Dünya Kadınlar Günü
Yazan: Kübra Nur Canbay
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: Dünya Kadınlar Günü, 1900’lü yılların başında, oy hakkı başta olmak üzere birçok alanda kadınların eşit haklara sahip olma çabalarıyla ortaya çıktı.
Giriş
Kadın hakları hareketinin öncülerinden aktivistler Elizabeth Cady Stanton ve Lucretia Mott, 1848 yılında bir grup kadın aktivistle birlikte Seneca Şelalesi Toplantısı’nı düzenlediler. Bu toplantıda, katılan kadınlar tarafından da imzalanan ve kadın haklarına dair talepleri içeren Duygu Bildirgesi’ni yayımlayarak Amerikan kadın hareketinin temellerini attılar. Ancak kadınların çalışma şartlarını protesto etmek amacıyla New York’taki kadın işçiler lehine düzenlenen ve 28 Şubat 1909’da Amerika Sosyalist Partisi tarafından ilan edilen etkinlik, tarihteki ilk “Kadınlar Günü” olarak resmiyet kazandı. 1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Alman aktivist Clara Zetkin’in yaptığı “Kadınların, her yılın aynı günü toplumdan taleplerini sunabilecekleri bir Kadınlar Günü kutlanması” teklifi oy birliğiyle kabul edildi. İlk Uluslararası Kadınlar Günü, 19 Mart 1911’de Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de 1 milyondan fazla insanın katılımıyla kutlandı. 8 Mart 1917’de, Rus kadınları, Birinci Dünya Savaşı ve zor yaşam koşullarına karşı Petersburg’da bir grev düzenledi. Gerçekleştirilen grev ve ardından gelen Rus Devrimi ile II. Nikolay tahttan indirildi. Bu olayların anısına, 1921 yılında Dünya Kadınlar Günü’nün resmî tarihi 8 Mart olarak belirlendi. Kadınlar Günü, 1960’larda feminizm hareketinin yükselişi ve 1975’te Birleşmiş Milletler’in desteğiyle yeniden önem kazandı ve Dünya Kadınlar Günü olarak daha geniş bir tanınırlık elde etti. [1]
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Dünya Kadınlar Günü yalnızca bir kutlama değil aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik devam eden mücadelenin ve kadın haklarının her alanda savunulmasının gerekliliğinin altını çizen bir farkındalık günüdür. Bu özel günün ilk kutlamalarından itibaren kadınlar, eğitimden istihdama, sağlıktan siyasete kadar hayatın birçok alanında önemli ilerlemeler kaydetmiş olsalar da hâlâ sistemik engeller ve ayrımcılıkla mücadele etmek zorundadırlar. Dünya genelinde, kızlar ve erkekler doğumlarının kayda geçmesi ve hastalıklara karşı aşılanma konusunda eşit fırsatlara sahiptir. Birçok erkek ve kız çocuk, okul öncesi eğitime benzer oranlarda katılır. Ancak ergenlik dönemi önemli değişiklikleri beraberinde getirir. Ergenlik, kızları fiziksel ve ruhsal zararlar ile karşı karşıya bırakabilecek ayrımcı uygulamalara maruz kalmasına sebep olabilir. Ergen erkeklerle kıyaslandığında, ergen kızların ev işlerinde daha fazla sorumluluk üstlenmek zorunda kaldıkları ve çocuk evliliği ile cinsiyete dayalı şiddet gibi risklerle daha yoğun bir şekilde karşılaştıkları görülür. Gebelik komplikasyonları, üçüncü dünya ülkelerindeki kız çocukları için ölüm ve sakatlık nedenlerinin başında gelir. Ayrıca HIV enfeksiyonlarının üçte ikisinden fazlası kızlarda meydana gelmektedir. [2]
Eğitim eşitsizlikleri de çocuklar büyüdükçe artar. Özellikle bilim ve matematik gibi alanlarda, kızlar erkeklere kıyasla daha az destek alır. Evlenmeye zorlanan veya hamile kalan kız çocukları, eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalabilirler. Düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde, okul ortamlarının kızların güvenlik ve hijyen ihtiyaçlarını yeterince desteklememesi veya ailelerin maddi yatırımlarını erkek çocuklara yönlendirmesi, kız çocuklarının eğitim haklarını kısıtlamaktadır. Kız çocuklarının eğitim hakkının elinden alınması, bu toplumların gelişememesinin temel sebeplerinden biridir. Erkek çocukları da cinsiyet normlarının olumsuz etkilerinden nasibini alır. Toplum tarafından dayatılan erkeklik kavramları, çocuk işçiliği, çete ve silahlı gruplara katılım gibi ciddi sorunlara neden olabilir. Cinsiyet eşitsizliği, hangi şekilde ve nerede meydana gelirse gelsin, toplumun tüm bireylerine zarar verir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ve erkeklerin, kızların ve erkek çocuklarının eşit haklara, kaynaklara, fırsatlara ve korumaya sahip olmalarını ifade eder. Cinsiyet eşitliğine yapılan yatırımlar hem çocukların hem de toplumların refahına uzun vadeli olumlu etkiler sağlar; çünkü çocuk hakları büyük ölçüde kadın hakları ve refahı ile ilişkilidir.
Kadınlara Yatırım Yap, İlerlemeyi Hızlandır
Günümüzde Dünya Kadınlar Günü, dünya genelindeki kadınların haklarını ön plana çıkarmak ve her alanda cinsiyet eşitliğini teşvik etmek amacıyla kutlanmaya devam edilmektedir. Birleşmiş Milletler 1996 yılından bu yana her yıl bu özel gün için farklı temalar belirleyerek, çeşitli konulara dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. 8 Mart 2024 Uluslararası Kadınlar Günü’nün teması “Kadınlara Yatırım Yap: İlerlemeyi Hızlandır” olarak seçilmiştir. Bu tema altında, #InvestInWomen yani #KadınlaraYatırımYap etiketiyle toplumsal dayanışma ve farkındalık yaratma çağrısı yapılmaktadır. [3]