Bilgisayar BilimleriHukukÖzgün İçerikSosyal BilimlerTeknoloji

Geçmişimizin Geleceği: Dijital Çağda Unutmak

Yazan: Esranur Maral         
Düzenleyen: Çağla Ayaz               

Özet: Unutulma hakkı dijital dünyada olduğu gibi sosyal yaşantımızda şüphesiz büyük bir öneme sahiptir. Hakkın esas amacı veri öznesinin yayımlandığı tarihte hukuka uygun olan verilerinin -birçok faktörün etkisiyle- hukuka aykırı hâle geldiğinde arama sonuçlarından kaldırılmasının talep edilebilmesine imkân tanınmasıdır.

Geliştirilen teknoloji, birtakım avantajlarla birlikte olumsuz tarafları da içerisinde barındırıyor. Alan Turing’in hayatımızı değiştiren devrim nitelikli bilgisayarların kuramsal temellerini atması [1] ve sonrasında gerçekleşen Üçüncü Sanayi Devrimi, insanlık tarihine oldukça yeni imkânlar sunduğu gibi belki de çoğunluğun hayatını kendisine bağlı kılmıştır. Peki, modern toplumda teknoloji yok olduğunda insanlığın sığınacağı bir B planı var mı? Sanıyorum ki öyle bir plan yok.

İlk olarak olası bir nükleer saldırı hâlinde askerî iletişimi kolaylaştırmak için ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından icat edilen İnternet, dijitalleşme sürecimizin giyilebilir gözetim aktörü [2] olarak her alanda yer alıyor. Hayatımızın dijital ayak izimizin gölgesi hâline geldiği çevrim içi dünyada, hukukun temas ettiği noktaların olduğunu yadsımak pek de akıllıca olmayacaktır. Kaldı ki artık herkesin internete kolayca erişim sağlaması, beraberinde birçok uyuşmazlık da doğurmuştur.                     

Yaptığımız en ufak işlemde dahi kişisel verilerimizin işlenmesi, söz uçar yazı kalır mantığıyla da bakılırsa dijitalde büyük veriyi (big data) meydana getirmiştir. İnsan hafızasına rakip olan ve gün geçtikçe kendisine yeni veriler katan bu dijital bellekte, bırakılmış izlerle artık unutulmanın da zorlaştığı kaçınılmaz bir gerçektir.

Avrupa Adalet Divanı, internetteki bu veri yığınında arama motorlarının kişisel veriler üzerindeki Direktif 95/46 m.2/b’ye göre veri işleme kabul edilen otomatik olarak indeksleme, depolama, kullanıcılar tarafından istenildiğinde depoladığı bu verileri bulma ve onları sunma gibi faaliyetleri sebebiyle sorumluluklarının olduğunu verdiği kararlarda yinelemiştir (bkz. İspanya, 2014; Almanya, 2009). Söz konusu sorumluluklarından biri de veri öznesinin dijital bellekte yer almamak (unutulmak) istemesi ile gündeme gelmektedir.                                                       


Her ne kadar Aristoteles, Platon gibi filozoflar kusursuz bir belleği daha değerli bulmuşsa da tıbbi araştırmalara göre [1]unutmanın insan hayatına son derece önemli katkıları vardır. Anayasamızın 5.maddesinde de bahsi geçen “…kişinin maddi ve manevi varlığının gelişmesi…’’ için de unutmak gereklidir. Hayatına yön vermek ve beyaz sayfa açmak için yeni planlamalar yapan bir insan, geçmişte yaptığı hataların sürekli karşısına çıkabilme olasılığının farkındalığıyla gelişime, değişime kendisini kapatabilecektir. İşte bu sebeple karşımıza hem ulusal hem de uluslararası boyutta tartışılan, toplumun gelişmişlik seviyesinin yükselmesinde de etkisi olan temel bir insan hakkı olarak “Unutulma Hakkı (The Right To Be Forgetten)” çıkmaktadır.          

                    
Yargıtay, 17.06.2015 tarihli kararında yalnızca gerçek kişileri kapsayan bu hakkı: “Üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital bellekte yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlenmesini isteme hakkı’’ olarak tanımlamıştır (YHGK E.2014/4–56, K. 2015/1679)[3]. Kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği (mahremiyet hakkı) gibi birçok insan hakkıyla ilişkili olan bu hak, yayımlandığı tarihte hukuka uygun olan verileri kapsaması, zaman ve mekân unsuru, hakkın uygulanma şekli ve yükümlüsü bakımından diğer haklardan ayrılmakta; ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü (bilgiyi yayma ve bilgiye erişim hakkı ) gibi haklarla da çatışmaktadır.

