip bina dışına çıkar, duvarlardaki sıvalarda küçük çatlaklar oluşur, sallanan ağaçlar fark edilirse bu durumda da şiddet V olarak belirtilir. MS715 depremi düşünüldüğünde şiddetin IX olması, İznik’in kurulu olduğu alüvyal zeminden kaynaklanmaktadır. Göle yakın olması, yeraltı su seviyesinin yukarıda olmasına sebep olurken toprağın sıvılaşmasını tetikliyor. Diğer yandan da halkın yaşadığı evlerin sağlam olmasından dolayı depremin şiddeti düşüyor. Buradan çıkarılacak sonuç, deprem sebebiyle suyun 5-6 metre yükselemeyeceğidir. Diğer bir risk ise tsunaminin ortaya çıkma olasılığıdır. Depremin sadece yapılara zarar verdiğine dair kayıtlar söz konusu olmasına karşın tsunami ya da suyun yükselmesine işaret eden bir iz bulunamamıştır.

Görsel 4: Kuzey Anadolu Fay hattı (KAF) ve kolları. KAF üzerinde gerçekleşen depremler ve büyüklükleri. [6]

MS740 depremi için ise göl sularının çekildiği, deprem sırasında birçok insanın öldüğü, kilise ve manastırların etkilendiği, artçı sarsıntıların 12 ay boyunca devam ettiği rapor edilmiştir. Deprem aynı zamanda İzmit, Karamürsel ve İznik’te ciddi hasarlara neden olmuştur [8].  Aslen Antalyalı olan Bizanslı Yunan Tarihçi Micheal Attaleiates’in (1022-1080) MS1065 depremi için aktardıklarında konsül binasının sallantıdan hasar aldığını ve zarar gördüğünü anlıyoruz. Bunun yanı sıra şehir surlarının ve yerel halkın evlerinin aynı afetten zarar gördüğünü aktarmıştır [4] [6] [8] [9]. Aktarılanlara bakıldığında ise MS740 ve MS1065 depremlerinde suyun yükselmesi gibi bir durum söz konusu değildir. 

Gastineau ve arkadaşları 2012 yılında yaptığı araştırmada [5] MS1065 depremine ait kırılmayı İznik gölü içerisinde saptamışlardır. Son kırılmada 1 metrelik bir dikey atımın olduğunu ortaya çıkartmışlardır (Gör. 5). Fayın güney kısmı alçalan bloğun olduğu yere karşılık gelirken bulunan kilise ise yükselen blokta yer almaktadır. Aynı zamanda bu fayın deprem üretme aralığını da yaklaşık 1.000 sene olarak belirlemişlerdir [6]. Bu depremde suların kalıcı olarak yükseldiğine dair bir iz gözükmemiştir. Ayrıca 2019 yılında yapılan su altı çalışmalarında 4. yy. ve 13. yy.a ait paralar bulunmuştur (Gör.6-7). Bunun yanında 11-13. yy.lara ait olduğu anlaşılan seramik parçaları da bulunan eserler arasında yer almaktadır (Gör. 8-9) [4]. Bu eserler kilisenin en azından 13. yy.a kadar kullanıldığını göstermektedir.

Görsel 5: (a) İznik gölü havzasının litolojik haritası. Fig3.a: Gölün batimetrik görünümü (5 metrelik aralık). P1, P2 ve P3 kesit hatları. Fig3.d: P1 kesit hattının enine kesiti. [6]
Görsel 5: (b) Gölün batimetrik görünümü (5 metrelik aralık). P1, P2 ve P3 kesit hatları. [6]
Görsel 5: (c) P1 kesit hattının enine kesiti. [6]
Görsel 6: Follis: Bronz Roma parası, AE: çapını belirten simge 6. Görsel için 18,3 mm (AE3), 7. Görsel için 23,8 mm (AE2), scyphate: içbükey ya da kavisli 11-14. yy.larda Bizans parası. Görsel 6: Helena’nın bronz parası AE3, AD228-329. Görsel 7: I. Theodore’nın içbükey parası AE2.
Görsel 6-7: [4] no’lu referansın 8. Ve 9. Figürleridir (Sırasıyla). Follis: Bronz Roma parası, AE: çapını belirten simge 6. Görsel için 18,3 mm (AE3), 7. Görsel için 23,8 mm (AE2), scyphate: içbükey ya da kavisli 11-14. yy.larda Bizans parası. Görsel 6: Helena’nın bronz parası AE3, AD228-329. Görsel 7: I. Theodore’nın içbükey parası AE2.
Görsel 8: 11 ve 13. yy.lar arasından kullanılmış seramik vazo. [4]
Görsel 9: 11 ve 13. yy.lar arasından kullanılmış seramik parçaları. [4]

Bu suların nasıl bu kadar yükseldiğini anlamak için bir de paleoiklim çalışmalarına bakmak gerekmektedir. Bu bağlamda Umut Barış Ülgen ve arkadaşlarının 2012 yılında İznik gölünün yaklaşık geçmiş 4.700 yılının iklimsel ve çevresel evrimini inceledikleri çalışmadaki bilgiler önem arz etmektedir. Ortalama 85 metre göl seviyesine sahip İznik gölünün sezonluk göl seviyesindeki değişim ise 50 santimetre civarında olmaktadır [10]. 

