
Osmanlı – İngiliz İktisadi Münasebetleri Çerçevesinde İzmir ve Çevresindeki Pamuk Üretimini Artırma Çabaları (1855-1870)
Yazar: Cihan Özgün & İbrahim Hamaloğlu
Derleyen: Oğuz Alpoğlu
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: XIX. yüzyılın ortalarında İzmir ve çevresindeki pamuk üretimi ve ticareti giderek önem kazanmıştır. Bunun nedeni, elverişli iklim koşulları, bölgedeki verimli ovalar ve İngiltere ile diğer Avrupa devletlerinden gelen uluslararası talep gibi etmenlerin bir araya gelmesidir. Amerikan İç Savaşı nedeniyle bu ülkelerin Amerikan pamuğunu satın alamaması, İzmir’de üretilen pamuğu daha da değerli ve talep edilir hâle getirmiştir. Bu yazının amacı, 1855-1870 arasında İzmir’de pamuk üretimi ve ticaretinde yaşanan değişim ve gelişmeleri, özellikle de bu dönemde Osmanlı-İngiliz ticari ilişkilerinin genel seyrine odaklanarak incelemektir. Bu çalışma için kullanılan kaynaklar arasında Osmanlı Arşivleri, İngiliz Basını, resmî yayınlar ve raporlar yer almakta ve bölgede pamuk üretimi ile ticaretinin büyümesine katkıda bulunan etmenleri çözümleyerek, İzmir’in bu dönemdeki ekonomik ve ticari tarihine ışık tutmayı amaçlamaktadır. Mevcut birinci el kaynakları inceleyerek, pamuk üretimi ve ticaretinin gerçekleştiği sosyal, siyasi ve ekonomik bağlam ile bunun yerel ve uluslararası ekonomi üzerindeki etkisini daha iyi anlayabiliriz.
Osmanlı-İngiliz İş Birliği
1862 yılında İngiltere ve İngiliz tüccarlar, Amerikan İç Savaşı’nın başlamasından yaklaşık 1 yıl sonra Osmanlı Devleti’ni pamuk tedarikçisi olarak kabul ettiklerini bildirmişlerdir. 1 Ağustos 1862’de İngiltere’de yayımlanan bir gazetede Osmanlı ülkesinin diğerlerinden farklı olarak İngiltere’de pamuğun endüstriyel üretimi için ham madde sağlayacağı açıkça belirtilmiştir. İzmir ve çevresindeki büyük sermaye istihdamı ile İngiliz ve Osmanlı hükûmetlerinin pamuk tarımında kolaylık sağlayan tutumları, yerli pamuk üretimine olan ilgiyi azaltmıştır. Öte yandan yerli pamuğa göre daha kaliteli olan ve yabancılar tarafından daha çok satın alınan Amerikan pamuğu üretimi, İzmir ve çevresinde artmaya başlamıştır. [1]
İzmir pamuğunun Anadolu’daki diğer pamuklardan daha kaliteli ve çok daha fazla talep gören bir pamuk türü olduğu, İngiliz kamuoyu tarafından tartışmasız bir şekilde kabul edilmiştir. Öte yandan, İzmir ve çevresinde üretilen en kaliteli pamuk yurt dışına satılırken düşük kaliteli pamuk Osmanlı iç pazarında tüketilmiştir. İngiliz kapitalistler, bir yandan tarım teknolojisindeki gelişmeler diğer yandan da pamuk tohumunun geliştirilmesiyle İzmir ve çevresindeki pamuk üretimini artırma konusunda büyük bir beklenti içine girmiştir. İzmir’de pamuk üretimine büyük yatırım yapan birkaç tüccar, 1862 yılının ortalarında Manchester’ı ziyaret etmiş ve Manchester’daki Pamuk Tedarik Birliği (Manchester Cotton Supply Association, MCSA) ile bilgi alışverişinde bulunmuştur. Pamuk standardını belirleyen bir kurum olan Manchester Pamuk Tedarik Birliği, İzmirli bu tüccarlara İzmir ve çevresinden yapılacak pamuk ihracatı için pamuk standartlarını bildirmiştir. MCSA ayrıca hasattan sonra pamuğun temizlenmesi ve fabrikada işlenmesi gibi konularda da çok detaylı bilgiler vermiştir. Üstelik söz konusu kurum çok büyük miktarda mükemmel pamuk tohumu da bağışlamıştır. Daha sonra bu pamuk tohumları İzmir ve çevresindeki bölgelerde adil bir şekilde dağıtılmıştır. Ancak toprağın oldukça kuru olduğu bir dönemde bu tohumlar çok hızlı bir şekilde filizlenmeye başlamış ve bu durumda yerli pamuk hasadını bitirmiştir. Sadece bu duruma bakılarak İngiliz kamuoyu tarafından, İzmir’de 1863’te 50.000 ila 60.000 balya pamuk ihracatı olacağı tahmin edilmiş ve İzmir’deki pamuk üretimi bu şekilde devam ederse üretilen pamuk miktarının 1860 yılındakini geçeceği düşünülmüştür. [2]
