Özgün İçerikYer Bilimleri

Türkiye Neden Deprem Ülkesi?

Yazan: Oğuzhan Çamcı

Düzenleyen: Ümit Sözbilir

Özet: Türkiye’nin üzerinde bulunduğu kara parçası jeolojik olarak 3 farklı levhanın bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur. Türkiye’de meydana gelen tektonik aktiviteler levhaların hareketi sonucunda oluşmaktadır. Levhaların hareketleri sürekli olmasına karşın deprem üretecek duruma gelmeleri için yeterli stresin birikmesi gerekir. Levha hareketlerini kısıtlayan sürtünmeyi yenecek kadar stres biriktiğinde kırılma aniden olur ve depremler oluşur.

Bildiğiniz üzere dünya katmanlardan oluşmaktadır. Katmanların en üstünde yer kabuğu bunun altında ise manto bulunmaktadır. Manto, kendi içerisinde 2’ye ayrılır: üst manto ve alt manto. Bunların arasındaki fark ise sıcaklık farkıdır. Alt mantonun sıcaklığı 5.000 °C’ye kadar ulaşabilmektedir. Üst mantoda ise bu değer 1.000 °C’dir. Alt mantoda ısınan eriyik yükselmeye başlar. Sıcaklığını kaybettikçe soğur, soğudukça yoğunlaşır ve tekrar derinliklere doğru hareket eder. Bu hareket konveksiyonel akım olarak adlandırılır (Şekil 1). Konveksiyonel akım yer kabuğunun hareket etmesine sebep olur ki bizi ilgilendiren kısım da burada başlamaktadır. Konveksiyonel akım sonucunda 3 tür hareket oluşur: yaklaşma, uzaklaşma ve yan yana kayma. Söz konusu hareketler yer kabuğunda levhaların oluşmasını tetikliyor. Oluşan levhalar biraz önce bahsettiğimiz konveksiyonel akım ile hareket ediyor bunların sonuçlarında ise dağ oluşumları, depremler, volkanik aktiviteler ve okyanus hendekleri oluşmaya başlıyor [1].

deprem
Şekil 1. Konveksiyonel akımlar

Depremler Nasıl Oluşuyor?

Konveksiyonel akım yer kabuğunda oluşan levhaları harekete geçiriyor diye bahsetmiştik. Hareket sonucunda levhaların hareket yönleri boyunca sürtünmeye maruz kalmaları bu hareketleri kısıtlamaktadır. Konveksiyonel akımlar levhaların hareket etmesini sağlamaktadır. Şayet hareket ettirmiyorsa bu durumda levhalar üzerinde sürtünmeden dolayı stres birikmektedir. Sürtünmeyi yenecek kadar kuvvet biriktiğinde ani bir kırılmayla o zamana kadar olması gereken hareket bir anda oluyor ve büyük bir güç ortaya çıkıyor. İşte bu zamanlarda depremler oluşuyor. Bu oluşumlar faylar boyunca oluşuyor ve her fayın kendine özel bir hareket şekli bulunuyor ki bunları da isimlendirme de kullanmaktayız. Bunlar: normal faylar, ters faylar ve yanal atımlı faylardır.

Fayların Çeşitleri

Normal faylarda hareket blokların birbirinden uzaklaşması şekildedir. O yüzden genel olarak normal fayların yüzeyde gösterdiği kırıklar görece kısadır. Uzun olan kısmı ise hareket düzlemidir. Diğer yandan ise normal fayların kırılma noktaları derindedir. Yani normal faylarda kırılmalar yüzeyde az olurken depremin oluştuğu derinlik ise fazla olmaktadır (Şekil 2) [2].

Şekil 2. Normal fay

Ters fay ise normal fayda birbirinden uzaklaşan blokların birbirine yakınlaşması olarak açıklayabiliriz. Bir bloğun diğer bloğun üstüne doğru hareketi hariç diğer özellikleriyle normal faya benzemektedir. Yani yüzey kırıkları görece küçük ve kırıldığı nokta derinliklerdedir (Şekil 3) [2].

Şekil 3. Ters fay

Yanal atımlı fay ise blokların hat boyunca sağa ya da sola doğru gitmesi olarak açıklanabilir. Bu tür faylarda ise yüzey kırıkları çok uzun olur ve kırılma noktası yüzeye yakın olur. Bu tarz depremlerin hasarları çok daha büyük olmakta (Şekil 4) [2].

Şekil 4. Yanal atımlı fay

Türkiye’de Depremler Nasıl Oluyor?

