Şema Terapiye Giriş #2
Yazan: Ceren Mısır
Düzenleyen: Ümit Sözbilir & Cevdet Acarsoy
Özet: Jeffrey E. Young tarafından geliştirilen Şema Terapi modeli; kişilik bozuklukları, süreğen yaşam sorunları ve diğer psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan, kanıta dayalı bir terapi yöntemidir. Daha önce yayımlanan “Şema Terapiye Giriş” adlı yazının devamı olan bu yazıda şema işlemleri ele alınacak ve terapi süreci hakkında bilgi verilecektir.
Not: Bu yazı sitemizde yayımlanan “Şema Terapiye Giriş” yazısının devamıdır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle diğer yazıyı okumanız kuvvetle önerilir. Yazıyı okumak için tıklayınız.
1. Şema İşlemleri
Şemayla ilgili her düşünce, duygu, davranış ve yaşam deneyimi, şemayı ya pekiştirir ya da iyileştirir. Yani, şema ya etkisini yitirir ya da güçlenerek var olmaya devam eder. Bu iki duruma şema işlemi denmektedir: Şema devamlılığı ve şema iyileşmesi. [1] [2]
1.1. Şema Devamlılığı
Şema devamlılığı, erken dönem uyum bozucu şemaları pekiştirici etkiye sahip olan davranışların devam ettirilmesine denir. Kişinin, şema sürsün diye yaptığı içsel veya davranışsal her şeyi kapsar. Şema devamlılığı, kendini gerçekleştiren kehanet ile benzerlik gösterir. Kendini gerçekleştiren kehanete göre kişi, düşüncede olanı harekete dönüştürür. Yani, beklentilerini gerçekleştirecek davranışlar sergiler. Aldatılacağına inandığı için kendisini aldatacak partnerlere çekim duyabilir ya da üniversiteye giriş sınavında başarısız olacağına inandığı için daha az çalışarak başarısız olur. Şema devamlılığında da bu durum gözlemlenir.
Şemalar, üç çeşit mekanizma sayesinde pekişir: bilişsel çarpıtma (cognitive distortion), özyıkıcı yaşam örüntüleri (self-defeating life patterns) ve şema baş etme biçimleri (schema coping styles). Şemaların devamlılığında payı en büyük olan faktörün işlevsiz baş etme yöntemlerinin kullanılması olduğu düşünülmektedir.
Bilişsel çarpıtma mekanizmasına göre kişi, karşılaştığı durumları olduğu gibi değil, şemasını pekiştirecek şekilde anlamaktadır. Şemasıyla alakalı bilgileri özellikle vurgulamakta ancak şemasının tersi durumlara daha az dikkat çekmektedir.
Kişi, şemasıyla ilgili duyguları hissetmekten kaçabilir. Duygularını engellediği zaman şema bilinç seviyesine gelemez. Eğer şema bilinç seviyesine gelemezse şemayı değiştirmek ya da iyileştirmek için adım atılamaz.
Kişi, farkında olmadan şemasını pekiştirecek ve tetikleyecek durumlara ya da ilişkilere girebilir. Buna özyıkıcı yaşam örüntüleri denmektedir. Belli durumları tekrarlayarak şemasına izin verir. İyileştirici ilişkiler ve durumlardan kaçınır.
Ayrıca, ikili ilişkilerde de kişiler diğer insanların olumsuz tepkiler vereceği davranışlar sergilerler; böylece şemalarını pekiştirirler.
Şema devamlılığına örnek verecek olursak, kişinin kusurluluk/utanç şeması olduğunu düşünelim. Tanımadığı insanlar olduğu bir toplantıya katılacağını varsayalım. İnsanların ona odaklanmayıp işleriyle ilgilenmesinin onun kusurlu oluşuyla alakalı olduğunu düşünebilir. Aslında herkes her zaman yaptıkları gibi işleriyle ilgilenmektedirler. Toplantı sonrası birilerinin onunla konuşup kahve içmeye çağırmasının sebebinin ona acımaları olduğunu düşünebilir. Duygusal anlamda bakacak olursak kendini diğer insanların yanında ilgi çekici olmayan ya da acınası biri gibi hissetmesi şemalarını tetikleyebilir; bu da üzüntü duymasına sebep olacaktır.
