Öncü Transseksüel Lili Elbe
Yazan: Ceren Mısır
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: Hayatı kitaplara ve filmlere konu olmuş, tarihteki ikinci transseksüel kadın olan Danimarkalı Lili Elbe; cesareti ve duruşuyla birçok bedenine ait hissetmeyen bireye cesaret kaynağı olmuştur. Almanya’da gerçekleştirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatından sonra tıbbın yetersizliğinden dolayı 49 yaşında hayatını kaybetmiş olsa da zihinlerde yaşamaya devam edecektir.
Giriş
Transseksüellik, kişinin doğduğu bedene ait hissetmemesi, farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Tıbbın gelişim göstermesi ile birlikte bedenine ait hissetmeyen bireyler de cinsiyet değiştirme ameliyatlarına girmeye başlamışlardır. Tarihte bilinen ilk cinsiyet değiştirme ameliyatı denemeleri 1930’lu yıllara dayanmaktadır. Bu ameliyatlara girenlerden biri de Lili Elbe’dir.
Lili Elbe adıyla tanınan, ilk transseksüel kadınlardan biri olan Lili Ilse Elvenes, 28 Aralık 1882 tarihinde Einar Magnus Andreas Wegener adıyla Danimarka’daki Vejle şehrinde doğmuştur.
Tanınan bir ressam olacak olan Einar Wegener, Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisine başlamak üzere Kopenhag’a gelmiş ve burada kendisi gibi ressam olan Gerda Maria Fredrikke Gottlieb ile tanışmıştır. 1904 yılında, henüz 22 yaşında iken 19 yaşındaki Gerda ile evlenmişlerdir. Evlendikten sonra da resimle uğraşmaya devam etmişlerdir. Einar, manzara resimlerinde uzmanken Gerda, kitaplara ve Vogue gibi moda dergilerine çizim yapmaktadır. Gerda’ya göre daha çok beğenilen Einar 1907’de Neuhausens ödülü almış ve birçok sergi düzenlemiştir.
Lili Elbe’nin Doğuşu
Resmine modellik yapan Anna Larssen’in gelememesi üzerine kocasını model olarak kullanan Gerda Gottlieb, Wegener’in kadınsılıktan hoşlandığını keşfetmesini sağlamıştır. Larssen, Wegener’in kadın kıyafetleri giymiş hâline Lili ismini önermiştir ve böylece Lili Elbe’nin doğuşu başlamıştır. Sadece kadın kıyafeti giyip modellik yapmasıyla başlayan bu yolculuk, kadın kıyafetleri giyip insanlarla görüşmesiyle devam etmiştir. Bu durumdan hem Einar hem de Gerda memnundur. Çifti yakından tanıyan Nikolaj Pors, Lili’nin Einar ve Gerda’nın çocukları gibi olduğunu söylemiştir. Yine Nikolaj Pors, bazı geceler canları sıkıldığında Gerda’nın Einar’dan Lili’yi çağırmasını, yani kadın kıyafetleri giymesini ve makyaj yapmasını istediğini de belirtmiştir.
Gerda, Anna Larssen modelliğinden sonra da Lili’yi resmetmeye devam etmiştir. Şık kıyafetler içerisindeki badem gözlü bu güzel kadının resimleri Gerda’nın ünlenmesini sağlamıştır. Lili’yi kız kardeşi olarak tanıtmak durumunda kalan Gerda, birçok festivale, sergiye ve geziye Lili ile gitmiştir. Gittiği ortamlarda güzelliğiyle dikkat çeken Lili, evlilik teklifleri bile almıştır. Lili’nin Einar Wegener olduğunun fark edilmesi ile yaşadıkları bölgede rahatsız edilmeye başlayan çift 1912 yılında daha rahat edecekleri Paris’e taşınmışlardır. Einar, Paris’te yaklaşık 20 yıl boyunca Lili olarak yaşamış ve resim yapmayı bırakmıştır. Bunun sebebi sorulduğunda da resim yapan kişinin Einar olduğunu ve Einar’ın öldüğünü dile getirmiştir.
Cinsiyet Değişikliğine Gidiş
1920’li yıllarda Lili, Almanya’daki Cinsel Araştırmalar Enstitüsünün kalıcı olarak cinsiyet değişimini mümkün hâle getirdiğini öğrenmiştir. Enstitüyü 1919 yılında açan Dr. Magnus Hirschfeld, aynı zamanda 1923 yılında “transseksüelizm” terimini de ortaya atmıştır. Yaklaşık 26 yıllık evlilik ve 18 yıllık Paris hayatından sonra, 1930 yılında Lili Elbe, cinsiyet değiştirme ameliyatı olmak amacıyla Almanya’ya gitmeye karar vermiştir ve Gerda’dan ayrılmıştır. İki yıl içerisinde testislerinin çıkarılması, yumurtalıkların yerleştirilmesi, penis çıkarılması ve rahim nakledilmesi için dört operasyon gerçekleştirilmiştir. Berlin’deki ilk ameliyatını Seksolog Magnus Hirschfeld’in gözetiminde Dr. Erwin Gohrbandt yaparken geri kalan iki ameliyatı Dresden Kadın Kliniğinden Nazi parti üyesi Dr. Kurt Warnekros yapmıştır.