Dönemin İzmir Valisi Mehmet Reşid Paşa, İzmir ve çevresindeki pamuk üretimini artırmayı düşünerek 1862’de İzmir’e çok sayıda Amerikan tarım makinesi, Amerikan pamuk tohumu ve Amerikan tarım uzmanı getirtmiştir. [3] Aynı yıl, İzmir demiryolu müteahhidi ve Anadolu Emperyal Pamuk Komisyonu Başkan Yardımcısı Hyde Clarke [4], İngiliz Londra pamuk komitesi tarafından gönderilen mektupla ilgili olarak, Osmanlı hükûmetinin pamuk tarımını artırmak için verdiği iznin İngiliz hükûmeti tarafından memnuniyetle karşılandığını belirtmiştir. Ayrıca söz konusu mektupta, duyulan memnuniyete karşılık olarak, İzmir’e 10 adet pamuk tohumu ayıklama makinesi gönderildiği de yazılmıştır. [5]
1862 yılında Osmanlı hükûmeti, boz ve kıraç alanları yeniden açıp tarla yapacaklara bu alanların ücretsiz dağıtılması ve taşlık arazi mahsullerinden 1-2 yıl öşür alınmaması konusunda tapu nizamnamesinin mevcut maddelerinde değişiklik yapmıştır. Osmanlı çiftçisinin yeniden tarıma açılan bölgelerde pamuk ekmesi hâlinde 5 yıl süreyle öşür vergisinden muaf tutulmasına karar verilmiştir. Osmanlı hükûmeti pamuk gümrüklerinin 10 yıl boyunca değişmemesine ve her türlü pamuğun aynı seviyede ücretlendirilmesine karar vermiştir. Pamuğun iskelelere taşınması için kullanılan yolların bozuk olması hâlinde, buraların onarılmasına dair bir karar da alınmıştır. Pamuk tohumlarının ayrıştırılması ve temizlenmesi için yurt dışından getirilecek alet ve makinelerden gümrük vergisi alınmayacağı belirtilmiştir. [6] Ayrıca pamuğun nasıl yetiştirileceğine dair el kitapları ve kitapçıklar hazırlanarak, pamuk ekilen yerlere gönderilmiştir. Pamuk ekilen yerlerin şehir ve kasabalarında her yıl bir sergi açılması ve buralarda en iyi pamuk yetiştirenlerin ödüllendirilmesi kararlaştırılmıştır. [7]
Osmanlı hükûmetinin pamuk üreticilerini destekleyen tutumu, 1863’te halkı pamuk üretimini artırmaya ikna edecek beyannameler hazırlayıp İzmir ve çevresine göndermesiyle devam etmiştir. Yurt dışından getirilen tohum ve tarım makinelerinden gümrük vergisi alınmamıştır. Osmanlı hükûmeti her fırsatta pamuk üreten çiftçilere pamuk üretimindeki artıştan kazançlı çıkacaklarını anlatmaya çalışmıştır. [8] Nitekim İzmir’e yakın olan Aydın civarında 1862’de 18.000 dönümden fazla bir tarım alanında pamuk üretilirken gerek İngilizlerin gerekse Osmanlı Devleti’nin pamuk üreticilerine sağladığı tüm ayrıcalıklar sayesinde bu alan 1863’te 70.000 dönüme çıkmıştır. Aynı şekilde İzmir’in iç bölgesinde yer alan Nazilli yakınlarında bir çiftçi 17.600 dönüm pamuk ekmiş olmakla övünürken Torbalı civarında 1862’de 15.200 dönüm olan pamuk ekim alanının 1863’te 34.800 dönüme yükseldiği bildirilmiştir. [9]
XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İzmir ve çevresindeki tarım hızla ticarileşme eğilimi göstermeye başlamıştır. Bu eğilim sadece tarımsal üretimde genel bir artışı değil aynı zamanda pazar için üretilen ticari ürünlerde de gözle görülür bir artışı beraberinde getirmiştir. Avrupa’ya açılan limanı sayesinde giderek öne çıkan İzmir ve yakın çevresinde, başta pamuk olmak üzere birçok tarımsal ürünün kaliteli ve yaygın olarak üretilmesi için bilinçli bir çaba gösterilmiştir. Bu çabanın en önemli nedenlerinden biri uluslararası ticarette artan dış talep diğeri ise Avrupa’nın tarım endüstrisine hammadde sağlayarak Osmanlı Devleti’nin tarımsal üretimden kazançlı çıkacağına dair beklentiydi. [10] XIX. yüzyılın ortalarından önce, başta İzmir ve çevresi olmak üzere Osmanlı Devleti’nin verimli topraklarında yapılan tarımdaki hâkim üretim biçimi değişmişti. Bu durumda söz konusu bölgelerde üretilen bazı tarım ürünlerinin Avrupalı tüccarlar tarafından daha yüksek fiyatlara alıcı bulmasına, İzmir ve çevresindeki bazı tarım ürünlerinin önemini artmasına neden olmuştur. Bu da İzmir ve çevresindeki köylülerin önemli bir kısmının buğday ve sebzeye nazaran daha fazla kâr getiren pamuğu ekmeyi tercih etmelerini sağlamıştır. Dolayısıyla pamuk, 1850’lerin ortalarından itibaren Osmanlı-İngiliz ekonomik ilişkilerinin seyrini belirleyen en önemli tarımsal ürün olmaya başlamıştır. Bu nedenle Asia Minor Cotton Company’nin kurulmasından, İzmir-Aydın demiryolu imtiyazının alınmasına kadar daha birçok gelişme, İngilizlerin İzmir ve çevresindeki pamuk üretimine olan ilgisini ortaya koymaktadır. [11]
