Plastik Kirliliği Okyanusların Asitlenmesine Neden Oluyor
Yazan: Sophie Hadley
Çeviren: Melisa Deveci
Düzenleyen: Mehmet Akif Çay
Özet: Yeni araştırmalar; dünyanın okyanuslarına karışan plastik atıklardan kaynaklı kirliliğin, CO2 deniz suyu tarafından emildiğinde suyun kimyasında oluşan değişmenin, okyanus asitlenmesiyle ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu süreç suyun pH seviyesini, birçok deniz iskeletleri ve kabukluları için kilit yapı taşı olan kalsiyum karbonat gibi yaşamsal mineralleri azaltır. Artan okyanus asitliği deniz tarafından emilen CO2 salımlarından kaynaklanmaktadır.
Yapılan yeni çalışma, denize atılan su şişelerinin üç hafta sonra nasıl zararlı bakteriler ve mikroorganizmaların kaynağı haline geldiğini açıklamaktadır. Plastiğin yüzeyine ve okyanusa yayılan bakterilere “plastisfer” denilmektedir. Mercan temizliğiyle bağlantılı olan Photobacterium rosenbergii gibi deniz ekosistemlerine zarar veren bakteriler daha sık keşfedilmektedir. Ayrıca insanlara kolera taşıyabilen Vibrio parahaemolyticus bakterileri, Kuzey ve Baltık Denizi’ndeki deniz plastiğinde bulunmuştur. Araştırma, tek kullanımlık plastik şişelerde bulunan bakterilerin deniz suyunu çevreleyen örneklere kıyasla bakteriyel olarak iki kat daha çeşitli olduğunu gösterdi.
Yapılan çalışma, su altı CO2 sızıntı deliklerinin doğal varlık alanı olarak bilinen Japonya’nın Shikine Adası kıyısında yürütüldü. Ekip, istatistiksel analiz ve DNA diziliminin bir birleşimini kullanarak CO2 artışının bakteri dağılımını daha da hızlandırdığını fark etti. Araştırma ayrıca incelenen 350 bakteri grubunun sadece plastiklere özgü olduğunu gösterdi. CO2‘in daha yüksek olduğu alanlarda, karbon döngüsünde önemli rol oynayan yaşamsal bakterileri de içeren birçok taksonomik grubun etkilendiği bulundu.
Her yıl %50’si tek kullanımlık olan 300 milyon ton plastik üretiliyor. Her gün okyanuslarda yaklaşık olarak 8 milyon parça plastik bulunuyor; sonuç olarak bilim insanları dünyadaki okyanuslarda 5 trilyon 250 milyar parçaya kadar makro ve mikroplastik olabileceğini tahmin etmektedir.
Deniz Biyolojisi Profesörü ve çalışmanın ortak yazarı Jason Hall-Spencer: “Her yıl 13 milyon tona kadar plastik karadan okyanuslara ulaşıyor ve her tür ve boyuttaki deniz canlılarını etkiliyor. Bunu yükselen CO2 seviyesiyle birleştirdiğimizde küresel okyanusa yönelik tehdit çok şiddetli. Bu durum, okyanus asitlenmesi ve ısınmasının etkisini azaltmak için uluslararası iklim anlaşmalarının talep ettiği standartları karşılayacak adımlar atılmasının önemini güçlendirmektedir. Ayrıca karada oluşturulan çöpün günümüz ve gelecek nesillerimiz için okyanuslarda birikerek çevresel tehlike haline gelmemesi için toplumu bilinçlendirme gücüne sahibiz.”
Deniz yaşamı okyanusta artan asitlik riski altındadır; asitlik, metabolik hızlarda (belirli türlerin enerji harcama miktarı) ve parazit gibi diğer organizmalara bağışıklık tepkilerinde azalmaya neden olabilir. Ek olarak plastik kirliliğinin sonucu olan kalsiyum karbonatın azalması ve okyanus asitlenmesinin yükselmesi deniz kestanesi, istiridye, deniz yıldızı ve deniz tarağı gibi karbonat temelli kabuklular ve iskelet yaşam formlarına zarar verebilir. Bu durum nedeniyle besin ağları bozulmuş olan balina ve köpek balıkları gibi daha büyük yırtıcılar da kötü etkilenir. Okyanus asitlenmesi ayrıca mercanları da etkiler, iskeletlerinin zayıflamasına ve kırılmasına neden olur. Ekosistem üzerindeki etkileri habitat kalitesinin düşmesinden besin döngüsü gibi ekolojik süreçlerin zayıflamasına kadar geniş kapsamlıdır. Çalışmanın başyazarı Dr. Ben Harvey, artan CO2 seviyeleri ve sürekli plastik kirliliği konusundaki endişelerini dile getirdi: “Atılan plastik içme şişeleri okyanuslarımızda yaygın bir manzara haline geldi ve bunların farklı bakteri türleri tarafından kolonize edildiğini görmeyi bekliyorduk. Yükselen CO2 seviyelerinin bakteriyel kolonilerde önemli değişimlere neden olacağını da tahmin ettik ancak bu değişikliğin kapsamını ve yükselen seviyelerin farklı türleri nasıl etkilediğini görmek şaşırtıcıydı. Zararlı türlerin gelişirken yararlı türlerin azaldığını görmek günümüz ve geleceğimiz için açık bir endişelenme nedenidir.”
International Alliance to Combat Ocean Acidification gibi kuruluşlar, plastik kirliliğinin etkileri hakkında farkındalık yaratmak için hükümetler ve bilimsel ağlarla birlikte çalışırken Avustralya, Birleşik Krallık, Belize ve Mauritius gibi hükümetlerden oluşan International Partnership for Blue Carbon ve araştırma kurumları; bilgiyi paylaşmak ve pratik eylemi ilerletmek için planlanmıştır. Mikroplastiklerin besin ağlarına ve ekosistemlere verdiği zararı tersine çevirmek zor bir işlem olsa da tek kullanımlık plastiklerin üretimini azaltmak okyanusun kendini yenilemesini sağlamak için önemli bir başlangıç olacaktır. Deniz yaşamı sadece hayalet ağlar, yasa dışı balıkçılık ve yükselen deniz seviyelerinin değil suyun kendisi tarafından da tehdit altındadır. Paris Anlaşması, okyanus asitlenmesinden bahsetmiyor ve gelişmekte olan bu çevre sorununun hükümetler tarafından yeteri kadar ciddiye alınması için daha fazla farkındalık ve özveri, hayati önem taşımaktadır.