Türkiye tam olarak Afrika, Arap ve Avrasya levhalarının birleşim noktası üzerinde konumlanmaktadır [3]. Daha önce konveksiyonel hareketler sonucunda levhaların hareket ettiğini söylemiştik. Türkiye’nin üzerinde bulunduğu kara parçası levhalardan 3 tanesi üzerinde konumlandığı için tektonik olarak çok karışık ve aktif durumdadır. Afrika ve Arap levhalarının kuzeye doğru hareketleri sonucunda Avrasya levhasının saat yönünün tersine doğru bir hareket yapmasına neden olmaktadır (Şekil 5). Diğer yandan kuzeye doğru gerçekleşen hareketlerin hem hızları farklı hem de hareket davranışları farklıdır. Yani Afrika levhası kuzeye doğru gerçekleştirdiği hareketi esnasında Avrasya levhasının altına doğru hareket eder; Arap levhası ise Avrasya levhasıyla çarpışma durumundadır. İşte Arap levhasıyla Avrasya levhasının çarpışması 16-11,6 milyon yıl önce gerçekleşmeye başladı. Çarpışma meydana gelince Arap levhası kuzeye doğru hareketini kesmediği için bugün Doğu Anadolu Fayı (DAF) olarak bildiğimiz bölgede kırılmalar meydana geldi. Arap levhasının kuzeye doğru hareketi DAF üzerindeki sürtünmeden daha büyük olduğu zamanlarda deprem oluşturmaya başladı [3].

Şekil 5. Anadolu tektonik birliği [3].

Daha önce de bahsettiğimiz gibi Türkiye’nin tektonik durumu oldukça karışık bir vaziyettedir. DAF’a dönecek olursak sol yanal atımlı bir faydır. Uzanımı ise kuzeydoğu-güneybatı şeklindedir. İşte burada devreye transform fay diye adlandırdığımız oluşum girmektedir.

Transform Fayı Nedir?

Transform fay, iki tektonik levhanın birbirinden yatay olarak zıt yönlere doğru kaydığı bir tür jeolojik faydır. Bu tip bir fay aynı zamanda yatay kayma fayı olarak da bilinir. Transform faylar genellikle bir transform sınırı olarak adlandırılan bir bölgede iki tektonik levha arasındaki sınırlarda bulunur.

Transform sınırında iki levha, bir levhanın diğerinin altına girdiği veya itildiği yerlerdeki gibi dikey bir düzlem boyunca hareket etmez, bunun yerine yatay bir düzlem boyunca birbirlerinin yanından kayarlar. Levhaların hareketi, gerilimin birikmesine ve sonunda deprem şeklinde serbest bırakılmasına neden olabilir.

Dünyanın en ünlü faylarından biri: Kaliforniya Andreas Fayı

Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 Mw büyüklüğündeki deprem DAF üzerinde değil kuzey-güney uzanıma sahip sol yanal atımlı olan Ölüdeniz fayının kuzeyinde gerçekleşmiştir. Merkez üssü Kahramanmaraş Elbistan olan 7,6 Mw büyüklüğe sahip olan 2. deprem ise Çardak fayı üzerinde gerçekleşmiştir (Şekil 6). İşte burada ise 3 eklem devreye girmektedir. 3’lü eklem ise daha önce bahsettiğimiz levhaların birleştiği noktadır.

Bölgede gerçekleşen iki büyük depremin oluştuğu faylar. Kuzeyde çardak fayı, güneyde ölüdeniz fayı gözükmektedir. [4]

Kahramanmaraş ovasının oluşumunda bu 3’lü eklemen etkisi büyüktür. Diğer yandan DAF üzerinde bulunan tek 3’lü eklem bu değildir. DAF’ı başlangıç noktası olarak kabul edilen Karlıova, diğer 3’lü eklemin bulunduğu yerdir. Bir diğer 3’lü eklem ise Amik havzasıdır.

Kısacası deprem hep hayatımızda olacak ve bizim bununla yaşamayı öğrenmemiz gerek.

Referanslar
[1] Gupta, A. K. (2011). Physics and Chemistry of the Earth's Interior: Crust, Mantle and Core. Springer Science & Business Media.[2] Twiss, R., & Moores, E. (1992). Structural Geology. W. H. Freeman.[3] Rojay, B., Heimann, A., & Toprak, V. (2001). Neotectonic and volcanic characteristics of the Karasu fault zone (Anatolia, Turkey): the transition zone between the Dead Sea transform and the East Anatolian fault zone. Geodinamica Acta, 14(1-3), 197-212.[4] Demirtaş, R. (2023, February 12). 12 Şubat 2023 tarihi ile 06 Şubat 2023 (Mw=7.8 ve Mw=7.6) Pazarcık / Ekinözü depremleri ARTÇI ve TETİKLENMİŞ BAĞIMSIZ DEPREMLER ile ilgili son durum.. LinkedIn.

Oğuzhan Çamcı

Jeoloji mühendisliği mezunu, özel bir şirkette maden arama jeologu olarak çalışmakta. Yüksek lisans son dönem öğrencisi. Araştırmayı seven, araştırdığı şeyleri yazıya döken tartışan.
Başa dön tuşu