Cinsiyet değiştirme süreci basına da yansımıştır. Lezbiyen evlilik yasak olduğu için Danimarka Kralı Christian X, Gerda Gottlieb ile olan evliliğini Ekim 1930 yılında iptal etmiştir. Evliliğinin bitmesiyle birlikte Lili Ilse Elvenes adını yasal olarak alabilmiş ve pasaport çıkartabilmiştir. Evliliğinden sonra Fransız sanat tüccarı Claude Lejeune ile ilişki yaşamaya başlayan Lili, çocuk sahibi olabilmek için rahim nakli yaptırmaya karar vermiştir. 1931 yılında dördüncü ameliyatına girmiştir. Yine Dr. Erwin Gohrbandt tarafından gerçekleştirilen operasyon, doktorun gerçekleştirdiği ikinci vajinoplasti[1] ameliyatıdır. Gohrbandt, ilk ameliyatını Dora Richter üzerinde gerçekleştirmiştir. Ev hizmetçisi olan Richter, 1933 yılında Almanya’da ortadan kaybolan sayısız “sapkın”dan birisidir. Lili ise tarihe cinsiyet değiştiren ikinci kadın olarak geçmiştir.
Ameliyat Sonrası Yaşananlar
Ameliyatı ve devamındaki müdahaleler Lili’de enfeksiyona sebep olmuştur. Penisilinin henüz bulunmadığı zaman olduğu için Lili’nin enfeksiyonuna etkili müdahalede bulunulamamış ve Lili ameliyattan üç ay sonra, 13 Eylül 1931 günü, 49 yaşında iken, enfeksiyona bağlı kalp durmasından hayatını kaybetmiştir. Dresden’deki Trinity Mezarlığına, ait olmayı arzuladığı bedende gömülmüştür.
Lili Elbe’nin “From Male to Female – Lili Elbe’s Confessions (Fra mand til kvinde)” adlı otobiyografisi ölümünden 2 sene sonra Niels Hoyer takma ismiyle arkadaşı Ernst Ludwig Harthern-Jacobson tarafından Lili’nin vasiyetine sadık kalarak günlüklerinin birleştirilmesiyle yayımlanmıştır. Lili Elbe ismi ilk olarak bir Kopenhaglı Gazeteci Louise Lassen tarafından bu kitabın ön tanıtımı için kullanılmıştır. Kitap birçok mit ve yanlış barındırmaktadır. Ayrıca Lili Elbe’nin hem kadına hem erkeğe ait cinsel özellikler barındırdığıyla yani interseks olduğuyla ilgili bazı raporlar mevcuttur. Bir başka kesim ise 47 XXY kromozom dizilimine sahip olduğunu yani Kleinfelter sendromlu olabileceğini düşünmektedir. Ancak 1933 yılında Cinsel Araştırmalar Enstitüsündeki Lili Elbe ile ilgili kitapların Nazi öğrencileri tarafından yakılması ve 1945 yılında Dresden Kadın Kliniğinin ve kayıtlarının müttefiklerin bombaları sonucu yok olması Lili Elbe’nin hikâyesinde boşlukların ve yanlışların oluşmasına sebep olmuştur.
Ve Geride Kalan Gerda Gottlieb
Lili ile evlilikleri iptal edilen Gerda Gottlieb, İtalyan Diplomat Fernando Porta ile evlenerek Morocco’ya taşındı. Ancak ilişkileri oldukça kısa sürdü ve 1936 senesinde boşandılar. Bu süreçte Lili ile bağlarını koparmayan Gottlieb düzenli aralıklarla çiçek göndermeye ve duygusal destek olmaya çalıştı. Lili’nin ölüm haberiyle derinden sarsılan Gottlieb, 1939 yılında Danimarka’ya dönüş yaptı. Einar’ı cinsiyet değiştirmesi için desteklemesi çevresi tarafından olumsuz karşılandı; katil gözüyle bakmaya başladılar. Alkol tüketmeye başlayan Gerda, sanatı artık beğenilmediği için finansal sorunlar yaşadı. El yapımı kartlar satarak geçimini sağlamaya çalışan Gottlieb, 1940 yılında yalnız bir şekilde öldü.
Lili’den Geriye Kalanlar
Lili’nin hikayesini konu alan “Man into Women” kitabı 1933 yılında ve “The Danish Girl” kitabı 2000 yılında yayımlanmıştır. Ayrıca Eddie Redmayne’in başrolünde olduğu kitap uyarlaması “The Danish Girl” filmi 2015 yılında vizyona girmiştir.
Fetişizmle başlayıp cinsiyet değişimine giden ve ölümle sonuçlanan, ancak birçok transseksüele öncülük etmiş, ilham kaynağı olmuş bir hayatın hikayesini okuduk. Bu hikâyeye eşlik etmiş olan Gerda’ya değindik. Bir dönem sapkın olarak adlandırılan, şizofreni teşhisi konulan, zorla hormon tedavisi gördürülen, intihar etmek zorunda kalan atanmış cinsiyetine ait hissetmeyen tüm bireyleri bu vesileyle anmış olalım.
[1] Vajinanın yapılması veya var olan vajinanın düzenlenmesi için gerçekleştirilen herhangi bir cerrahi işlemdir.
Konu ile alakalı diğer yazılarımız