Unutulma hakkı; 2010 yılında İspanyol avukat Mario Costeja Gonzalez’in geçmiş yıllardaki borcu sebebiyle evinin açık artırma ile satıldığı bilgisinin, geçen zamanın da göz önünde bulundurulup, Google arama motorundan kaldırılmasını istemesiyle gündeme gelmiştir. İspanyol Veri Koruma Otoritesi, 2014 yılında Google İspanya, Google Inc. ve La Vanguardia gazetesi şikâyetindeki gazeteyle ilgili olan başvuruyu reddedip diğerleri hakkında Gonzalez lehine bir karar verir: arama motorundan ilgili sonuçlar kaldırılır[4]. Bu dava ile birlikte Avrupa Hukuku’nda kendisine yer bulan unutulma hakkına, Yargıtayın ve Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarında da atıf yapılmıştır (AYM N.B.B Kararı,2013/5653)[5]. Ayrıca, Avrupa Genel Koruma Tüzüğü’nün (GDPR) 17. maddesinde: “Veri sahibinin kendisi ile ilgili kişisel verilerin herhangi bir gecikmeye mahal verilmeksizin silinmesini kontrolörden (denetçilerden) talep hakkı bulunur…’’ ifadesiyle silme (unutulma) hakkından bahsedilmiştir.

Unutulma hakkı, ifade özgürlüğüne bakış açısının farklılığı sebebiyle ABD’de Avrupa’ya kıyasla daha dar kapsamda/sıkı denetimle (strict scrutiny) uygulanmaktadır. Ayrıca bu hak ABD’de dokunulmaz kişilik ilkesine atıfla yalnız bırakılma hakkı (The Right To Be Left Alone) olarak tanımlanmaktadır[6].

Almanya Federal Mahkemesi ise 2009 yıllı Werlé/Lauber kardeşler davasındaki “Bir haber, toplumu bilgilendirirken haberin öznesi toplumda olumsuz bir izlenime uğrasa ve bu haber kişinin haklarına müdahale etse dahi’’ kişilik hakları korunurken esas alınacak denge testinde (müdahalenin sebebi doğru beyanlar ise) unutulma hakkı aleyhine, ifade özgürlüğü lehine anlayışını devam ettiriyor. Söz konusu karara göre çevrim içi dünyadaki bir haberin ilk bakışta güncel olmadığı anlaşılıyorsa bu haberin arşivlerde kalması yasal (meşru) ve hukuka uygundur. Zaman, tek başına “tarihî hafızanın’’ yok edilmesi için yeterli bir sebep değildir.

Hakkın Türkiye Cumhuriyeti’ndeki konumuna bakarsak hukuki mevzuat açısından dayanak olarak Anayasa madde 5, madde 17 (Kişinin manevi varlığını geliştirme hakkı) , madde 20/1 (Özel hayatın gizliliği), madde 20/3 (Kişisel verilerin korunması) Türk Medeni Kanun madde 24 ile ilişkili olduğu gibi 6698 sayılı KVKK (özellikle madde 7 ve 11) ile de unutulma hakkının yeri pekişmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu hak ile ilgili diğer hakların arasında adil denge testini: “…yayının içeriği (haber verilirken özle biçim arasındaki dengenin korunup korunmadığı), yayında kaldığı süre, haber veya makalenin yayımlanma şartları, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilmeme, kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği), habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı, kişinin önceki davranışları, haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargıları içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususların her somut olay açısından incelenmesi’’ ölçütlerine göre yapmaktadır[7].

