Tıp

İşe Yaramayan 5 Diyet Türü

Yazan: Ross Pomeroy

Çeviren: Ümit Sözbilir

Düzenleyen: Songül Özdeş

Özet: Dünya genelinde son 50 yılda obezite 3 kat artmış olmasına karşın buna kesin çözüm bulmak yerine hızlı çözümler vaat eden diyet menülerini tercih ediyoruz. Son 15 yılda oldukça popüler olan fakat aslında işe yaramayan 5 büyük diyeti inceledik. Kısa vadeli değişiklikleri teşvik etme eğiliminde, önerdikleri yiyeceklerde aşırı derecede katı, uzun süre sürdürülmesinin zor, genellikle beslenme açısından yetersiz ve bilimsel destekten yoksun olan diyetler nihayetinde etkisizdir.

Giriş

Dünya genelinde son 50 yılda obezite 3 kat artmıştır [1]. Hâl böyle olmasına karşın neden toplu bir hâlde kilo aldığımızı sorgulamak ve sorunla yüzleşmek yerine bu sorunu hızlı bir şekilde çözeceğini vaat eden diyetleri tercih ediyoruz.

Uluslararası bir bilim insanı ekibinin 2022’de yayımladığı bir makalede; kısa vadeli değişiklikleri teşvik etme eğiliminde, önerdikleri yiyeceklerde aşırı derecede katı, uzun süre sürdürülmesi zor, genellikle beslenme açısından yetersiz ve bilimsel destekten yoksun olan diyetlerin nihayetinde etkisiz olduğu vurgulanmıştır [1]. Son 15 yılda başarısızlıkla sonuçlanan birçok diyet gündeme gelmiştir. İşte işe yaramayan 5 diyet ve işe yaramama nedenleri.

Çiğ Yemek Diyeti

Google Trendler, çiğ yemek aramalarının 2010’da zirveye ulaştığını ve o zamandan beri sürekli olarak düştüğünü gösteriyor. Bugünkü aramalar en yüksek değerlerinin yalnızca %18’ini oluşturuyor. Çiğ yiyecek yemeyi savunan kişiler, pişirmenin yiyecekte bulunan mevcut doğal enzimleri ve vitaminleri yok ederek yiyeceği toksik hâle getirdiğini iddia ediyorlar. Pişirme işlemi, bir yiyeceğin besin değerinin bir kısmını kesinlikle bozsa da bizler için yemeyi daha kolay ve güvenli hâle getirir. Araştırmalar, uzun süre çiğ yemek yiyen kişilerin tipik olarak zayıf olduğunu ve B12 vitamini, D vitamini, demir ve kalsiyum açısından besinsel olarak yetersiz kaldığını gösteriyor [2].

Taş Devri Diyeti

Google’a göre, taş devri diyeti (Paleolitik diyet) dünya genelinde özellikle 2012 yılının sonbaharında gündem olmuş. Şimdilerde ise bunun sadece onda biri kadar aranma hacmine sahiptir. Taş devri diyeti, insanları doğal evrimimize uygun olarak, çiftçiliğin ortaya çıkmasından önceki eski insanlar gibi yemeye davet ediyor. Bu da aslında meyve, sebze, yağsız et, balık, yumurta, kuruyemiş ve tohum tüketmek anlamına gelir. Taş devri diyeti ne yazık ki, besin açısından yoğun iki besin grubunu dışarıda bırakıyor; kepekli tahıllar ve baklagiller. Çiğ yemek diyetindeki gibi katı kuralları beslenme yetersizliklerine yol açabilmektedir. Katı kurallarındaki hatanın en önemli sebebi eski insanların (bazen diğer insanlar da dâhil olmak üzere) her türden yiyeceği yediği gerçeğini de göz ardı etmesidir. Unutulmamalıdır ki insanın bugünlere gelmesinde evrimsel olarak sadece birkaç şey yemeye değil çok sayıda yiyeceği yiyebilmeye uyum sağlaması etkili olmuştur.

Glütensiz Beslenme

2010’lu yılların ortalarında glütensiz beslenme oldukça revaçta olmuştur. Çölyak hastalığı olmayıp mide-bağırsak rahatsızlıklarından muzdarip insanlar yaşadıkları sorunları buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda doğal olarak bulunan bir protein olan glütene yüklemeye başlamıştır. En çok gündemde olduğu 2014 yılının mayıs ayından bu yana, “glüten duyarlılığına” olan ilgi önemli ölçüde azaldı ve buna olan ilgi yarısından daha azına inmiştir.

diyet

Glüten duyarlılığının düşüşünün en önemli tetikleyicisi, proteinden olumsuz etkilendiklerini düşünen insanların aslında etkilenmediğini bulan çift kör, plasebo kontrollü çalışma olabilir [3] [4]. İnsanların karınlarıyla ilgili yaşadığı sorunların sebebi ise birçok glüten içeren gıdada bulunan FODMAP’lar adı verilen ve sindirilmesi oldukça güç olan şekerdi.

