Ağaç Dikerek İklim Değişikliğini Durdurabilir miyiz?
Yazan: Mehmet Haşim Çevik
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: Ağaçlar her ne kadar karbondioksit çekmek ve depolamak için önemli olsalar da diğer bütün çözüm yolları gibi iklim değişikliğinde yegâne yöntem olarak kullanılamaz ve etkili olamaz. Ağaç dikmek ve ormanları yeniden yeşertmek sadece sera gazı yakalama için değil aynı zamanda yaban yaşam alanları, biyoçeşitlilik ve yağış rejimleri için de oldukça önem arz etmektedir.
Orman: Bir Karbon Yutağı
Küresel iklim değişikliği ile mücadelenin genel çerçevesini ve çözüm reçetelerini kısaca belirttiğimiz yazılarımızda [1] [2], iklim değişikliği ile mücadele yöntemlerinden biri olarak sera gazı salımlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve enerji verimliliğinin yanı sıra ormanlaştırmayı da saymıştık [3]. Karbon yutaklarından en önemlilerinden biri olan ormanlar, iklim değişikliğinden en çok etkilenen doğal kaynaklar olmanın yanı sıra iklim değişikliği ile mücadeleye de katkı sağlayabilecek bir çözüm yolu olarak ileri sürülmektedir.
Ormanlar, milyonlarca canlıya ev sahipliği yaparak biyoçeşitliliğe katkıda bulunarak ve yağış oranının artmasını sağlayarak iklime doğrudan önemli katkıda bulunmaktadır. Ağaçlar fotosentez ile atmosferden CO2 çekip depolayarak ve atmosfere O2 vererek canlılara temiz hava sağlamaktadır. Böylelikle hem hava kirliliğini azaltan hem de en önemli sera gazı olan CO2’i depolayarak bir arada bulunan binlerce ağacın oluşturduğu ormanlar birer karbon yutağıdır. Ormanların çevreye olan diğer yararlarının yanı sıra karbon yutağı olarak davranmaları iklim değişikliği ile mücadele için rol oynamaları gerektiği fikrini iyice pekiştirmiştir [4]. Özellikle son yıllarda artan sayıda inisiyatifler ve projeler milyonlarca ağaç dikme hedefleri koymakta [5] ve böylece insan kaynaklı sera gazı salımlarını dengelemeyi amaçlamaktadır. Fakat her ne kadar ağaç dikmek ve korumak uzun yıllardır bildiğimiz ve hazır bir “teknoloji” olsa da iklim değişikliğini engellemek için çok yüksek sayılarda ağaç dikerek bu sorunu çözebilmek öyle kolay değildir.
Bu yazıda, ağaçların sera gazı salımına etkileri, ağaç dikmenin iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunup bulunamayacağı ve ormanlar ile iklim değişikliği arasındaki ilişkiyi değerlendireceğiz.
Veriler Işığında Ağaç Dikmek ve Sera Gazı Salımları
Ağaçlar hemen hemen kimsenin karşı olmadığı, doğaya ve insanlara yararlı olarak görülen varlıklardır. Çeşitli kültürlerde farklı farklı olumlu anlamlar atfedilirler ve ağaç dikmek insanların genellikle olumlu karşıladığı bir şeydir. Bu tarz sebeplerin de etkisiyle ormanları korumak, ormanlaştırma faaliyetleri, ağaçların iklim değişikliği için iyi bir yöntem olma fikri çoğunlukla insanlar tarafından desteklenir. Bu bölümde bu kapsamda ağaç dikmek ve iklim değişikliği ilişkisine değineceğiz.
Farklı hesaplamalara göre dünya yüzeyinin yaklaşık %25 ila %30’u ormanlarla kaplıdır [6] [7]. Guyana gibi bazı ülkelerin yüzölçümünün nerdeyse tamamı ormanlık alanlar iken Libya, Mısır ve Mali gibi Sahra Çölü kuşağında olan ülkelerde ise neredeyse hiç ormanlık arazi yoktur [6]. Her ne kadar dünya üzerindeki toprağın bir çeyreğinden fazlası ormanlık arazi olsa da yapılan araştırmalar yaklaşık 1 milyar hektar alanın daha ormanlık arazi olarak kullanılabileceğini öne sürmektedir [8]. Fakat var olan ormanlık araziler gün geçtikçe azalıyor veya zarar görüyor. Aşağıdaki görselden de görüleceği üzere, son yıllarda orman yangınları giderek artan miktarlarda orman kaybına yol açmaktadır. Artan ekonomik büyüme ve nüfusla beraber ortaya çıkan gıda ve enerji talebi de daha çok ağacın kesilmesine ve ormanlık arazilerin kullanıma açılmasına neden olmaktadır. Özellikle enerji üretimi için yakılan ağaçlar, zaten depoladıkları CO2’in önemli bir kısmını atmosfere geri salmaktadır.