Amerika Birleşik Devletleri’nin Washington’daki yönetimi ile bu ülkeden ayrılmak isteyen 11 Güney Eyaleti arasında 1861 yılında meydana gelen Amerikan İç Savaşı, Amerikan pamuğunun diğer ülkelere ihracatını durdurmuştu. Bu nedenle 1861’de Amerikan İç Savaşı’nın başlamasıyla birlikte İngilizler, pamukla ilgili sanayileri için ham pamuğu, Osmanlı Devleti sınırları içerisinde en kaliteli pamuğun üretildiği İzmir ve çevresinden almaya çalışmışlardı. [12] Diğer bir deyişle, Amerikan İç Savaşı Osmanlı topraklarında ve özellikle İzmir ve çevresindeki pamuk ekiminde ve üretiminde ciddi bir gelişme yaşanmasına sebep olmuştur. [13]
1860’lı yılların başından itibaren Osmanlı Devleti’ni ikna eden İngilizler, İzmir ve çevresindeki pamuk üretimine yönelik teknik yatırım ve yardımlarını yoğunlaştırmıştır. İngilizlerden gelen bu teşvik, Osmanlı Devleti’ni Avrupa’nın en çok talep ettiği tarım ürünlerinden biri olan pamuğun üretimini teşvik ederek pamuk tarımını yaygınlaştırmak için büyük çaba sarf etmesini sağlamıştır. Bu nedenle bölgedeki pamuk üreticisinin, Osmanlı Devleti’nin desteği olmaksızın, sadece İngiliz sermayesinin teşvikiyle pamuk ekimini arttırdığını iddia etmek yetersiz kalacaktır. Yani İngiliz sanayi burjuvazisinin ham madde ihtiyacını karşılamak için İzmir ve çevresinde başlattıkları pamuk üretimini ve verimliliğini arttırma projesi, sadece İngiliz burjuvazisinin başarısı değildir. Osmanlı idarecileri de bu konuda küçümsenemeyecek çabalar göstermişlerdir. Osmanlı Devleti, bölge çiftçisinin ve ülke ekonomisinin pamuktan elde edeceği yüksek gelirin farkına vardığından dolayı, pamuğun ekonomik önemini çiftçilere öğreterek ve tanıtarak pamuk üretimini artırmak için bilinçli ve denetleyici bir rol üstlenmiştir. Bu nedenle bölge çiftçisinin, pamuk ekmek ve üretmek konusunda teşvik edilmesinde sürecinde İngilizler kadar Osmanlı Devleti’nin de desteğini aldıkları anlaşılmaktadır. Bu süreçte Osmanlı hükûmetinin ve yerel yöneticilerin pamuk üretiminin geliştirilmesindeki arzusu, pamuk üreten bölge çiftçilerine sağladıkları ayrıcalıklar ve kolaylıklarla kendini göstermiştir. [14]
İngiliz ve Osmanlı hükûmetleri, İzmir ve çevresindeki pamuk tarımını kolaylaştırmaya ve üretimi arttırmaya yönelik bazı politikalar takip etmişlerdir. Bu doğrultuda, bölgedeki üreticilerin pamuk üretimini arttırma düşüncesi çerçevesinde birtakım faaliyetlerde bulunmuşlardır. Buna göre bölgedeki üreticiler yerli tohum kullanmaktan vazgeçirilip, Amerikan tohumuna yönlendirilmiş ve bunun neticesinde de yerli pamuk üretimine olan ilgi azalmıştır. Ayrıca İzmir ve çevresinde pamuk temizleme fabrikalarının kurulması, pamuk eken çiftçilere her türlü kolaylığın ve ayrıcalığın sağlanması, İngilizlerin İzmir ve çevresinde satın aldıkları arazilerde bizzat pamuk tarımı yapmaları ve İzmir limanının demiryolu ile çevresindeki verimli ovalara bağlanması gibi gelişmeler, bölgedeki pamuk tarımını ve pamuk ticaretini daha da arttırmıştır. Fakat bu süreç Amerikan iç savaşının sona ermesiyle birlikte nihayete ermiştir. Zira bu sürecin sonunda Amerika’dan İngiltere’ye yeniden büyük miktarlarda pamuk ihraç edilmeye başlanmıştır. Bu durum başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde İzmir ve çevresinden alınan ham pamuğa olan ilginin azalmasına neden olmuştur. Bununla birlikte 1870’li yıllardan itibaren bölgedeki pamuk üretimi 10 yıl öncesine göre oldukça azalmaya ve iç piyasaya hitap etmeye başlamıştır. [15]