Şemalar ne yazık ki devamlılığını sürdürmek isterler. Çocuklukta yaşanan olumsuz durumlar yetişkinliğe de yansır. Kişi kendini yıkıcı davranışlar sergiler. Şema devamlılığı, şemaların iyileşmesi sürecinde istenmeyen bir durumdur. Terapide tekrarlanan şema örüntüleri üzerinde durularak örüntüleri yıkıcı davranışlara teşvik edilir.
1.2. Şema İyileşmesi
Şema iyileşmesi, şema terapinin amacıdır. Terapi sırasında şemayla ilgili anıların etkilerini azaltmak için çabalanır. Terapide şemanın tetikleme düzeyinin düşmesi istenir. Ayrıca, şema kaynaklı ortaya çıkan fiziksel belirtilerin azalması ve uyum bozucu düşüncelerden uzaklaşmak hedeflenir. Tüm bunların terapide hedeflenmesinin sebebi şemanın anılar, duygular, fiziksel tepkiler ve düşünceler ile bağlantısının olmasıdır.
Şema iyileşmesi, uyum bozucu savunma mekanizmalarının yerine uyumlu davranışların öğretilmesidir. Terapi süreci bilişsel, duygusal ve davranışlar müdahaleler içermektedir. Şema iyileştikçe, şemayı tetiklemek ve aktif hâle getirmek oldukça zor olacaktır. Ayrıca, şema tetiklendiğinde kuvvetli bir etkisi olmayacaktır. Böylece kişi çok daha çabuk toparlanacaktır.
Şema iyileşmesi kolay olmayacaktır. Her terapide olacağı gibi uzun ve zorlu bir yolculuk gerekmekte. Şemaları değiştirmek oldukça zordur çünkü şema, erken çocukluk döneminden beri kişiyle birlikte olan, dünya ve kendisi hakkındaki inançlar bütünüdür. Acı verici deneyimlere sebep olsa da kişinin güvenli ve tahmin edilebilir bölgesidir. Bu sebeple terapi sırasında şemalarından vazgeçmemek için diretecektir. Terapi sürecinde şemalara sahip çıkılmasını kişinin kendisini koruması gibi düşünebiliriz.
Şema iyileşmesi, şemalarla yüzleşmek ve onlarla savaşmak anlamına gelmektedir. Bu sebeple kişinin iyileşmek için istekli olması önemlidir. Disiplinli olmak ve düzenli pratik yapmak önemlidir. Kişi, şemalarını gözlemlemeli ve gün içerisinde şemaları değiştirmek için hamleler yapmalıdır yoksa şema devamlılığını sağlayacaktır. Terapi sırasında terapist ve danışan birlik olarak şemalarla savaşıyor gibi hayal edebilirsiniz.
Şemaların iyileşmesi terapinin ana hedefi olsa da şemaların büyük kısmı için tamamen iyileşmeyi vadedemeyiz çünkü şemalarla ilgili anıları tamamen silmek mümkün değildir. Şemalar tamamen iyileşemese de daha az tetiklenecek, daha az etkili olacak ve bu tetiklenme daha kısa sürecektir. Ayrıca, kişiler şemaları tetiklendiğinde daha etkili bir şekilde davranacak ve şema devamlılığı sağlanmayacaktır. Partner ve arkadaş seçimleri daha sağlıklı hâle gelecek ve kendilerine daha olumlu bir çerçeveden bakacaklardır.
2. Uyum Bozucu Başa Çıkma Yöntemleri
Şemaların doğruluğunun sorgulanması kişiyi tehdit altında hissettirebilir. Bu sebeple şema bir tehditle karşılaştığında çeşitli yöntemleri uygular. Bunlar; teslim olmak, kaçınmak ve aşırı telafi etmektir. Bu yöntemler çocukluk döneminde işlevsel olmuş olabilir ancak yetişkinlik döneminde işlevini yitirir fakat yine de uygulanmaya devam edilir. Üç başa çıkma yöntemi de şema devamlılığını sağlar. [1] [2] [3] [4]
2.1. Şema Teslimi
Şemasına teslim olmuş kişiler, şemasının doğruluğunu kabul eder ve buna uygun olarak davranırlar. Şemayla savaşmaz ya da ondan kaçmazlar. Şema oluşumuna sebep olan çocukluk deneyimlerini yetişkinlik döneminde de tekrarlarlar. Şemaları tetiklendiği zaman orantısız bir tepki verebilirler.
Şema teslimi yöntemini kullanan kişiler genellikle kendilerine ebeveynlerinin davrandığı gibi davranacak partnerleri tercih ederler. Örneğin, duygusal yoksunluk şemasına sahip olan bir kişi, duygusal olarak ihmâl edebilecek kişilere karşı çekim duyar. Böylece, tıpkı çocukluk döneminde olduğu gibi duygusal anlamda ihmâl edilir. Kusurluluk şemasına sahip olan biri ise olumsuz eleştirilerde bulunan arkadaşlarıyla görüşmeye devam edebilir. Böylece ebeveynleriyle yaşadıklarını arkadaş ilişkilerinde de tekrarlar. Başarısızlık şemasına sahip olan bir kişi ise başaramayacağı hedefler koyarak başaramayacağını garantiler.
Örneklerden de anlaşılacağı üzere şema teslimi oldukça acı verici ancak devam ettirilen bir başa çıkma yöntemidir. Bu durum terapi seansında da görülür. Kişi, terapistini kötü muamelesine maruz kaldığı ebeveyninin yerine koyar ve kendini de çocukluk döneminde gibi hisseder.
2.2. Şema Kaçınması
Şema kaçınması yöntemini benimseyen kişiler, şemaları yokmuş gibi davranırlar. Şemalarının varlığını kabul etmez, şemaları hakkında düşünmez ve onunla ilgili düşünceleri engellemeye çalışırlar. Şemaları tetiklenmesin diye çaba sarf ederler. Şemayla ilgili bir düşünce akıllarına geldiğinde de bastırmak isterler. Diğer insanlarla bir araya geldikleri zaman gayet “normal” gözükürler.
Birçok sağlıksız bastırma yöntemini kullanabilirler. Örneğin, içki içebilir, rastgele cinsel ilişkiye girebilir, aşırı temizlik yapabilir, uyuşturucu kullanabilir, aşırı yemek yiyebilir ya da işkolik olabilirler. Tüm bu sağlıksız bastırmaların amacı kaygı seviyelerini azaltmaya çalışmalarıdır.
Kusurluluk şemasına sahip olan biri, kusurlu olduğu yüzüne vurulacak diye romantik ilişkilerden kaçabilir. Terk edilme şemasına sahip olan biri, zaten arkadaşlıkların bir gün biteceğine inandığı için hiç arkadaşlık ilişkisi kurmayabilir. Başarısızlık şemasına sahip olan biri başarısız olacağından emin olduğu için işlerine başlamaktan kaçınabilir.
Terapiye gitmeyi reddedebilirler çünkü terapide şemalarını hissetmesi gerekecektir. Eğer bir şekilde terapiye giderlerse terapiyi de sabote etmeye çalışabilirler. Örneğin, terapi sürecinde ev ödevi olarak verilen görevleri unutabilirler. Seanslara geç kalabilir ya da gelmeyi unutabilirler. Seans sırasında yüzeysel konulardan konuşabilir, duygularını ifade etmekten kaçınabilirler.
2.3. Şema Aşırı Telafisi
Şema aşırı telafisi yapan kişiler, şemalarının tam tersi doğruymuş gibi davranırlar. Sanki duygusal olarak yoksun bırakılmadılar, hiç kusurlu hissetmediler, hiç kimseye boyun eğmediler ya da hiç birine bağlılık göstermediler gibi görünürler. Ancak durum bundan farklıdır. Çocukluk döneminden farklı bir yetişkinlik dönemi içerisinde olmaları şemalarını iyileştirdikleri anlamına gelmez. Tam tersine, sürekli olarak şemalarıyla savaş hâlindedirler.
Örneğin, çocukluk döneminde kişi istismara uğradıysa, yetişkinlik döneminde istismarcı olan kendisi olabilir. Çocukluk döneminde her şeyi kontrol altında tutulmuş kişi, yetişkinlik döneminde çevresini kontrol edebilmek için büyük çaba gösterebilir.
Sağlıklı gibi görünen şema aşırı telafi yöntemleri de vardır. Örneğin, politik liderler, iş insanları ve medyada yüzlerini görmeye alışık olduğumuz insanlar aşırı telafi yapıyor olabilirler. Kusurluluk şemasına sahip olan ünlülerin çok fazla takipçisi olabilir. Boyun eğicilik şemasına sahip olan birisi binlerce kişinin işvereni olabilir. Bağımlılık şemasına sahip olan birisi şehir dışına çıkması gereken bir görevde çalışıyor olabilir. Ancak şema iyileşmek yerine devamlılığını koruyordur.
3. Şema Terapide Terapi Süreci
Şema terapiye giden danışanlar genellikle şemalarının bilincinde olarak gitmezler. Günlük hayatta zorlandıkları bir problem sebebiyle terapi almaya karar verirler. Örneğin, işe gitme isteğini kaybettiği için kişi psikolojik destek almaya karar verebilir.
Şema terapinin amacı, kişinin problemlerinin kökeninde yatan şemaları keşfetmesine kılavuzluk etmektir. Şemalar keşfedildikten sonra da daha önce bahsedilen temel ihtiyaçların (sevilme, özgür olma, eğlenme, kendini ifade edebilme ve gerçekçi limitlere sahip olma) sağlıklı yollarla kazanılmasını sağlamaktır.
Şema terapi süreci iki ana bölümden oluşur: değerlendirme ve eğitim aşaması ile değişim aşaması. Değerlendirme ve eğitim aşamasında danışan hakkında bir değerlendirme yapılıp danışanın problemleri ve şema terapi hakkında bilgi verilir. Değerlendirmeden kastedilen danışanın iyi bir insan olduğu mu yoksa kötü bir insan olduğu mu değildir. Değerlendirme, danışanı terapiye getiren sebepler üzerinde durulması ve danışanın geçmiş ve günümüz hayatı hakkında genel bir çerçeve çizilmesidir. Bu aşamada, danışanın hayatını en çok etkileyen şemalar tespit edilir; tespit edilen şemaların olumsuz etkileri danışan ile paylaşılarak fark etmesine yardımcı olunur; danışanın şemasıyla ilgili duygularını gün yüzüne çıkarması üzerine çalışılır; uyum bozucu başa çıkma yöntemlerinden hangisi veya hangilerinin kullanıldığı ortaya çıkarılır. Danışanı terapiye getiren sorunların listesi çıkartılır ve kısa veya uzun süreli hedefler belirlenir.
Her problem için şema terapi ne yazık ki uygun değildir. Bu sebeple danışan ile problemin şema terapiye uygunluğu üzerine konuşulur. Eğer şema terapi için uygun bir problem ise terapiye devam edilebilir. Eğer tam tersi ise danışanla farklı bir terapi yöntemi ile çalışılabilir. Terapistin belirtilen terapi yöntemi ile ilgili uzmanlığı varsa aynı terapist ile devam edilebilir ancak aksi durumda farklı bir terapiste yönlendirmesi gerekmektedir.
Terapi sürecinin bir diğer ana bölümü ise değişim aşamasıdır. Bilişsel alan, yaşantısal alan, terapi ilişkisi alanı ve davranış kalıpları alanı olmak üzere dört temel alanda değişim hedeflenir. Her alanın kendine özgü yöntemleri ve teknikleri vardır ancak her alan ayrı bir şekilde ele alınmaz. Bütüncül bir şekilde her alanda değişim hedeflenir; bu sebeple de aynı anda farklı yöntem ve teknikler kullanılabilir. Yöntemler ve teknikler danışanın o andaki ihtiyacına göre şekillenir. [1] [5]
4. Şema Terapinin Diğer Terapi Yöntemlerinden Farkı
Şema terapi, birçok terapi yönteminden faydalanılarak oluşturulmuştur. Bilişsel davranışçı terapinin genişletilmesi sonucu ortaya çıkan şema terapi; psikanalizden, Gestalt kuramından, bağlanma kuramından, nesne ilişkileri kuramından ve yapılandırmacılık kuramından etkilenmiştir. Bu da demek oluyor ki şema terapi birçok terapiye benzemekle birlikte ayrıldığı noktalar da vardır. Farklı terapi yöntemleri ile şema terapi modeli kıyaslanacaktır:
4.1. Aile Terapisi
Aile terapisinde aile birimine dâhil olan herkesin terapiye gelmesi beklenir. Evde bulunan kedinin veya birlikte yaşanılan akrabaların da terapiye katılması istenir. Bunun sebebi Aile Sistemleri Teorisine göre aile biriminin bir bütün olması ve kendi içerisindeki dinamiklerinin önemidir. Yani, aile; anne, baba, çocuk ve anneanneden oluşuyorsa herkesin terapi sırasında bulunması önemlidir. Bunun sebebi anne, baba ve çocuk arasındaki ilişkiye anneannenin de etkisinin olmasıdır. Aile Sistemleri Teorisine göre aile olarak tanımlanan oluşumun içerisindeki herkesin birbiriyle etkileşimi vardır ve problemler bu etkileşimlerdeki sorunlar sebebiyle ortaya çıkarlar.
Aile terapisinde terapist, ailenin iletişimini gözlemleyerek etkileşimlerine tanıklık eder. Böylece problemin doğmasına sebep olabilecek sorunlu etkileşimlere müdahalede bulunulur. Aile terapisinin amacı aile üyelerinin arasındaki etkileşimi güçlendirmek ve ailedeki problemleri çözüme kavuşturmaktır. Şema terapisi ise erken dönem uyum bozucu şemalara odaklanır. Bireysel olarak terapi alındığı gibi geçmişe odaklanılır.
Aile terapisinde seanslar, haftada bir veya iki haftada bir uygulanabilir. Ortalama sekiz saatte terapi tamamlanmaktadır. Şema terapi ise 1 ila 3 yıl süre ile uygulanmaktadır. Aile terapisi, şema terapiye kıyasla daha sorun odaklıdır ve çok daha kısa sürede tamamlanabilen bir terapi yöntemidir.
Şema terapi ile aile terapi arasında benzerliklerden de bahsedilebilir. İki terapide de terapist ile bir bağın kurulması beklenir. Ayrıca, iki terapide de danışanlarda değişimlerin olması beklenilir. [6]
4.2. Psikodinamik Yaklaşım
Psikodinamik yaklaşım, kişiliğin insanın bilincinin dışında geliştiğini ileri süren bir kuramdır. Psikodinamik yaklaşımda hipnoz, serbest çağrışım, dil sürçmeleri ve rüya analizleri gibi yöntemler kullanılarak bilinçdışındaki anıların ve dürtülerin bilinç seviyesine getirilmesi amaçlanır. Bilinç seviyesine getirilen anılar ve dürtüler üzerinde çalışılır.
Psikodinamik yaklaşıma göre terapi sırasında terapist tarafsız (nötr) durur. Şema terapide ise terapistler etkin rol oynamaktadırlar. Sorular sorarak danışanları yönlendirirler. Ayrıca psikodinamik yaklaşımda, terapist cinsiyetine bağlı olarak ve bilinçli olmayarak anne veya babanın yerine koyulur. Anne veya babası çocukluk döneminde nasıl davrandıysa terapistin de aynı şekilde davranacağı düşünülür. Bu sebeple danışan bilinçli olmayarak terapiste anne veya babaya vermek istediği tepkileri verebilir. Şema terapide ise terapist sağlıklı bir anne veya babanın rolündedir. Böylece danışanın anne ve babasının karşılamadığı duygusal ihtiyaçlar, şema iyileşmesinin de gerçekleşebilmesi için, terapistin sıcak tavrı ve güvenilirliği ile karşılanır.
Şema terapi daha çok duygulara yoğunlaşır ancak psikodinamik kuram cinsel ve öfke dürtülerine odaklanır. Şema terapide çocukluk döneminde karşılanmayan ihtiyaçlar için başa çıkma yöntemleri kullanılırken psikodinamik kuramda dürtüler için savunma mekanizmaları görülür. Bu sebeple şema terapi psikodinamik kurama göre daha çok bilişsel ve duygulara odaklanan bir yaklaşım olarak değerlendirilir.
Ayrıca, psikodinamik kurama göre ev ödevleri gibi davranışsal yöntemler tercih edilmez. Terapi sırasında da canlandırma (role-play) ya da imgelemeler (imagery) uygulanmaz.
Psikodinamik yaklaşım ile şema terapi arasında birçok benzerlik de mevcuttur. İki yöntem de sorunların çocukluk dönemindeki köklerine bakarlar. Ayrıca ikisinde de terapist ile danışan arasındaki kurulan bağa önem verilir. İki yöntem de yaşanan sorunlardaki duyguların hissedilmesini ister. [1]
4.3. Bağlanma Kuramı
Şema terapi, bağlanma kuramının etkisinde kalmıştır; bu sebeple birçok benzer yanları vardır. Bağlanma kuramına göre insanların ve hayvanların bakım verenleri (anne figürü ya da benzer figürler) ile bağ kurabilmek için içgüdüleri vardır. Bu içgüdüler sayesinde güvenli ve istikrarlı bağ kurmak amaçlanır. Bağlanma kuramı ile ilgili detaylı bilgi için Yabancı Durum Deneyi (The Strange Situation Experiment) adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Terk edilme şemasının oluşumundan bakım veren ile kurulamayan güvenli bağ sorumludur. Şema terapide de terapist güvenilir ve terk etmeyen sağlıklı bakım veren rolündedir; böylece şema iyileşmesi sağlanır.
Şema terapi, bağlanma kuramından oldukça yararlanmıştır. Bu sebeple birçok şemanın oluşumu bağlanma kuramı ile açıklanabilmektedir. [1]
5. Şema Terapi Faydalı Bir Terapi Yöntemi midir?
Bu soruya cevap verebilmek amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Özellikle belli rahatsızlıklar için daha işlevsel olduğu sonucuna varılmıştır. Kronik depresyon, kaygı bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisindeki etkisi incelenmiştir.
Şema terapinin hayatın bütününe yayılmış olan ve uzun süredir devam eden psikolojik sorunlar için etkili ve bütünleştirici bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalar, şema terapi modelinin sınır kişilik bozukluğu, narsisistik kişilik bozukluğu, paranoid kişilik bozukluğu, histrionik kişilik bozukluğu ve C küme kişilik bozukluklarının tedavisinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır [7]. Başka bir araştırmada ise sigara bağımlılığından kurtulmak isteyen kişilerle çalışılmış ve şema terapi sayesinde sigara bırakabilmenin mümkün olduğu görülmüştür. Sigara bağımlılığının şema terapi ile üstesinden gelinebilmesinin sebebi, bağımlılıkların şemalardan kaynaklanmasıdır [8].
35 araştırmadan faydalanılarak yapılan bir meta-analiz sonucunda şema terapinin depresyon gibi depresif bozuklukların tedavisinde de etkili bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca kolektivist ülkelerde şema terapi yaklaşımının bireyci ülkelere kıyasla depresif bozukluklar üzerinde daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun sebebinin kolektivist ülkelerde otoriter ebeveynlik tarzının daha çok benimsenmesi ve dolayısıyla kişilerde daha çok psikolojik belirtinin ve uyumsuz şemanın oluşması olabileceği düşünülmektedir [9].
Bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nervoza tanısı alan ergenlerle yapılan klinik görüşmeler sonucunda şema terapinin bir kez daha etkili bir yöntem olduğu doğrulanmıştır. Ayrıca ergenlerle yapılmış olan çalışma, şema terapinin ergenler için de etkili olduğunu göstermektedir [10].
Cinsel saldırıya maruz kalan kadınlarla yapılan bir araştırmada ise şema terapinin klinik anlamda etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Cinsel saldırı gibi bir travmaya maruz kalmak kişide travma sonrası stres bozukluğu görülmesine sebep olur. Bu çalışma ile travma sonrası stres bozukluğunun de şema terapi ile etkisinin azaltılabileceği sonucuna ulaşılabilir [11].
Şema terapinin işlevselliğini vurgulayan bu çalışmalar için belirtilmesi gereken önemli eksiklikler vardır. Klinik alanda yapılan çalışmalarda genellikle örneklem sayısı oldukça düşüktür. Ayrıca tedavi sonrasında rahatsızlığın tekrar nüksedip etmediği ile ilgili bilgi eksiklikleri mevcuttur. Ancak bilinmelidir ki bu eksiklikler şema terapiye özel değildir, birçok terapi yönteminin işlevselliği ölçülürken de aynı sorunlarla karşılaşılmaktadır.