Günümüzde ormanlar yaklaşık 16 milyar metrik ton CO2’i atmosferden çekerek yer altında, köklerinde veya yapraklarında depolamaktadırlar [9]. 8,1 milyar metrik ton CO2 ise gene orman yangınları, enerjide kullanım ve arazi kullanımı nedeniyle atmosfere salınmaktadır [9]. Ormanlar ayrıca belli süre sonra fotosentez yerine solunuma başlarlar1. Örneğin dünyanın akciğerleri olarak tanımlanan Amazon ormanları bile atmosferden CO2 çekerek iklim değişikliği etkilerini azaltmak yerine normal solunum nedeniyle karbon salımına neden olmaktadır [10].
Neden Trilyonlarca Ağaç Dikmiyoruz?
Dünyanın her yerinde oldukça uzun bir zamandır sürekli yeni inisiyatiflerle hükûmetler, sivil toplum kuruluşları, hayırseverler, çevre dernekleri ağaç dikme, yeni ormanlar kurma veya yok olan ormanları yeniden yeşertme projeleri ortaya atmaktadır. Örneğin Hindistan’da bir eyalet bir günde 50 milyon ağaç dikerek rekor kırdı [11]. ABD’de bir kongre üyesi 3 trilyon ağaç dikmek için bir yasa tasarısı verirken dünyanın çeşitli bölgelerinde geçtiğimiz yıllarda milyonlarca ağaç dikildi [12].
Her ne kadar ağaçlar pratikte fotosentez yaparak CO2 depolayıp oksijeni atmosfere verseler de ağaç dikmek iklim değişikliği etkilerini tersine çevirmek veya azaltmak için tek başına bir çözüm olmaktan oldukça uzaktır. Nitekim önceki kısımdaki veriler ışığında da insan kaynaklı sera gazı salımlarının çok az bir kısmı ormanlar tarafından azaltılmaktadır. Yeni oluşturulacak ormanların da katkısı iklim değişikliği etkilerinin öngörülemezliği nedeniyle ne kadar olacağı belli değildir. Ayrıca orman oluşturmanın, boş arazilere trilyonlarca ağaç dikmenin önünde başka engeller de bulunmaktadır.
Orman yapılmasına uygun boş arazilerin bir kısmı tarımda ekip biçmek ve hayvancılıkta mera alanları olarak kullanılmaktadır. Bu alanların artan nüfusla artması beklenirken zaten aşınan ve kuraklık nedeniyle gittikçe çölleşmeye yüz tutmaya başlamaları gıda krizlerini tetikleyebilir. Ayrıca ormanlar oldukları yerde çok yüksek miktarda su talep ederler. Her ne kadar daha fazla yağışın oluşmasına katkı sağlasalar da zamanla su kullanımı nedeniyle dönemsel kuraklıklar ortaya çıkabilir [13].
Ayrıca ağaç dikmek tek başına yetmemektedir. Ağaçların doğru zamanda dikilmesi, uygun ağaçların uygun topraklara dikilmesi, uzmanların tavsiyeleri ve eşliğinde yapılması, dikildikten sonra gerekli bakımın yapılarak hızlı büyümeleri sağlanmalı ki iklim değişikliğinde bir rol oynayabilsin [14].
Sonuç
Ormanlar ve iklim değişikliği arasında oldukça karmaşık bir ilişkinin olduğu yukarıdakilerden de çıkarılabilir. Ağaçlar her ne kadar karbondioksit çekmek ve depolamak için önemli olsalar da diğer bütün çözüm yolları gibi iklim değişikliğinde yegâne yöntem olarak kullanılamaz ve etkili olamaz. Ağaç dikmek ve ormanları yeniden yeşertmek sadece sera gazı yakalama için değil aynı zamanda yaban yaşam alanları, biyoçeşitlilik ve yağış rejimleri için de oldukça önem arz etmektedir. İklim değişikliğinin etkilerinden ormanları korumak, onları bu değişen şartlara uyarlamak ve ormanlaştırma faaliyetleri de doğru yöntemlerle ve dikim sonrası uygun şekilde bakım yapılmalıdır.
1 Fotosentez yeşil bitkilerin ışık enerjisini de kullanarak atmosferden CO2 çekerek O2’e dönüştürmesidir. Solunum ise atmosferden O2 çekerek dışarıya CO2 verilmesidir. Fotosentez sırasında bitkiler, besin ve O2 üretirken solunum sırasında hücreler, besin ve O2 tüketerek su ve CO2 açığa çıkarırlar. Fotosentez yalnızca klorofil içeren hücrelerde olurken solunum klorofil içeren veya içermeyen her hücrede meydana gelebilmektedir.