Yazar: Roberto Molar Candanosa
Çeviren: İpek Özen
Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Özet: Johns Hopkins Üniversitesindeki bir ekip, işitsel yanılsamalar kullanarak sessizlik anlarının insanların zaman algısını nasıl bozduğunu inceledi. Çalışma, sessizliğin bir ses olmadığını ancak insanların sessizliği seslerle aynı şekilde duyduğunu gösteriyor. Bulgular, yokluğun algılanmasında izlenen yolu yeni bir araştırma yöntemi olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar gelecekte, insanların bir ses meydana gelmeden önceki sessizlikleri de algılayıp algılamadığını ve görsel kaybolmalar gibi diğer örnekleri incelemeyi planlıyorlar.
Giriş
Johns Hopkins felsefecileri ve psikologları, eski günlerden bu yana süregelen “İnsanlar seslerden daha fazlasını işitebilir mi?” bulmacasını çözmek için işitsel yanılsamaları kullandılar. Felsefeciler ve psikologlardan oluşan bir ekip, sessizliğin belki kulakları sağır edici olmasa da gerçekten duyulabilen bir şey olduğu sonucuna vardı. Buna ek olarak işitsel yanılsamaları kullanarak sessizlik anlarının insanların zaman algısını nasıl bozduğunu ortaya çıkardı. Bulgular, yüzyıllardır felsefecileri düşündüren insanların seslerden daha fazlasını duyup duyamayacakları tartışmasını ele alıyor.
Sessizlik: Gerçek Bir Şey mi?
Johns Hopkins Üniversitesinde felsefe ve psikoloji alanında yüksek lisans öğrencisi ve çalışmanın başyazarı Rui Zhe Goh, “Genellikle işitme duyumuzu seslerle ilgili olarak düşünürüz ancak sessizlik ne olursa olsun bir ses değil, sesin yokluğudur.” diyor ve sözlerine “Şaşırtıcı bir şekilde, çalışmamızın önerdiği şey, hiçbir şeyin bile duyabileceğiniz bir şey olduğudur.” cümlesiyle devam ediyor.
Araştırma, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS)’ta yayımlandı [1].
Sessizlik Temelli Yanılsamaların Etkisi
Ekip, tanınmış işitsel yanılsamaları uyarlayarak özgün yanılsama seslerinin yerine sessizlik anlarının koyulduğu yeni sürümler oluşturdu. Örneğin, bir yanılsama sesi gerçekten olduğundan çok daha uzun süreli gibi bir ses oluşturuyordu. Ekip tarafından geliştirilen yeni sessizlik temelli yanılsamasında eş değer bir sessizlik anı da gerçekten olduğundan daha uzun gibi algılandı.
Araştırmacılar, bu sessizliğe dayalı yanılsamaların sese dayalı tamamlayıcılarıyla tamamen aynı sonuçları vermesinin insanların sessizliği sesleri duydukları gibi duyduklarını öne sürdüğünü söyledi.
Sessizliği Duymanın Kanıtı
Johns Hopkins Üniversitesi Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümünde öğretim üyesi olan aynı zamanda Johns Hopkins Algı ve Zihin Laboratuvarını yöneten Chaz Firestone, “Felsefeciler, sessizliğin kelimenin tam anlamıyla algılayabileceğimiz bir şey olup olmadığını uzun süredir tartışıyorlar ancak henüz doğrudan bu soruyu hedefleyen bilimsel bir çalışma yapılmamıştı.” dedi. “Yaklaşımımız, beynimizin sessizlikleri sesleri ele aldığıı gibi ele alıp almadığını sormaktı. Seslerle aldığınız yanılsamaların aynısını sessizliklerle de elde edebiliyorsanız bu, kelimenin tam anlamıyla sessizliği işittiğimizin kanıtı olabilir.”
Görsel yanılsamaların insanların gördüklerini aldatması gibi işitsel yanılmasalar da insanların zaman dilimlerini gerçekte olduklarından daha uzun veya daha kısa duymalarını sağlayabilir. Bir fazlası yanılması [3] olarak bilinen örnekte, iki dizi eşit uzunlukta olsa bile, bir uzun uyarı sesi iki kısa ardışık uyarı sesinden daha uzun gibi algılanır.
1.000 katılımcıyla yapılan testlerde, ekip bir fazlası yanılsamasındaki sesleri sessizlik anlarıyla değiştirdi ve işitsel yanılsamayı “bir sessizlik anının daha fazla olduğu yanılsaması” olarak adlandırdı. Aynı sonuçları elde ettiler: İnsanlar, tek bir uzun sessizlik anının, iki kısa sessizlik anından daha uzun olduğunu düşündü. Diğer sessizlik yanılsamaları da ses yanılsamaları ile aynı sonuçları verdi.
Sessizliğin Algılanmasıyla İlgili Yeni Bir Araştırma Yöntemi
Araştırmadaki katılımcılardan, kalabalık restoranların, pazarların ve tren istasyonlarının gürültüsünü taklit eden ses manzaralarını dinlemeleri istendi. Ardından, bu ses parçalarında, tüm seslerin ani bir şekilde kesildiği ve kısa süreli sessizlikler oluşturan zaman dilimleri dinlendi. Araştırmacılar, fikir basitçe bu sessizliklerin insanlara yanılsama yaşatması değildi, dedi. Asıl fikir, bilim insanlarının sadece seslerle tetiklenebileceğini düşündüğü aynı yanılsamaların, seslerin sessizlikle değiştirildiğinde de aynı derecede etkili olduğuydu.
Bloomberg Felsefe, Psikoloji ve Beyin Bilimleri Seçkin Profesörü olan ortak yazar Ian Phillips, “En azından duyduğumuz ses olmayan bir şey var, o da seslerin kaybolduğu zaman meydana getirdiği sessizliktir.” dedi. “Bir sesin işitsel işlenmesine özgü gibi görünen yanılsamalar ve etkileri, sessizliklerle de elde ediyoruz, bu da ses yokluğunu da gerçekten duyduğumuza işaret ediyor.”
Ekip, bulguların yokluğun algısını incelemek için yeni bir yöntem oluşturduğunu belirtti.
Gelecekteki Araştırma Planları
Araştırmacılar, öncesinde ses olmayan sessizlikleri duyup duymadığımız da dahil olmak üzere insanların sessizliği ne ölçüde işittiklerini keşfetmeye devam etmeyi planlıyor. Ayrıca, görsel kaybolmaları ve insanların yokluk olarak algılayabileceği diğer örnekleri de incelemeyi düşünüyorlar.