Detoks Diyeti

“Detoksifikasyon.” Kulağa çok havalı geliyor. Kim vücudunu “detoksifiye” etmek istemez ki? Diyet çılgınlığının dorukta olduğu 2014 yılında birçok insan bunu uyguladı. Buna karşın “detoksifikasyon” kelimesi aslında anlamsız bir terimdir. İnsan vücudu, kendini atık ürünlerden arındırmak için müthiş yerleşik mekanizmalara sahiptir. Bu mekanizmaların düzgün şekilde işlemesi için yapmanız gereken tek şey dengeli beslenmek ve egzersiz yapmaktır.

(Kaynak: goqii)

Öte yandan “detoksifikasyon” savunucuları, pahalı meyve suları almanızı veya örneğin limon, kırmızı biber ve akçaağaç şurubu ile su dışında hiçbir şey tüketmediğiniz riskli, düşük kalorili, kısa diyetler denemenizi istiyor. Bu kişiler ayrıca bazen sadece doğal müshilleri tüketirken oruç tutmanızı da isterler. Böylece vücudunuz “toksinlerden” arınacak ve diyet sayesinde de yeniden doğmuş gibi olacak.

Diyetisyen Cara Rosenbloom’un 2022’de Washington Post için yazdığı yazıda, ortaya çıkan şey kesinlikle bir temizlik hissi veriyor. “Detoks diyetlerinde müshil etkisiyle gelen rahatlama, toksinlerin atıldığının kanıtı gibi görünebilir ama bu sadece gecikmiş bir dışkının sonucudur.” [5]

Ketojenik Diyet

Google’a göre 2019 yılında ketojenik diyete olan ilgi en yüksek seviyedeyken günümüzde bu ilgi beşte birine düştü. Ketojenik diyetin takipçileri, kalorilerinin %10’dan azını karbonhidratlardan, dörtte birini proteinden ve geri kalanını da yağdan alırlar. Çoğumuzun uyguladığı karbonhidrat ağırlıklı diyete ayak uyduramayan bu karışım, vücudun glikoz (şeker) yerine keton cisimlerini (yağ) parçalamaktan elde ettiği enerjiyle çalışmasını sağlar. Bu, iştahı sözde azaltır ve vücudun metabolizmasını yükseltir.

Diyetin bu amaçların her ikisini de başardığına dair kanıtlar olsa da bunlar oldukça azdır. Nihayetinde, düşük kalorili bir ketojenik diyet tüketmek, uzun vadede geleneksel düşük kalorili dengeli bir diyete kıyasla muhtemelen biraz daha fazla kilo kaybına neden olur. Ancak buna bağlı kalmak çok daha zordur ve bu da ketojenik diyete neden artık eskisi kadar ilgi duyulmadığını gösterir.

Yoluyla
Pomeroy, R. (2023). 5 diet fads from the last 15 years that fizzled out. Big Think.
Referanslar
[1] Tahreem, A., Rakha, A., Rabail, R., Nazir, A., Socol, C. T., Maerescu, C. M., & Aadil, R. M. (2022). Fad diets: Facts and fiction. Frontiers in Nutrition, 9, 960922.[2] Koebnick, C., Strassner, C., Hoffmann, I., & Leitzmann, C. (1999). Consequences of a long-term raw food diet on body weight and menstruation: results of a questionnaire survey. Annals of Nutrition & Metabolism, 43(2), 69–79.[3] Biesiekierski, J. R., Peters, S. L., Newnham, E. D., Rosella, O., Muir, J. G., & Gibson, P. R. (2013). No effects of gluten in patients with self-reported non-celiac gluten sensitivity after dietary reduction of fermentable, poorly absorbed, short-chain carbohydrates. Gastroenterology, 145(2), 320-8.e1-3.[4] Biesiekierski, J. R., Muir, J. G., & Gibson, P. R. (2013). Is gluten a cause of gastrointestinal symptoms in people without celiac disease? Current Allergy and Asthma Reports, 13(6), 631–638. [5] Rosenbloom, C. (2022, January 11). No, you don’t need a detox juice cleanse. Here’s why. Washington Post. https://www.washingtonpost.com/wellness/2022/01/11/are-detox-juice-cleanses-necessary/

Ümit Sözbilir

Sorgulamayı seven bir doktora adayı, yüksek enerji fizikçisi, astronomi sevdalısı, çevre fizikçisi, kitap kurdu, bilmeden konuşmayan. https://www.cern.ch/usozbili
Başa dön tuşu