Tekrar belirtmekte yarar var ki söz konusu hak çerçevesinde talep edilen “arama sonuçlarından kısmen bağlantı kaldırılması’’ olup “içeriğe erişimin engellenmesi’’ yapılmamaktadır. Bu demek oluyor ki bir internet kullanıcısı, veri öznesini (adı, soyadı vb.) tanımlayabilecek kelimeleri farklı birleşimlerle de olsa arama motoruna yazdığında ilgili habere ulaşamayacak fakat haberin içeriğinde geçen sözcüklerle (örneğin bir suça ilişkin haberse “cinayet’’ vb.) aramalar yaptığında söz konusu içeriğe ulaşabilecektir. Buradaki amaç içeriğin silinmesi değil bulunabilirliğini (erişilebilirliğini) azaltmaktır. Ayrıca bu yöntemin uygulandığı sayfalara “Bazı sonuçlar Avrupa Veri Koruma Kanunu uyarınca kaldırılmış olabilir.’’ bildirimi yansıtılarak kullanıcıların bilgisine sunulmaktadır. Bunun yanında 28.07.2020 tarihli sosyal ağlara yönelik kanun değişikliğiyle 5651 sayılı Kanun kapsamında Sulh Ceza Hâkimliğine kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle içeriğin çıkarılması ya da erişimin engellenmesi talepleri iletilebilecektir. Söz konusu arama motorlarına ise gerekli bildirimler yapılacaktır. Keza Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) [8] 23.06.2020 tarihli kararında, unutulmak isteyen kişilerin arama motorlarına başvurabileceğini, taleplerinin reddedilmesi üzerine KVKK’ya şikâyette bulunabilme imkânlarının olduğunu söylemiştir.                              

Pratikteki durumunu görmek açısından Google Şeffaflık Raporu’na bakıldığında en çok talebin Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, İspanya, İtalya ve Hollanda’dan olduğu görülmekte ve en fazla talebi çocuklar yapmaktadır. Yapılan taleplerin içeriklerine göre kabul/ret oranlarına bakıldığındaysa hassas kişisel verilerin olduğu haberlerin 1/9’unun olumlu sonuçlandığı, siyasi içeriklerin kabulünün oldukça istisnai olduğu, mesleki bilgi ya da görevi kötüye kullanma ile ilgili içeriklerin büyük çoğunluğunun reddedildiği, içerik güvenilir bir yayıncı tarafından yayımlandıysa başvurunun kabul edilme şansının oldukça düşük olduğu; insanlığa karşı işlenen suçlarda, bilimsel, tarihsel, istatistiksel önem taşıyan verilerde aradan ne kadar zaman geçerse geçsin unutulma hakkının etkisinin sınırlı olduğu anlaşılmaktadır[9].


Sonuç olarak veri öznesinin, arama motorlarına başvurarak kendisini doğrudan ya da dolaylı olarak tanımlanabilir kılan kişisel verilerinin arama sonuçlarından çıkarılmasını isteyebilmesi mümkündür. Veri sahibi, arama motorlarının söz konusu talebini reddetmeleri veyahut kendisine herhangi bir geri dönüş yapmamaları hâlinde Kişisel Verileri Koruma Kuruluna şikâyette bulunabilecektir.


[1]Kişinin yaşadıklarını çok ayrıntılı bir şekilde hatırlaması olarak tanımlanan Hipertimezi (Son derece üstün otobiyografik bellek) hastalığında hastanın sosyal hayatı oldukça etkilemektedir. ABD’de yapılan bir araştırmada 55 hastanın yalnızca 2’sinin başarılı evlilikleri olduğu gözlemlenmiştir. (https://www.npr.org/sections/health-shots/2013/12/18/255285479/when-memories-never-fade-the-past-can-poison-the-present)

Kaynak
[1] Say, C. (2018). 50 Soruda Yapay Zeka. Bilim ve Gelecek Kitaplığı.[2] Goodman, M. (2019). Geleceğin Suçları. Timaş Yayınları.[3] Kararın tam metni[4] Uşaklıoğlu, A. Y. (2020). Dijital Hukuk. Seçkin Yayıncılık.[5] Kararın tam metni[6] Yavuz, C. (2018). İnternet’teki Arama Sonuçlarından Kişisel Verilerin Kaldırılması UNUTULMA HAKKI (2. basım, ss.100). Seçkin Yayıncılık.[7] AYM, N.B.B Başvurusu, paragraf 50; AYM Ali Kıdık Başvurusu, paragraf 52[8] Kişisel Verileri Koruma Kurumunu unutulma hakkına yönelik kamuoyu duyurusu [9] https://support.google.com/transparencyreport/answer/7347822?hl=tr#requesterhttps://dijitalmedyavecocuk.bilgi.edu.tr/2019/12/10/unutulma-hakki-internetteki-arama-sonuclarindan-kisisel-verilerin-kaldirilmasi/Almanya’nın unutulma hakkıyla ilgili yakın tarihli kararı

Esranur Maral

Araştırmacı ve hayvansever. Aynı zamanda idealist bir hukukçu olma yolunda.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu