Uykusuzluk ve Obezite Arasında Bir Bağlantı Var Mı? Araştırmacılar Solucanlarda Uykunun Metabolizmayı Nasıl Düzenlediğini Açıklıyorlar
Çeviren: Umut Şaşmaz Düzenleyen: Ümit Sözbilir
Yeni araştırmaya göre uykunun başlıca amacı enerji tasarrufu olabilir.
Geç saatlere kadar uyanık kalmak sizi şişmanlatabilir mi? Giderek büyüyen bir ekiple yapılan araştırmaya göre kötü uyku kalitesi iştah düzenini bozarak kalori alımını arttırmakta ve bundan dolayı obezite riskinin artmasına yol açmaktadır.
Fakat PLOS BIOLOGY’de yayımlanan yeni bir makale bu durumun tersine dönebileceğini açıklıyor: Nevada Üniversitesi ve Perelman Tıp Fakültesi’ndeki araştırmacıların mikroskobik bir solucan türü olan Caenorhabditis Elegans’ın (iplik kurdu olarak da bilinir) üzerinde yaptıkları incelemelere göre uykusuzluğun obeziteye yol açmak yerine fazla kiloların uyku kalitesini düşürdüğünü savunuyorlar.
Pensilvanya Kronobiyoloji ve Uyku enstitüsü’nün bir üyesi olan makalenin eş yazarı Nöroloji doçenti David Raizen, verdiği demeçte; “Uykunun, enerji seviyeleri düşürerek vücudun kendi enerji korumada kullandığı bir yöntem olduğunu düşünüyoruz. Bulgularımız ışığında, bir günlüğüne oruç tutmanız halinde, enerji depolarınızın tükenmesi dolayısıyla uykulu olacağınızı düşünebileceğimizi gösterir” dedi.
Raizen solucanlarda keşfedilen bu bulguların doğrudan insanlara aktarılamayacağını vurgulamasına rağmen C. elegans türünün memeli uykusunu incelemek için iyi bir model olduğunu da paylaşıyor. Sinir sistemi bulunan diğer tüm canlılar gibi C. elegans türünün de uykuya ihtiyacı var fakat insanlarda bulunan karmaşık sinir sisteminin aksine C. elegans’da toplamda sadece 302 nöron bulunmasına rağmen, bilim insanları bu nöronlardan sadece birinin uykuyu düzenlemede görev aldığını kesin olarak bilmektedir.
İnsanlarda uykunun ani olarak bozulması iştahın ve insülin direncinin artmasına yol açabilir ve devamlı olarak günde 6 saatten az uyuyan kişiler obeziteye ve diyabete daha yatkın olurlar. Bununla birlikte; insanlarda, farelerde, meyve sineklerinde ve solucanlarda açlığın uyku düzenini etkilediği tespit edildi. Böylece besin varlığının uykuyu düzenleme üzerinde bir etkisi olduğu anlaşıldı lakin bu bağlantının nasıl çalıştığı hala bilinmemektedir.
Reno, Nevada Üniversitesi’nde Biyoloji profesörü olan makalenin eş yazarı Alexander van der Linden şunları söyledi: “Uykunun gerçekten ne iş yaptığını öğrenmek istedik. Kısa uykunun ve diyabet gibi kronik olan diğer hastalıkların birbirleriyle bağlantılı olduğunu biliyor fakat bağlantının ne olduğunu bilmiyoruz. Kısa uykunun obeziteye yatkınlık oluşturduğu mu yoksa obezitenin mi uyku bozukluklarına yol açtığı kesin değil.”
Araştırmacılar uyku ve metabolizmanın bağını incelemek için C. elegans türünün genetik yapısını uyku fonksiyonunu “kapatacak” şekilde değiştirdiler. Bu solucanlar normalde olduğu gibi yemek yiyip nefes alıp üreyebiliyorlar fakat uyuyamıyorlar. Bu nöronun kapatılması ile vücudun enerji birimi olan ATP seviyesinde ciddi bir düşüş tespit ettiler.
Raizenin açıklaması “Uyku aslında enerji kaybına yol açmıyor, enerji tasarrufu yapmak için bir yöntem” şeklinde oldu.
Daha önceki araştırmasında van der Linden, C. elegans’da bulunan KIN-29 adı verilen bir geni inceledi. Bu gen insanda bulunan ve uykuyu tetiklediği bilinen Tuz indükleyici Kinaz (SIK-3) ile aynı işlevi yerine getiriyor. Şaşırtıcı bir şekilde araştırmacılar uyuyamayan bir solucan üretmek için bu geni ortadan kaldırdıklarında solucanda, insandaki obeziteye benzer bir şekilde ATP seviyesinin düşmesine rağmen solucanın fazladan yağ biriktirdiğini tespit etti.
Araştırmacıların hipotezine göre depo edilen yağın serbest bırakılması canlıyı uyumaya teşvik ediyordu. Araştırmacılar, yağ depolarının serbest bırakılmasının uyumaya iten bir mekanizma olduğunu ve KIN-29 mutantlarının uyumamasının sebebinin depo yağlarını serbest bırakamamaları olduğunu öne sürdüler. Bu hipotezi test etmek için araştırmacılar tekrardan KIN-29 genini devre dışı bırakıp bunun üzerine solucanlara yağları serbestleştirecek bir enzim verdiler. Bu değişikliğin ardından solucanlar tekrar uyuyabildi.
Razien, obez insanların neden uyku sorunu çekiyor olabileceklerini şöyle açıkladı: “Yağ depoları ve uykuyu kontrol eden beyin hücreleri arasında bir sinyal problemi olabilir.”
Uyku hakkında keşfedilecek daha birçok bilgi olmasına rağmen Raizen bu makalenin, onları, uykunun asıl fonksiyonunu anlamaya ve uyku bozukluklarının tedavisini bulmaya bir adım daha yaklaştırdığını söyledi.
“Uyku araştırmalarında olayın tamamen beyinde ya da nöronlarda gerçekleştiğine dair yaygın bir düşünce var. Makalemize göre bu tamamıyla doğru değil.” açıklamasını yapan Raizen şöyle devam etti: “Uyku düzenini kontrol eden mekanizma, beyin ile vücudun geri kalanı arasında bazı karmaşık etkileşimlere neden oluyor.”
Makalenin diğer yazarları Jeremy Grubbs ve Lindsey Lopez, araştırmayı okulları olan Reno, Nevada üniversitesi ve Perelman Tıp Akademisinde okurken tamamladılar.
Kaynak: https://www.pennmedicine.org/news/news-releases/2020/april/link-between-obesity-and-sleep