Depremleri Tahmin Etmek Mümkün mü?
Yazan: Oğuzhan Çamcı
Düzenleyen: Esranur Maral
Özet: Deprem öncesi ve sonrasında ortaya çıkan radon gazının tektonik aktiviteyle ilişkisi deprem tahmini üzerindeki en önemli çıktıdır. Fay hatları üzerinden kurulacak olan gözlem istasyonları da deprem tahmininde daha detaylı bilgi verebilir.
Deprem insanlığın uzun yıllardır merak ettiği, gerçekleştiğinde panik anı neticesiyle ne yapacağını bilmediği bir durum ortaya çıkarıyor. Depremlerin ne zaman olacağının bilinmemesi, etkilerinin nereye varacağı hâlâ merak konusu.
Radon Gazı ve Deprem
Yeryüzüne yakın noktalarda yapılan radon gazı ölçümleri değişiklik göstermektedir ve bunlar insanlık için önemli bilgiler taşıyabilir. Radon gazının düzenli takip edilmesiyle günlük, haftalık ve yıllık veriler bir araya getirilerek bir olay örgüsü yakalanabilir.
Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde çalışan bilim insanları bir araya gelerek yaptıkları çalışmalarda radon gazının sismik hareketler sonucunda değişimler gösterdiğini ortaya çıkarttı. Çalışmada Prof. Dr. Müslim Murat Saç ve arkadaşları radon gazının deprem ile olan ilişkisini ortaya çıkartabilmek için İzmir’in Seferihisar ilçesinde termal su kaynakları yakınlarında deneyler gerçekleştirdi. Seferihisar’ın seçilmesinin nedeni olarak bölgenin sismik olarak çok aktif olmasını ve iyi bilinmesini gösterdiler.
Peki radon gazı nasıl ölçülüyor?
Bu çalışmada LR-115 nükleer iz detektörü kullanılmış ancak radon gazı ölçümü yapabilen başka aygıtlar da bulunmaktadır. Bu cihaz duruma göre birden fazla da olabilir. Ölçümlerin nasıl yapıldığına bakacak olursak belirlenmiş fay çizgisi üzerine 50 cm derinliğe cihaz yerleştirilip ölçümleri kaydetmesi için belirli bir süre bulunduğu konumda bırakılıyor, bu çalışma için ise süre yaklaşık bir sene olarak belirlenmiş.
Ölçümler ve veri takibi ekim 2006 ve kasım 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu tarihler arasında ölçümlerin yapıldığı alana yakın 2 deprem gerçekleşmiştir ve bu depremler: ölçüm noktasına 35 km uzakta olan 3.0 büyüklüğünde ve 4 Haziran 2007 tarihli Seferihisar depremi diğeri ise 11 Kasım 2007’de 4.2 büyüklüğünde ölçüm noktasına 43.2 km olan Seferihisar depremidir.
Yapılan ölçümler takip edildiğinde termal su kaynakları etrafındaki toprak içindeki radon konsantrasyonunda gözle görülür değişmeler saptanmıştır. 4 Haziran 2007 tarihli Seferihisar depreminden 10 gün önce radon seviyesinin en üst sınırlarına çıktığını ve depremden birkaç gün sonra ise düşerek normal sınırlarına ulaştığı görülmektedir. Diğer istasyonlar ile oluşan depremler karşılaştırıldığında radon konsantrasyonunda gerçekleşen anomolilerin depremle iyi bir şekilde etkileşimde olduğu belirtilmiştir.
Radon gazı ölçümleri uygun fay noktalarında takip edildiğinde bu değişikliklerin gözlenmesi ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda tektonik davranışlar hakkında bilgi edinilmesiyle depremler önceden takip edilecek noktaya getirilebilir.