Günümüzden 3.650-3.300 yıl öncesinde İznik’te kurak bir dönem yaşanmıştır ve göl seviyesi 50 metreye kadar düşmüştür. 1. Konsülün yapıldığı döneme bakıldığındaysa göl seviyesinin hem günümüzden 3.650-3.300 yıl öncesi aralığından hem de günümüzden daha yüksekte olduğu gözükmektedir (Gör 10). Bu durumda MS313-MS325 arasında yapılmış olan bazilika göl seviyesinin en yüksek olduğu dönemde inşa edilmiş oluyor. MS715, MS740 depremlerinin olduğu yerde ise göl seviyesinde günümüzden 3.650-3.300 yıl öncesi aralığına kadar olmasa da düşüş görülmektedir. Yani bu depremlerde yukarıda da belirtildiği gibi bir su altında kalma durumu yoktur (Gör. 10). MS1065 depreminin olduğu dönemde ise gölün yine en yüksek seviyelerinden birinde olduğu görülmektedir. Ancak bu, tam deprem tarihinde olmayıp yaklaşık olarak günümüzden 1.150-1.050 yıl öncesinde gerçekleşen yükselme eğiliminden kaynaklıdır. Çünkü söz konusu bölgede günümüzden 1.150-700 yıl öncesinde ılık ve nemli bir iklim görülmektedir. Bu da göl seviyesinde yükselmeye sebep olmaktadır (Gör. 10) [10].  MS1065 depreminden sonraki dönemlerde ise göl seviyesi düşüş eğilimdedir ve bu da yaklaşık 1975’lere kadar devam etmektedir. Çok kısa bir yükseliş eğilimi gösteren göl seviyesi son zamanlarda düşüş eğilimi göstermektedir. Bu da zaten kilisenin kalıntılarını suyun çekilmesiyle beraber görmeye başlamamıza sebep olmuştur.

Görsel 10: MS: manyetik duygunluk, Tclay: Toplam kil minerali içeriği, Zr+Rb/Sr: Zirkonyum (Zr)+Rubidyum (Rb) elementlerinin toplamının Stronsiyum (Sr) elementine oranı, Ca/Ti: Kalsiyum elementinin Titanyum elementine oranı, TIC: toplam inorganik karbon, TOC: toplam organik karbon, C/N: karbon elementinin nitrojen (Azot) elementine oranı, Aragonite/Calcite: aragonit mineralinin kalsit mineraline oranı. [10]

İznik gölünün kıyı sınırları zaman içinde dönemin iklimine bağlı olarak değişimler göstermektedir. Geçmişin öğrenilmesinin ve bunlardan ders çıkartılmasının önemi de burada karşımıza çıkmaktadır. Bir zamanlar kıyı şeridinde inşa edilen bir yapı zaman içinde yok oluyor, bir süre sonra ise tarihin tozlu sayfalarından önümüze tekrar çıkıyor. Şimdi ise attığımız her adımı ölçüp biçerek atmamız gerekiyor, geçmişten ders çıkararak.


1 İlk kutsal şehir Kudüs, ikincisi Vatikan’dır. [3]

2 Magnitüd (magnitüde) sismograf cihazı tarafından ölçülen maksimum harekete göre hesaplanmaktadır. Birkaç şekilde tanımlaması bulunmaktadır. En çok kullanılanlarından biri bölgesel magnitüttür ve Ml ile gösterilir, Richter magnitüd olarak da bilinir. Yüzey dalgaları magnitüdü Ms olarak gösterilir, bir diğeri ise gövde dalgaları magnitüttür ve Mb ile gösterilir. Hareket magnitüd ise Mw ile gösterilir [7].

Referanslar
[1] Demir, S., & Atanur, G. S. (2019). Ecotourism Strategy with Multi-Criteria Decision Making in Iznik. Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Araştırmaları Dergisi (t) E-ISSN: 2602-4322, 3(2), 85-96. [2] Şahin, M., Tok, E., Kılıç, Ş. (2014). İznik Gölü’ndeki Batık Kilise: Deprem Kurbanı Aziz Neophytos. Aktüel Arkeoloji, 38 (Nisan), 8-10. [3] St. Nicholas Center. (n.d.). Nicaea.[4] ŞAHİN, M. Underwater Excavation at the Basilica Church in İznik Lake–2019. International Journal of Environment and Geoinformatics, 9(2), 71-80.[5] Çınar, H. E., Turgal, A. Y., Erginal, A. E., Erenoğlu, O., Ulugergerli, E. U., & Erenoğlu, R. C. (2019). Is Submergence of the Saint Neophytos Basilica (Lake İznik, NW Turkey) Caused by AD740 Earthquake or Climate Change? [Oral presentation]. International Conference on Science and Technology (ICONST 2019), Kosova.[6] Gastineau, R., De Sigoyer, J., Sabatier, P., Fabbri, S. C., Anselmetti, F. S., Develle, A. L., ... & Gebhardt, A. C. (2021). Active subaquatic fault segments in Lake Iznik along the middle strand of the North Anatolian Fault, NW Turkey. Tectonics, 40(1), e2020TC006404.[7] Earthquake Glossary. (n.d.). United States Geological Survey.[8] Ambraseys, N. (2009). Earthquakes in the Mediterranean and Middle East: a multidisciplinary study of seismicity up to 1900. Cambridge University Press.[9] Attaleiates, M., Kaldellis, A., & Krallis, D. (2012, November 19). The History (Dumbarton Oaks Medieval Library) (Illustrated). Harvard University Press.[10] Ülgen, U. B., Franz, S. O., Biltekin, D., Çagatay, M. N., Roeser, P. A., Doner, L., & Thein, J. (2012). Climatic and environmental evolution of Lake Iznik (NW Turkey) over the last∼ 4700 years. Quaternary International, 274, 88-101.

Oğuzhan Çamcı

Jeoloji mühendisliği mezunu, özel bir şirkette maden arama jeologu olarak çalışmakta. Yüksek lisans son dönem öğrencisi. Araştırmayı seven, araştırdığı şeyleri yazıya döken tartışan.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu